Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4312
Karar No: 2020/5082
Karar Tarihi: 14.10.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/4312 Esas 2020/5082 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, muris Ömer Faruk Özbaş'ın mirasçıları olduklarını belirterek, ilk veraset belgesinin sahih olmaması nedeniyle açtıkları iptal davası sonucu tarafların eşit paylarla mirasçı olduğunu iddia etmişlerdir. Bu nedenle bazı taşınmazların 3. kişilere satıldığını ve hisselerin buna göre dağıtıldığını ileri sürerek, 200.000 TL tazminatın her iki davalıdan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini ve 10.000 TL ecrimisil bedelinin de davalılardan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalılar zaman aşımı def'inde bulunmuşlar ve davanın reddini savunmuşlardır. Davacıların iddiaları taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil davasıyla sabit olup, yapılan yargılama doğrultusunda tazminat ve ecrimisile karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak, taşınmazların 3. kişilere satıldığı tarihteki gerçek değerlerinin tespit edilmesi ve denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihindeki alım gücünün bulunarak hüküm kurulması gerektiği ifade edilmiştir. Mahkeme, bozmaya uyarak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Kanun maddeleri 818/1, 818/2, 818/3 ve 6098 sayılı
1. Hukuk Dairesi         2019/4312 E.  ,  2020/5082 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT- ECRİMİSİL
    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar; tarafların, muris Ömer Faruk Özbaş"ın mirasçıları olduğunu, ilk veraset belgesinin sahih olmaması nedeniyle açtıkları iptal davası sonucunda tarafların eşit paylarla mirasçı konumuna geldiklerini, ilk veraset belgesinin iptaliyle birlikte yapılmış olan miras taksiminin de bozulduğunu ve yeni veraset ilamı gereğince tüm taşınmazlarda iştirak hali doğduğunu, muristen intikal eden bazı taşınmazların ilk veraset ilamına göre 3. kişilere satıldığını ve hisselerin de buna göre dağıtıldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 200.000-TL"nin her iki davalıdan yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini; ayrıca, davacıların taşınmazlardan yıllardır faydalanamadıklarından ötürü fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000 TL ecrimisil bedelinin de faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, zamanaşımı def"inde bulunmuşlar, esas bakımından da davanın reddini savumuşlardır.
    Davanın kabulüne ilikin olarak verilen karar Yargıtay 3.Hukuk Dairesince; "..Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre,davacı vekilinin bütün, davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; dava tarihi itibariyle taşınmazların değerinin tespit edildiği anlaşılmaktadır. Oysa, davacıların fakirleşmesi buna karşılık davalıların ise zenginleşmesi; taşınmazın aynının davacılara devir (iade) imkanının ortadan kalktığı tarihte; yani, söz konusu hissenin bulunduğu parsellerin davalılar tarafından üçüncü kişilere satıldığı tarihte gerçekleşmiştir. Bu bakımdan, mahkemece yapılacak iş; taşınmazların, 3.kişilere satıldığı tarihteki (davalıların zenginleştiği tarihteki) değerinin tespiti ile, bu miktarın denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihindeki alım gücünü bulmak, oluşacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır." gerekçesiyle bozulmuş; mahkemece, bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece , “Gerçekten de, davacıların mülkiyet paylarıyla ilgili iddiaları taraflar arasında görülen ve derecattan geçerek kesinleşen tapu iptali-tescil davasıyla sabit olup; yapılan yargılama, keşif ve bilirkişi raporları doğrultusunda gerek üçüncü kişilere satılan taşınmazlar bakımından tazminata ve gerekse ecrimisile karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki, hükmüne uyulan bozma kararında; taşınmazların, 3. kişilere satıldığı tarihteki (davalıların zenginleştiği tarihteki) gerçek değerlerinin tespiti ile bu miktarın denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihindeki alım gücü bulunarak hüküm kurulması gereğine işaret edildiği halde; mahkemece, taşınmazların resmi akit tablolarında gösterilen satış bedelleri esas alınarak yapılan hesaplamaya göre tazminata hükmedilmiştir. Bilindiği gibi, bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşacağı kuşkusuzdur.Hâl böyle olunca, Daire bozma kararında belirtildiği üzere, taşınmazların 3. kişilere satıldığı tarihteki (davalıların zenginleştiği tarihteki) gerçek değerlerinin tespit ettirilmesi ve bu miktarın denkleştirici adalet ilkesi gereğince dava tarihindeki alım gücü bulunarak hüküm kurulması yerine, bozma kararına yanlış anlam yüklenerek taşınmazların resmi akit tablolarındaki satış bedellerinin hesaplamaya esas alınması isabetsizdir.” gerekçesi ile bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde alacak davası yönünden davanın kısmen kabulüne, ecrimisil yönünden mahkeme kararı kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    -KARAR-

    Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 18,50-TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 14/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi