![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2022/2956
Karar No: 2022/5253
Karar Tarihi: 26.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/2956 Esas 2022/5253 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın konusu iş sözleşmesinin geçersiz bir nedene dayanılmaksızın feshedilmesi ve işe iade davasıdır. İlk Derece Mahkemesi, son çare ilkesine uyulmadığı ve geçerli bir nedene dayanmadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi ise fesih işlemi hakkında yeterli delil sunulamadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine hükmedilmesinde bir yanlışlık bulunmadığını ancak dava dışı şirket ile işveren arasındaki ilişkinin muvazaa üzerine kurulduğunu kabul etmemiştir. Daha sonra yapılan Anayasa Mahkemesi kararı sonucu dosyanın yeniden değerlendirilmesi sonucunda, temyiz itirazlarının reddiyle dava dosyasının onanmasına karar verilmiştir. Kararda, işe iade davası ile ilgili olarak 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun sekizinci maddesinin üçüncü fıkrası ve temyiz süresi ile ilgili olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370'inci maddesi belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 24. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Anadolu 28. İş Mahkemesi
Davacı, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olduğunu, geçerli bir sebebe dayanılmaksızın feshedildiğini beyanla feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince feshin son çare olması ilkesine uyulmadığı, feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesiyle feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, davalı vekili tarafından feshin geçerli nedene dayandığı, mahkemece verilen karar ile kararın gerekçesinin birbiriyle bağdaşmadığı ileri sürülerek istinaf kanun yoluna başvurulması sonrasında Bölge Adliye Mahkemesince; feshin geçerli nedene dayandığı hususunun davalı işveren tarafından ispatlanamadığı, bu nedenle feshin geçersizliğine hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı; ancak davalı ile dava dışı şirket arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı şeklindeki kabulün isabetli bulunmadığı gerekçe gösterilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile istinaf konusu kararın gerekçesi düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 05.11.2018 tarihli, 2018/6357 esas ve 2018/19575 karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesi karar tarihinin 21.04.2017 olduğu, buna göre karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun sekizinci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren sekiz gün olduğu, gerekçeli kararın davalı vekiline 08.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ancak sekiz günlük temyiz süresi geçtikten sonra 22.05.2018 tarihinde karara karşı davalı vekilince temyiz yoluna başvurulduğu, buna göre temyizin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davalının temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2021 tarih ve 2019/20 başvuru numaralı kararıyla, mahkeme kararlarının hüküm kısmında kanun yolu ve süresinin belirtilmesi zorunluluğunun, tarafların karara karşı öngörülen kanun yolunu etkili ve işlevsel bir şekilde kullanmaları açısından önem arz ettiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararının başvurucuya tebliğ edildiği, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan yasal düzenleme gereği temyiz yoluna başvurma süresi kararın tebliğinden itibaren sekiz gün olmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesi gerekçeli kararında temyiz yoluna başvuru süresinin kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak gösterildiği, başvurucunun, istinaf kararlarında kendisine tanınan ve kararın tebliğinden itibaren başladığı belirtilen iki haftalık süreye güvenerek hareket ettiği, kanun yoluna başvuru süresinin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hatalı gösterilmesinin sonuçlarına katlanmak zorunda bırakılan başvurucunun üzerinde, Daire yorumunun ağır bir yüke sebep olduğu, başvurucunun katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçla orantısız olduğu, dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı gerekçesi ile adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verilerek ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın bir örneğinin Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı doğrultusunda, dosya kapsamının yeniden değerlendirilmesi neticesinde, Dairemizin 05.11.2018 tarihli, 2018/6357 esas ve 2018/19575 sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370'inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 26/04/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.