20. Ceza Dairesi 2019/5326 E. , 2020/3105 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : SAPANCA Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet; (Açıklanması geri bırakılan hükmün, CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanması suretiyle)
Dosya İncelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına dayanak olan kasıtlı suçun, Kocaeli 8. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 26/03/2015 tarihli ve 2015/16-407 sayılı dosyasında 5237 sayılı TCK"nın 165, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkûmiyet hükmü kurulan "suç eşyasının kabul edilmesi" suçu olması, 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkrayla uzlaştırma hükümlerinin yeniden düzenlenmesi nedeniyle hükmün açıklanmasına neden olan suçun (TCK"nın 165. maddesi) uzlaştırma kapsamına alındığı anlaşılmakla birlikte; sanığın güncel adli sicil kaydı incelendiğinde; sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve beş(5) yıl denetim süresi belirlenmesine ilişkin 15/06/2011 tarihli, 2010/93 esas ve 2010/188 karar sayılı ek kararın kesinleştiği 18/07/2011 tarihinden itibaren işleyen beş(5) yıllık denetim süresi içerisinde kasten işlediği ve 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile uzlaştırma kapsamına alınmadığı anlaşılan "Orhangazi 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce 14/09/2017 tarih, 2015/1195 esas ve 2017/454 karar sayı ile TCK"nın 142/1-e maddesi uyarınca verilen 3 yıl 9 ay hapis cezasına" ilişkin ilam nedeniyle, somut olayda CMK"nın 231/11. maddesi uyarınca "hükmün açıklanması" şartları oluştuğundan, bu hususa ilişkin bozma düşüncesi benimsenmemiştir.
1)Suç tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesi hükümlerinin ayrı ayrı uygulanıp karşılaştırma yapılması, sonucuna göre lehe Kanun’un tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması,
2)Sanık hakkında, bu eylemi nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı, dolayısı ile hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın bu suçu başka bir davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra, işlemiş ise 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi,
3)Kabule göre de:
a)Hükümden önce 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK"nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmü gözetildiğinde dosya kapsamına göre; sanığa Sakarya Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünün 14/02/2011 tarihli çağrı davetnamesi ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulduğu; ancak sanığın yasal sürede herhangi bir başvuru yapmaması üzerine, sanığa tekrar yeni bir süre verilerek başvuru yapması konusunda ihtaratta bulunulmadığının anlaşılması karşısında; sanığın ilk ihtarata uymamasının, “kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etme” olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden, mahkûmiyetine karar verilmesi,
b)Hükümden sonra 24/11/2015 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile TCK’nın 53/3. fıkrasında yapılan değişiklik nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, 22/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.