12. Hukuk Dairesi 2014/134 E. , 2014/4709 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk (1. İcra Hukuk) Mahkemesi
TARİHİ : 14/12/2011
NUMARASI : 2011/58-2011/100
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi üçüncü kişinin istemi, haczedilen menkullerin kendisine ait olduğuna ve ayrıca bu menkullerin bütünleyici parça niteliğinde olup taşınmazdan ayrı haczedilmeyeceğine ilişkindir.
TMK"nun 684.maddesinde; "Bir şeye malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. Bütünleyici parça yerel âdetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır" hükmü yer almaktadır.
TMK"nun 686. maddesinde ise; "Bir şeye ilişkin tasarruflar aksi belirtilmedikçe onun eklentisini de kapsar. Eklenti, asıl şey malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel âdetlere göre, işletilmesi, korunması veya yarar sağlanması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleştirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır maldır. Eklenti, asıl şeyden geçici olarak ayrılmakla bu niteliğini kaybetmez" düzenlemesine yer verilmiştir.
Diğer taraftan; İİK"nun 83/c maddesinde de; "Taşınmaz rehni ipotek akit tablosunda sayılı bulunan eklenti taşınmazdan ayrı olarak haczedilemez. Türk Kanunu Medenisinin 777. (4721 Sayılı TMK"nun 862.) maddesi hükmü saklıdır" hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen madde hükümlerinde; tamamlayıcı parçanın unsurları: a-) İçten bağlılık, b-) Dıştan bağlılık(maddi ilişki), c-) Bağlantıda devamlılık olarak belirlenmişken; eklentinin unsurları ise; a-) Dış bağlantı, b-) Ekonomik (iç) bağlantı olarak belirlenmiştir. Eklentide, bir malın ekonomik amacına sürekli olarak özgülenmesi ya o yerdeki yerel adetlere ya da malikin açık isteğine dayanır (Mustafa Reşit Karahasan, Eşya Hukuku, 1. Cilt, (İstanbul:Beta Yayınları, 2002), S. 80-96).
Taşınmazın haczi, mülkiyetin kapsamını oluşturan tamamlayıcı parçayı kapsar ise de ilke olarak eklentileri kapsamaz. Eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Alacaklılar taşınmazı haczettirmeden ve sattırmadan üzerinde bulunan eklenti niteliğindeki malları ayrı ayrı haczettirebilir ve sattırabilirler. Çünkü, eklentinin, taşınmaz yok edilmeden, zarara uğratılmadan veya yapısı değiştirilmeden ondan ayrılması mümkündür. Taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkün olan eklentinin, ipotek akit tablosunda belirtilmiş ise, İİK"nun 83/c
maddesi gereğince taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkün değildir. Ancak TMK"nun 862. maddesi hükümlerinin saklı olduğu gözardı edilmemelidir.
Somut olayda, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, haczedilen menkul malların şikayetçiye ait taşınmaz üzerinde bulunan yem fabrikasının tamamlayıcı parçası olduğu ve tapu kütüğünün beyanlar hanesine kaydedildiği belirtilmiş ise de, bu hali ile rapor Yargıtay denetimine açık olmadığı gibi hüküm kurmaya da elverişli değildir.
Bu durumda mahkemece, 6100 Sayılı HMK"nun 266. maddesine göre konusunda uzman kişilerden oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulundan rapor alınarak haczedilen menkullerin tamamlayıcı parça niteliğinde mi yoksa eklenti niteliğinde mi olduğu şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit ettirildikten sonra, eklenti olduğunun tespit edilmesi halinde istihkak davası prosedürüne göre, tamamlayıcı parça olduğunun tespit edilmesi halinde ise taşınmaz haczinin kaldırılmasına yönelik şikayet prosedürüne göre inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.