19. Hukuk Dairesi 2016/14869 E. , 2017/2605 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmiştir. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalılardan ... ile ... vek. Av. ... ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalılar ... ve ..."nin davacı şirketin ortakları olup, adı geçen ortakların baskı kurması hile yapması sonucu dava dışı şirket ortağı..."e dava konusu çekin imzalatıldığını, davacı şirketin çekte lehdar gözüken davalı ..."ye herhangi bir borcunun bulunmadığını, çekin tasil için avukat olan davalı ..."a verildiğini, onunda çeki ..."ye ciro ettiğini, ..."nin de davalı ..."ın bürosunda çalışan davalı ..."e ciro ettiğini, davalılar arasında borç – alacak ilişkisi olmamasına rağmen çeki kendi aralarında ciro ederek çekin icra takibine konulduğunu iddia ederek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan ... ve ... vekili cevap dilekçesinde, davacı iddialarının asılsız olduğunu, ticaret hayatında çift imza ile keşide edilen çekin herhangi bir işte kullanılmak üzere karşılıksız olarak düzenlenemeyeceğini, alacaklının eski şirket ortağı olmasının borç ilişkisine engel teşkil etmeyeceğini, şirketin kuruluşundan şirketten ayrılıncaya kadar şirkete sürekli maddi destek sağlayan müvekkillerinin şirketteki tüm alacaklarına karşılık dava konusu çekin düzenlediğini çekin hile ile alındığı iddiasının iftira olduğunu, çekin kim tarafından nasıl ibraz edildiğinin öneminin olmadığını, çekin bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bu borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiğini, davacı tarafın iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar 17/06/2016 tarihli dilekçelerinde kendileri açısından pasif husumet durumunun söz konusu olup, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davalı ..."nin davacı aleyhine dava konusu çeke dayalı icra takibi yaptığı, dava dışı... ile davalılar ... ve ..."nin davacı şirketin kısmen ortakları olup, kuruluş ve sözleşmesi uyarınca on yıl için dava dışı ... ve ..."nin şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu, davacı şirketin incelenen defter kayıtlarında davalı ... davacı şirkete 371.307,79 TL borçlu davalı ..."nin ise 383.739,99 TL alacaklı olduğu, davacı keşidecinin lehdara temel ilişkisinde borçlu olmadığını, hamil ve cirantalarında bu bedelsizliği bile bile kendisi zararına ciroyla çeki iktisap ettiklerini ispat yükü taşıdığı mevcut bir borcun ödenmesi için ifa uğruna verildiği karine olarak kabul edilen takip ve dava konusu çekten dolayı davalı lehine ..."ye borçlu olmadığını, çekin kandırılarak ve baskı kurularak imzalatıldığının ispat yükünü taşıyan davacının bu iddiasını kanıtlayamadığı, delilleri arasında yemin deliline de dayanmadığı gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar Fatma ve ... vekili yararına takdir edilen 1.480,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılar vekiline ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 30/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.