10. Hukuk Dairesi 2013/3135 E. , 2013/5462 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, yurt dışında Türk Vatandaşlığında geçen 01.02.1981-20.10.1995 tarihleri arası 5.076 günlük süreye ilişkin borçlanma isteminin kabulünü, borçlanmanın 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında sayılmasını ve ... sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak tespitini istemiştir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, yurt içi sigortalılık kayıt ve tescili bulunmayan davacının, yurt dışında Türk Vatandaşlığında geçen 01.02.1981-20.10.1995 tarihleri arası 5.076 günlük süreye ilişkin borçlanma isteminin kabulü, borçlanmanın 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamında sayılması ve ... sigortasına giriş tarihi olan 01.02.1981 tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkeme, davacının ilk sigortalılık başlangıcının, ... sigortasına giriş tarihi olan 01.02.1981 tarihi olduğuna, Türk Vatandaşlığında geçen 01.02.1981-20.10.1995 arası 5.076 günlük süreye ilişkin borçlanma isteminin kabulüne ve borçlanmanın 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesinde öngörülen sigortalılık niteliğinde sayılması gerektiğinin tespitine karar vererek, davayı kabul etmiştir.
A- Mahkemenin, henüz yapılmış bir borçlanma işlemi bulunmadan, sigorta başlangıcına ilişkin kabulü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin, konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü, bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, ... sigortasına girmiş bulunması halinde, rant sigortasına giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceğini öngörmüştür. Ancak anılan sözleşme hükmünün uygulanabilmesi, yurt dışı sürelerinden usulünce yapılacak borçlanma ile mümkündür.
Şu halde yapılması gereken iş; davacı tarafa yöntemine uygun şekilde verilecek mehille, Almanya’da geçen yurt dışı sürelerinden, 3201 sayılı Yasa uyarınca ve 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesinde öngörülen sigortalılık niteliğinde olmak üzere ve borçlanma talep tarihindeki prime esas günlük kazanç üzerenden usulünce belirlenecek borçlanma bedeli ile, borçlanma işlemi sağlandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin, yazılı şekilde sigorta başlangıcına hükmedilmesi isabetli görülmemiştir.
B- Borçlanma talebinin 5510 sayılı Yasanın 4/I-a maddesi kapsamında değerlendirilmesine yönelik mahkeme kabulüne gelince;
Uyuşmazlık tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Yasanın 79.maddesiyle değişik 3201 sayılı Yasının 3.maddesi “Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilenler ile yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumuna, Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar.
Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma işlemleri aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca yapılır.”hükmünü içerirken;
Yine aynı Yasayla 3201 sayılı Yasanın 5.maddesine 4.fıkra hükmü olarak eklenen ek fıkra ile de; “Yurtdışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir.” Hükmü getirilmiştir.
Anılan 5754 sayılı Yasa ile, 3201 sayılı Yasada yapılan değişiklikler ve getirilen ek düzenlemelere birlikte bakıldığında; başvurulacak kuruluşların belirlenmesinde, eski 3.maddede öngörülen değişik hallerden tümüyle vazgeçilmiş ve sadece; Türkiye’de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği öngörülmüştür. Yasanın bu açık hükmü karşısında, artık borçlanılan sürelerin, mülga diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında bir sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi imkanı ortadan kalkmıştır. Yani , Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmayan kişilerin, 3201 sayılı Yasaya dayalı borçlanma sürelerinin 5510 sayılı Yasanın 4/I-b kapsamında sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi yasal bir zorunluluk haline gelmiştir.
Bu durumda, 3201 sayılı Yasa kapsamında yapılmak istenilen borçlanmanın, 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmekte olup, aksini öngören mahkeme kabulü yerinde değildir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.