10. Hukuk Dairesi 2012/3131 E. , 2013/5391 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının 01.07.2000 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalılığının iptali ile yersiz ödenen primlerin yasal faiziyle istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece, davacının 01.07.2000 tarihinden itibaren SSK sigortalısı olarak yeniden çalışmaya başladığı, vergi kaydının sona erdiği 23.05.2006 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalılığının devam etmeyeceği, ancak isteğe bağlı sigortalı sayılacağı, hal böyle olunca, 01.07.2000 tarihinden itibaren SSK sigortalısı sayılması gerektiği belirtilerek, bu tarihten sonra Bağ-Kur kapsamında yatırılan 15.232,93 TL prim ödemesinin davalı Kurumdan yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre; davacının 01.07.1974-31.10.1974, 01.09.1978-30.05.1980, 01.07.2000-28.02.2001, 01.03.2001-31.10.2005, 01.11.2005-31.01.2006 ve 01.02.2006-30.01.2009 tarihleri arasında SSK"lı hizmetlerinin, 01.03.1981-31.12.1986, 01.01.1987-31.05.1989 ve 01.06.1989-23.05.2006 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu, 01.03.1981 tarihli vergi kaydına istinaden 20.04.1982 tarihi itibariyle Bağ-Kur tescilinin yapıldığı, 31.01.2011 tarihine kadar Bağ-Kur prim ödemelerinin devam ettiği, 28.02.2011 tarihi itibariyle 9.500,00 TL fazla ödemesinin mevcut olduğu, davacının 31.05.2006 tarihli dilekçe ile Kuruma başvurarak, 01.07.2000 tarihinden itibaren kesintisiz olarak SSK primlerinin ödediğini belirterek, 5458 sayılı Kanunun 16. maddesi gereğince SSK"dan tahsil edilen primlerinin, hizmetlerin çakıştığı süredeki Bağ-Kur prim borcuna mahsup edilmesini talep ettiği, Kurum tarafından da davacının talebi doğrultusunda işlem yapıldığı anlaşılmaktadır.
Gerçekten davacının tespitini istediği dönemle çakışan ve 23.05.2006 tarihine kadar devam eden vergi kaydı nedeniyle Bağ-Kur zorunlu sigortalılığı bulunmaktadır. Bu durumda yapılacak iş, "çakışan sigortalılık durumunda" hangi kurumdaki çalışmanın esas alınacağını saptamaktır.
"Çakışan sigortalılık sorununu" gerek 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 Sayılı Bağ-kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. Anılan yasanın 3. maddesinin I. ( F ) bendinde "Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların" ( K ) bendinde ise. "Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların" sigortalı sayılmayacağı" belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu"nun 24. maddesinin I. ve II. Fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 03.10.2001 gün, 2001/21-627 E., 2001/659 K.; 29.06.2005 gün 2005/21-389 E., 2005/430 K.; 05.03.20085.03.2gün, 2008/10-233 E., 2008/233 K.; 09.07.2008 gün, 2008/21-472 E., 2008/491 K.; 04.05.2011 gün, 2011/21-23 E., 2011/268 K. sayılı kararlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
Bu yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında, inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; davacının çakışan dönemde önceden başlayıp 23.05.2006 tarihine kadar kesintisiz devam eden vergi kaydının bulunması ve 31.05.2006 tarihli talebine istinaden, SSK"dan tahsil edilen primlerin, hizmetlerinin çakıştığı süredeki Bağ-Kur prim borcuna mahsup edilmesi karşısında, Bağ-Kur zorunlu sigortalılığına geçerlilik tanınması gerektiği halde, mahkemece açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, istemin aynen hüküm altına alınması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönleri incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.