10. Hukuk Dairesi 2013/1978 E. , 2013/5458 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanmanın geçerliliğini, 01.09.1993-30.09.2002 tarihleri arasında yurt dışı çalışması bulunmayan beş ayrı dönemde ve 01.10.2002 tarihi sonrasında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini, kesilen yaşlılık aylığın da kesildiği tarihten itibaren ödenmeye devam edilmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu olayda; yurt içi SSK’lı çalışmaları ve 3201 sayılı Yasa kapsamındaki 24.08.1971-09.09.1990 arası borçlanma süresiyle birlikte 01.11.1990 tarihi itibarıyla bağlanan yaşlılık aylığı, kesin dönüş yapılmadığı gerekçesiyle iptal edilerek 01.10.1993-21.08.2006 tarihleri arası dönem için 25.788,29 TL yersiz aylık tahakkuku yapılmıştır. 03.01.2006 günlü tercümeli Alman sigortalılık cetveline göre 01.09.1993-30.09.2002 tarihleri arası dönemde yurt dışı çalışmaları görünen davacının, tercümeli Alman Savcılık kayıtlarına göre de, 24.10.2002-23.06.2005 tarihleri arası sürede Almanya’da sabit ve soruşturma hapsinde kaldığı anlaşılmaktadır.
Eldeki bu davayla; davacı, 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanmanın geçerliliğini, 01.09.1993-30.09.2002 tarihleri arası dönemde çalışma bulunmayan kısa süreli beş ayrı dönemde (17.01.1995 - 02.02.1995, 03.08.1996 - 23.08.1996, 01.11.1996 - 30.11.1996, 06.10.1998 - 31.12.1998 ve 01.11.1999 - 31.12.1999 arası) ve 01.10.2002 tarihi sonrasında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini, kesilen yaşlılık aylığın kesildiği tarihten itibaren ödenmeye devam edilmesini istemiştir.
Mahkeme, kesin dönüş şartının Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması nedeniyle borçlanmanın iptaline dair Kurum işleminin iptaline; Cezaevinden çıktıktan sonra kesin dönüşün kanıtlanamamış olması nedeniyle, aylığın iptali ve yersiz aylık tahakkukuna dair Kurum işlemlerinin iptaline ilişkin davacı istemlerinin reddine; aylık bağlanma istemi açısından, kesin dönüşün gerçekleştiği tarihe kadar hakkın askıda olması nedeniyle kurum tarafından işlem yapılması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Mahkemenin hükmü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
Yurtdışında çalışan Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen hizmetlerinin borçlandırılarak, ülkemiz sosyal güvenlik mevzuatında malullük, yaşlılık ve ölüm hallerinde Türkiye’de geçmiş hizmet gibi değerlendirilmesini sağlamak amacıyla kabul edilen 3201 sayılı Kanun hükümleri uyarınca borçlandırılan sürelere dayalı olarak hangi şartlarda aylık bağlanacağı anılan Kanunun 6’ıncı maddesinde belirlenmiştir. Tahsis yapılabilmesi için aranan koşullardan birisi de, yurda kesin dönülmüş olmasıdır
Çünkü, bilindiği üzere 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un 3’üncü maddesinde yer alan, borçlanma isteminde bulunabilmek için yurda kesin dönüş yapılması gereğini öngören düzenleme, Anayasa Mahkemesi’nin 12.12.2002 günlü, 2000/36 E. 2002/198 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş, 29.07.2003 tarihli 4958 sayılı Yasanın 56’ıncı maddesiyle de, 3201 sayılı Yasanın 3’üncü maddesinde bu yönde gerekli düzenleme yapılmıştır. Sıralanan hukuksal çerçeve karşısında, yurt dışında bulunan Türk vatandaşlarının borçlanabilmeleri için yurda kesin dönüş yapma koşulu ortadan kalkmış olmakla birlikte, 3201 sayılı Yasa gereğince borçlanan Türk vatandaşlarına yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için,
a) Yurda kesin dönülmüş olması,
b) Tahakkuk ettirilen döviz borcunun tamamının ödenmiş olması,
c)Döviz borcunun tamamının ödenmesinden sonra yazılı istekte bulunulması koşullarının hepsinin birlikte gerçekleşmesi gerektiğine ilişkin aynı Kanunun 6’ıncı maddesi hükümleri Anayasa Mahkemesince iptal edilmemiş olup ayaktadır.
Şu halde, yapılması gereken iş; yersiz aylıkların tahsili amacıyla yapılan icra takibi üzerine ... . İş Mahkemesinin 2007/753 Esas sayılı davasıyla açıldığı bildirilen itirazın iptali davasının sonucu araştırılmalı, davacının borçlanma işleminin geçerliliğine karşın, aylık bağlanabilmesi için 6’ıncı maddenin aradığı kesin dönüş koşulunun yeniden ve usulünce (bu anlamda özellikle, 23.06.2005 tahliye tarihine kadar kesin dönüş yapmadığı anlaşılan davacının, anılan tahliye sonrasına ilişkin olmak üzere, yurtdışı sigorta merciine ait tercümeli sigortalılık hizmet cetvelleri v.s celbedilerek) yapılacak araştırma sonucuna göre karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.