16. Hukuk Dairesi 2017/244 E. , 2019/1101 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında .../... Köyü çalışma alanında bulunan 139 ada 40 parsel sayılı 2.191,76 metrekare, 145 ada 22 parsel sayılı 5.827,66 metrekare, 149 ada 20 parsel sayılı 191,08 metrekare, 154 ada 1 parsel sayılı 4.507,44 metrekare, 221 da 8 parsel sayılı 158,72 metrekare ve 239 ada 44 parsel sayılı 234,89 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ... adına; 122 ada 3 parsel sayılı 4.490,79 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... adına; 163 ada 1 parsel sayılı 408,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz eşit paylarla ... ile ... adına; 214 ada 97 parsel sayılı 3.017,16 metrekare ve 221 ada 6 parsel sayılı 531,82 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar eşit paylarla ... ile dava dışı ... adına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tespit edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 139 ada 40, 145 ada 22, 154 ada 1 ve 163 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine, 122 ada 3, 149 ada 20, 214 ada 97, 221 ada 6 ve 8 ile 239 ada 44 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptaline, 149 ada 20, 221 ada 8 ile 239 ada 44 parsel sayılı taşınmazların davacı ... adına tesciline, 122 ada 3 parsel sayılı taşınmaz 4 pay kabul edilmek suretiyle 1 payının davacı ..., 3 payının ise davalı ... adına tesciline, 221 ada 6 ile 214 ada 97 parsel sayılı taşınmazların eşit paylarla davacı ... ile dava dışı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili, davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile 122 ada 3, 139 ada 40, 145 ada 22, 163 ada 1, 214 ada 97 ve 221 ada 6 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Dava konusu 149 ada 20, 154 ada 1, 221 ada 8 ve 239 ada 44 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava konusu taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davalı ..."in kayınbabası olan davacı ..., dava konusu taşınmazların kendisine ait olduğunu, taşınmazlardaki fındıkları kendisinin diktiğini ileri sürerek, taşınmazların muhdesatları ile birlikte adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalı ... cevap dilekçesiyle, ... 2. Noterliği"nde düzenlenen 27.09.1989 tarih, 4581 yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi" sözleşmesi uyarınca, dava konusu taşınmazlardan 221 ada 8 parsel sayılı taşınmazın (davalı, sözleşmede adı geçen, "... 150 metrekare miktarındaki arsanın ..." ifadesi ile kastedilen taşınmazın 221 ada 8 sayılı parsel olduğunu ileri sürmüştür.) kayınbabası olan davacı tarafından kendisine devredildiğini, yine 13.06.1995 tarihli "köy anlaşma senedi" uyarınca 149 ada 20 ve 154 ada 1 parsel sayılı taşınmazların (davalı, sözleşmede adı geçen, "... tarlası namı ile anılan, yolun altındaki fındık bahçesi" ifadesi ile kasdedilen taşınmazların 149 ada 20 ve 154 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar olduğunu ileri sürmüştür.) kayınbabası olan davacı tarafından kendisine devredildiğini, ayrıca tüm taşınmazların kendisi tarafından kullanıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Davacı ... ise davalının cevap dilekçesine cevaben, davalının dayandığı senetleri kabul etmediğini, sözleşmelerde adı geçen taşınmazların, kendisinin ölümü sonrası davalıya ait olacağının belirlendiğini, bu haliyle sözleşmelerin davalıya mülkiyet hakkı tanımayacağını belirtmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazlardan 154 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 13.06.1995 tarihli senetle davacı tarafından davalıya devredildiği, diğer taşınmazların ise davacıya ait olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıkları, 149 ada 20 ile 154 ada 1 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu mevkiye "... tarlası" mevkii dendiğini, taşınmazların Ahmet"den geldiğini, üzerlerindeki fındığın ise davalı ... ile eşi tarafından toplandığını beyan etmişler, tespit bilirkişileri ile bir kısım taraf tanıkları ise toplanan fındığın yarısının davacı ..."e verildiğini beyan etmişler, ancak keşif sonrası aldırılan teknik bilirkişi raporunda iki taşınmaz arasından yol geçtiği anlaşılmıştır. Davalının dayandığı, tarafları davalı ... ile davacı ... ve ... eşi ... olan 13.06.1995 tarihli senette, "... tarlası namı ile anılan, yolun altındaki fındık bahçesi" ifadesi ile hangi taşınmazın kasdedildiği mahkemece araştırılmadığı gibi, aynı senette " ... bahse konu fındık bahçesinin biz ölene kadar mahsülünü toplayacağız, biz öldükten sonra bu fındık bahçemiz ..."e kalacaktır ..." ifadesi de bulunmasına rağmen sözleşmenin içeriği değerlendirilmemiştir. 221 ada 8 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak; bir kısım yerel bilirkişiler ile davacı tanıkları taşınmazın ... ait olup onun tarafından kullanıldığını, bir kısım yerel bilirkişiler ile davalı tanıkları ise taşınmazın ... geldiğini, ancak ... tarafından 1989 tarihli senetle davalıya satıldığını beyan etmişler, ancak davalının dayandığı 27.09.1989 tarihli senet mahallinde uygulanmamıştır. Yine 239 ada 44 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak; yerel bilirkişiler ile bir kısım davacı tanıkları taşınmazın Ahmet"e ait olduğunu beyan etmişler, bir kısım tespit bilirkişileri ile taraf tanıkları ise taşınmazın ... ait olduğunu ancak kullanmak üzere taşınmazın bir bölümünü davalı ..."e verdiğini beyan etmişler ancak, mahkemece beyanlar arasındaki çelişki giderilmediği gibi, taşınmazın ... tarafından davalıya kısmen veya tamamen hibe edilip edilmediği, edilmişse hangi bölümlerin hibe edildiği (Dosya arasındaki teknik bilirkişi raporunda, bir kısım tanıklarca davalıya hibe edildiği belirtilen bölüm gösterilmemiştir.) hususunda yeterli araştırma yapılmamıştır. Bu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
O halde sağlıklı sonuca varılabilmesi için; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, senet tanıkları, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişi ve teknik bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Mahallinde yapılacak keşifte, davalının dayandığı 27.09.1989 ve 13.06.1995 tarihli senet hudutlarının yerel bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, yine yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, davacı ... tarafından taşınmazların kısmen veya tamamen davalıya hibe edilip edilmediği, zilyetliğinin devredip devredilmediği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; tespit tutanağına aykırı sonuca varılması halinde tespit bilirkişileri 6100 sayılı HMK"nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında tanık sıfatıyla dinlenilmeli, teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli, mahallinde uygulanan kayıtların kapsamlarını gösterir krokili rapor ile taşınmazların fotoğraflarını içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; bundan sonra tüm deliller ve senet içerikleri değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 18.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.