Esas No: 2022/1434
Karar No: 2022/5127
Karar Tarihi: 21.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1434 Esas 2022/5127 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, işçinin ikramiye farkı alacağı üzerinedir. İlk Derece Mahkemesi hükmünde Şubat ve Ağustos aylarının 1. günü temerrüdün meydana geldiği kabulüyle faiz işletilmesine karar vermiştir. Ancak, işçiye yapılacak ödemelere ilişkin hesap dönemi, her ayın 15'i ile bir sonraki ayın 14. günüdür ve ödeme için kesin bir vade tayini söz konusu olmadığından temerrütün kendiliğinden gerçekleştiği kabulü yerinde değildir. İşçinin dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kabul edilmiştir. Bu sebeple mahkemece fark ikramiye alacağına ilişkin arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekmektedir. Ayrıca, davacının fark ikramiye alacaklarına en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması da hatalıdır. Bu nedenle, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 3. bendinin çıkartılarak yerine, \"Brüt 428,40 TL fark ikramiye alacağının anlaşmazlık tutanağı tarihinden itibaren en yüksek banka işletme kredisi faizini geçmemek üzere bankalarca mevduata uygulanan en
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 42. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-İkramiye alacağına uygulanacak faiz türü ve faiz başlangıç tarihlerinin belirlenmesi noktasında uyuşmazlık mevcuttur.
Davacı, dava ve ıslah dilekçelerinde ikramiye farkı alacağının temerrüt tarihi olarak belirttiği 31.01.2019, 31.07.2019, 31.01.2020 ve 31.07.2020 tarihlerinden itibaren işleyecek 6356 sayılı Kanunun 53. maddesine göre bankalarca uygulanan işletme kredi faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan ikramiye farkı alacağı bakımından Şubat ve Ağustos aylarının 1. günü temerrüdün meydana geldiği kabulüyle faiz işletilmesine karar verilmiştir. Ne var ki, davacının 02.04.2018 başlangıç tarihli iş sözleşmesinin 7. maddesinde; “işçiye yapılacak ödemelere ilişkin hesap dönemi, her ayın 15'i ile bir sonraki ayın 14. günüdür” denilmekte ve Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan en son Toplu İş Sözleşmesinin ikramiyeye ilişkin hükmünde ise; "İşçilere Ocak ve Temmuz aylarında 5’er günlük olmak üzere yılda toplam 10 günlük (5x2=10) ücretleri tutarında ikramiye ödenir" düzenlemesi yer almaktadır. Bu açıklamalara göre ödeme için tereddüde yer vermeyecek şekilde belirli ya da kesin bir vade tayini söz konusu olmadığından temerrütün kendiliğinden gerçekleştiği yönündeki kabul yerinde değildir.
Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca işçi muaccel alacaklarını tek tek belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde, dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir. Dolayısıyla mahkemece fark ikramiye alacağına ilişkin arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23.madde, kamuda sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçilerin ücretlerinin tespitinde uygulanacak kuralları belirlemekle birlikte, burada söz konusu olan Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan Toplu İş Sözleşmesi davacının 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre yararlandığı bir Toplu İş Sözleşmesi değildir. Bu itibarla davacının fark ikramiye alacaklarına en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması da isabetsizdir.
Açıklanan husus bozma sebebi ise de, bu yanlışlıkların düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/2. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, yukarıda yazılı sebeplerden, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 3. bendinin tümüyle çıkartılarak, yerine;
“3-Brüt 428,40 TL fark ikramiye alacağının anlaşamamaya dair son tutanak tarihi olan 11.01.2021 tarihinden itibaren en yüksek banka işletme kredisi faizini geçmemek üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine”, rakam ve sözcüklerinin yazılarak hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.