
Esas No: 2022/4042
Karar No: 2022/5309
Karar Tarihi: 26.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4042 Esas 2022/5309 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı ile davacının evlilik birliği içinde başlayan geçimsizlikleri nedeniyle boşandıkları belirtilen dava, davacının davalıdan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve ücret alacağını tahsilini talep etmesi üzerine açılmıştır. Ancak İş Mahkemesi tarafından davacı ile davalı arasında işçi-işveren ilişkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Yargıtay ise, davacının bu davadan bağımsız olarak hizmet tespiti davası açtığına dikkat çekerek, hizmet tespiti davasının sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği kararını vermiştir. Dava sonucunda alacak miktarının hesaplanması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Dosya kapsamına göre, 5510 sayılı Kanun'un 4/1-(b) maddesi kapsamında sigortalı (Bağ-Kur) olduğu belirlenen davacının sigorta girişinin yapıldığı tarihten itibaren davalı ile işçi-işveren ilişkisi bulunduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda belirtilen seçeneklerden bir değerlendirmeye tabi tutularak karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun ilgili maddelerine değinilmemiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili ile davalının 1988 yılında evlendiğini, 17.04.1990 tarihinde ...da bulunan ... Züccaciye isimli işyerini açtıklarını, müvekkilinin 17.4.1990 ile Mart 2013 tarihleri arasında kesintisiz ve sürekli olarak çalıştığını, davacı ve davalı dışında başka bir çalışan eleman olmadığını, davalının primlerini yatırarak emekli olduğunu, müvekkilinin ise sigortasız çalıştırıldığını sonradan öğrendiğini, davalıya ait işyerinde satış, temizlik, ürün yerleştirme gibi her türlü işi yaptığını, tarafların evlilik birliği içinde başlayan geçimsizlikleri nedeniyle ... 1.Aile Mahkemesinin 07.02.2013 tarihli ve 2013/141 Esas, 2013/1502 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, davalının 2013 yılı Mart ayından itibaren müvekkilini işe almadığını, ... 1. Noterliğinin 10.04.2013 tarihli ihtarnamesi ile müvekkiline devamsızlık ihtarnamesi gönderdiğini ve 21.05.2013 tarihli ihtarname ile de iş akdinin feshedildiğinin bildirildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve ücret alacağının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 17.04.1990 tarihinden Mart 2013 tarihine kadar müvekkili yanında kesintisiz çalıştığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, tarafların ... Aile Mahkemesinin 2013/1502 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, davacının 10.04.1997 ile 16.01.2012 arasında isteğe bağlı sigortalılık kapsamında bulunduğunu ve 17.01.2012 tarihinden 2013 Nisan ayına kadar müvekkili yanında çalıştığını, davalının işyerinin küçük bir züccaciye dükkanı olduğunu ve davacı da dahil işçi çalıştırmaya ihtiyaç duyulmadığını, devamsızlık nedeniyle iş akdinin son bulduğunu, davacıya gerçek bir işveren gibi davranılmadığını, davacının hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalışmadığını, hafta içi günlerde de mesaisini kendisinin ayarladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
... İş Mahkemesince, davacı ve davalı arasında işçi-işveren ilişkisinin bulunmadığı ve davacının 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında davalıdan talep edebileceği bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine dair karar verilmiştir. Karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi’nin 25.02.2015 tarihli ve 2016/5113 Esas, 2016/4424 Karar sayılı ilamı ile “..Somut olayda, davacı işçinin bu davadan bağımsız olarak hizmet süresinin tespitine ilişkin halen devam eden davası bulunmaktadır. Açılan hizmet tespit davası taraflar arasındaki ilişkinin belirlenmesinde ve İş Kanunundan doğan işçilik alacaklarını doğrudan etkilediğinden ve bu istekler için ön sorun oluşturduğundan hizmet tespiti davası sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile açılan hizmet tespit davası bekletici mesele yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmuş, ... 1. İş Mahkemesince 2016/303 Esas sayılı dosya üzerinden bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda hizmet tespitine ilişkin olarak görülen davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 22.01.2019 tarihli ve 2018/1475 Esas, 2019/353 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği ve taraflar arasında işçi-işveren ilişkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine ve dosyanın talep halinde ... Nöbetçi Asliye Hukuk (İş) Mahkemesine gönderilmesine dair hüküm tesis edilmiştir. Dosyanın ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesine tevzi olunmasına üzerine Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve ücret alacağının tahsili talepli olup, Mahkemece davacının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (6098 sayılı Kanun) kapsamında talep edebileceği alacak miktarının hesaplanması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Tanzim edilen 04.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda 1. ihtimal olarak; kesinleşen hizmet tespiti kararına göre davacı ile davalı arasında işçi-işveren ilişkisinin bulunmadığı ve davacının davalı eşine işyerinde yardım ettiği hususunda maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiği kanaatine ulaşılması halinde, davacının davalıdan işçilik alacaklarına ilişkin bir talebinin olamayacağı, davacının davalı eşinin işyerinde karşılık almadan çalışmasının ancak Aile Mahkemesinde açılacak mal rejiminin tasfiyesi, artık değere katılma, katkı payı ve değer artış payı alacağı davasına konu edilebileceği belirtilmiştir. 2. ihtimal olarak ise davacı ile davalı arasında işçi-işveren ilişkisinin (hizmet akdinin) bulunduğunun kabulü halinde 6098 sayılı Kanun uyarınca sigortalı çalışmasının bulunduğu 17.01.2012-11.05.2013 dönemine ait olmak üzere ücret alacağı ve ihbar tazminatı hesaplanmıştır.
Mahkemece taraflar arasında hizmet tespitine ilişkin davanın ... 1. İş Mahkemesinin 2014/44 Esas, 2016/107 Karar sayılı kararı ile reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 22.01.2019 tarihli ve 2018/1475 Esas 2019/353 Karar sayılı ilamı ile Onanarak kesinleştiği, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı, tanık beyanları ve bilirkişi raporu dikkate alınarak davacının hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak varılan bu sonuç dosya kapsamıyla örtüşmemektedir. Şöyle ki; kesinleşen hizmet tespitine ilişkin davada davacının 17.01.2012 tarihine kadar 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(b) maddesi kapsamında sigortalı (Bağ-Kur) olduğu, 17.01.2012 tarihinde 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(a) maddesi kapsamında sigorta girişinin yapıldığı ve bu tarihten sonra ise bildirimlerin eksiksiz olarak yapıldığı anlaşıldığından davacının kuruma bildirilmeyen hizmet akdi ile çalışmasının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Diğer bir deyişle taraflar arasında 17.01.2012-11.05.2013 tarihleri arasında mevcut hizmet akdine dayalı bir ilişkinin bulunduğu vurgulanmıştır. Bu itibarla Mahkemece alınan bilirkişi raporunda 2 inci ihtimal olarak belirtilen seçenek bir değerlendirmeye tabi tutularak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.