Esas No: 2022/4384
Karar No: 2022/5160
Karar Tarihi: 25.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4384 Esas 2022/5160 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalının işyerinde numune alma ve hazırlama elemanı olarak çalışan davacının baştan itibaren davalı asıl işveren işçisi sayılması gerektiğine dair İlk Derece Mahkemesi kararı, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunu esastan reddedilerek onanmıştır. Ancak, davacının toplu iş sözleşmesinden faydalanıp faydalanamayacağı hususunun çözümü gereklidir. Toplu İş Sözleşmesinden yararlanma, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 39. maddesinde düzenlenmiştir. Bu kapsamda, davacının üyeliğinin davalı işverene bildirilip bildirilmediği araştırılmalı, sendikaya üye olduğu tarihte almakta olduğu ücretine toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarihte yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi hükümleri uygulanarak artışlar yapılmalı ve tespit edilen ücretlerine göre hesaplanacak fark ücret ve ilave tediye alacakları hesaplanmalıdır. Karara konu olan kanun maddeleri: 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 39. maddesi.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 29. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin ihale alan firmalara bağlı olarak davalıya ait işyerinde 01/01/2016 tarihinden itibaren numune alma ve hazırlama elamanı olarak çalıştığını ve ... ile görünüşteki işveren yüklenici firmalar arasındaki hukuki ilişkilerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davacının baştan itibaren davalı ... Müdürlüğün işçisi sayılması gerektiğinin tespiti ile ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının ihale alan firmanın çalışanı olduğunu, numune alma ve hazırlama işini asıl işin parçası olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının, yaptığı işin asıl işin bir parçası olduğu, davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, davacının davalı işyerinde numune alma ve hazırlama elemanı olarak laboratuvar bölümü diye tabir edilen bölümde çalıştığı ve bu bölümün teknik uzmanlık gerektiren bir bölüm olmadığı gibi, yardımcı iş niteliğinde de olmadığı, davacıyla aynı şekilde çalışan işçiler tarafından daha önce açılan davalarda, muvazaa tespitinin yapıldığı kararların onandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ile dava dışı firmalar arasında yapılan sözleşmede, ... Kırka Bor İşletme Müdürlüğünün ihtiyacı olan teknik şartnamede özellikleri belirtilen “numune alma ve hazırlama” işi hizmet alımı işinin şartnameler ile sözleşme esasları dahilinde yaptırılmasının kararlaştırıldığı, davacının davalıya ait işyerinde numune alma ve hazırlama elemanı olarak çalıştığının sigortalı işe giriş bildirgeleri ve tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu, somut dosyaya delil olarak sunulan ... 2. İş Mahkemesinin 2016/771 ve 772 Esas sayılı dosyalarında bulunan uzman bilirkişi raporuna göre, alt işveren olduğu iddia edilen firmaya verilen işin asıl iş olduğu, davacının baştan itibaren davalı asıl işveren işçisi sayılarak sonuca gidilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalı işveren işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinden faydalanıp faydalanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39. maddesi gereğince işyerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesinden yararlanma taraf işçi sendikasına üyelikle veya sendikaya dayanışma aidatı ödemekle mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta; davacı işçinin baştan itibaren davalı işverenin işçisi sayılması gerektiğinin tespitine yönelik karar isabetlidir. Ancak, davacının davalının taraf olduğu Toplu İş Sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı hususunun çözümü gereklidir.
Toplu İş Sözleşmesinden yararlanma, 6356 sayılı Kanun'un 39. maddesinde;
“(1) Toplu İş Sözleşmesinden taraf işçi sendikasının üyeleri yararlanır. (2) Toplu İş Sözleşmesinde sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden, imza tarihinden sonra üye olanlar ise üyeliklerinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirildiği tarihten itibaren yararlanır. (3) Toplu İş Sözleşmesinin imza ile yürürlük tarihleri arasında iş sözleşmesi sona eren üyelerde iş sözleşmelerinin sona erdiği tarihe kadar Toplu İş Sözleşmesinden yararlanır. (4) Toplu İş Sözleşmesinin imzası sırasında taraf işçi sendikasına üye olmayanlar, sonradan işyerine girip de üye olmayanlar veya imza tarihinde taraf işçi sendikasına üye olup da ayrılanlar veya çıkarılanların Toplu İş Sözleşmelerinden faydalanbilmeleri, Toplu İş Sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına dayanışma aidatı ödemelerine bağlıdır. Bunun için işçi sendikasının onayı aranmaz. Dayanışma aidatı ödemek suretiyle Toplu İş Sözleşmesinden yararlanma talep tarihinden geçerlidir. İmza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibarıyla hüküm doğurur” şeklinde düzenlenmiştir. Benzer düzenlemeler mülga 2822 sayılı Kanun'un 9. maddesindede bulunmaktadır.
Davacının 18.01.2016 tarihinden itibaren üye olduğu sendika tarafından bağıtlanan 01.01.2015-31.12.2016 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesi 28.09.2015 tarihinde imzalanmıştır. Şu halde; toplu iş sözleşmesinin imza tarihinden sonra üye olan davacının toplu iş sözleşmesinden faydalanması üyeliğinin taraf işçi sendikasınca işverene bildirilmesi ile mümkündür. Açıklanan sebeple öncelikle ilgili sendikadan davacının üyeliğinin davalı işverene bildirilip bildirilmediği araştırılmalı, bu durum sabit ise davacının sendikaya üye olduğu tarihte almakta olduğu ücretine, toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya başladığı tarihte yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi hükümleri uygulanmak suretiyle artışlar yapılmalı ve tespit edilen ücretlerine göre hesaplanacak olan fark ücret ve ilave tediye alacakları hesaplanmalıdır. Davacının toplu iş sözleşmesinden faydalanmadığı dönem yönünden ise işyerinde sendikasız emsal işçi bulunmadığına göre sadece fiilen aldığı ücrete göre hesaplanacak olan ilave tediye alacağı hüküm altına alınmalıdır.
Bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.