Esas No: 2022/2962
Karar No: 2022/5164
Karar Tarihi: 25.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/2962 Esas 2022/5164 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İşçilik alacağı davasında İlk Derece Mahkemesi davanın reddine karar vermiştir. Davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verildiği Karar Dairemizce onanmıştır. Davacı tarafından kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Ancak, Dairemizce verilen kararda maddi hata saptanamadığı ve karar düzeltme istenemeyeceği belirtilmiştir. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 7'nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanmaktadır. 6100 sayılı Kanun’da karar düzeltme kanun yolu düzenlemesine yer verilmediği anlaşılmaktadır.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 12. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki işçilik alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 20.09.2021 tarihli ve 2021/7902 Esas, 2021/12311 Karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilince kararın maddi hataya dayandığı gerekçesi ile ortadan kaldırılması istenilmiş olmakla; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun (7036 sayılı Kanun) 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) kanun yollarına ilişkin hükümleri, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanır.
6100 sayılı Kanun’da ise karar düzeltme kanun yolu düzenlemesine yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğine göre davacının talebi, davalı bankanın takip ettiği işlerden doğan karşı taraf vekalet ücretinden, %25 ve %30'luk iki kesintiye ilişkindir. 2006 yılında dağıtılan %50 kısım %25'e düşürülerek %25'i bankaya gelir kaydedilmiş, 2009 yılında ise dağıtılan %25 ücretten %30'unun dağıtılmaması konusunda karar alınmıştır. Buna göre davalı bankanın tek taraflı tasarrufu ile, 2006 yılında dağıtılan %50 oranındaki karşı taraf vekalet ücretinin %25'e düşürülüp, geri kalan %25'inin davalı bankaya gelir kaydedildiği, 2009 yılında ise dağıtılan %25 ücretten %30 oranında kesinti yapıldığı, bu kesintilerin değişikliklerin yapıldığı tarihte işyerinde çalışan ve değişiklikten etkilenen işçiler bakımından 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22 inci maddesi kapsamında iş yeri uygulaması ile oluşan çalışma koşullarında esaslı değişiklik mahiyetinde olduğu bu sebeple aynı madde kapsamında yazılı muvafakat olmadıkça bu işçiler bakımından esaslı değişikliğin bağlayıcı olmayacağı anlaşılmıştır. Açıklanan duruma göre 2006 yılından önce çalışmaya başlayan bir işçi bakımından yazılı muvafakati olmadıkça hem %25 hem de %30 oranındaki kesintilerin, 2006 yılındaki değişiklikten sonra ancak 2009 yılındaki değişiklikten önce işe başlayan işçinin ise yazılı muvafakati olmadıkça %30 oranındaki kesintinin yapılamayacağı belirlenmiştir. (Örneğin Dairemizin 22.09.2020 tarihli 2019/4379 Esas ve 2020/8764 Karar sayılı; 25.05.2021 tarihli 2021/3325 Esas ve 2021/9507 Karar sayılı; 15.06.2021 tarihli 2021/4460 Esas ve 2021/10273; 21.12.2021 tarihli 2021/11885 Esas ve2021/16747 Karar sayılı; 25.01.2022 tarihli 2021/12734 Esas ve 2022/1021 Karar sayılı; 15.03.2022 tarihli 2022/1043 Esas ve 2022/3403 Karar sayılı ilamları) Ancak; sözleşmede yer almasa da iş koşulu haline gelmiş ücret eki niteliğindeki iş yeri uygulaması olan 2006 ve 2009 yılı değişikliklerinin davalı iş yerinde 21/03/2011 tarihinde çalışmaya başlayan davacı yönünden bağlayıcı olduğu ve davacı vekilince emsal olduğu belirtilen işçilerin değişikliklerin yapıldığı tarihte işyerinde çalışmakta olan işçiler olması sebebiyle davacı asile emsal olmadığı anlaşıldığından Dairemizce temyiz incelemesi sonucunda verilen kararda maddi hata saptanamadığı gibi, maddi hataya dayandığı ileri sürülen hususun hukuki takdire ilişkin olduğu ve 7036 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca iş mahkemelerinin kararları ile ilgili Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme istenemeyeceği de dikkate alınarak davacı vekilinin dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeple, davacı vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi talepli dilekçesinin REDDİNE, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.