Esas No: 2022/4049
Karar No: 2022/5375
Karar Tarihi: 27.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4049 Esas 2022/5375 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, belediye başkanlığı ile Türkiye Halk Bankası arasındaki protokol nedeniyle kendisine ödenmesi gereken promosyonu alamadığını iddia ederek dava açmıştır. İlk derece mahkemesi davacının lehine karar vermiş, davalı vekili ise istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge adliye mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. Ancak Yargıtay, dava konusu yapılan promosyon nedeniyle şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlığı olduğuna karar vermiş ve davanın Türkiye Halk Bankası A.Ş'ye yöneltilmesi için davacı tarafa süre verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Davaya ilişkin kanun maddeleri ise şu şekildedir: 5620 sayılı Kanun, HMK m. 59, HGK, 03.07.2013 gün ve 2012/21-1699 E., 2013/1029 K. sayılı karar.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 5. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı idarede 5620 sayılı Kanun kapsamında her yıl 5 ay 29 gün işçi olarak çalıştığını, belediye başkanlığı ile Halk Bankası Atatürk Caddesi şubesi arasında 19.10.2015 tarihli protokolün imzalandığını, bu protokolün 4.3. maddesi uyarınca mevcut bildirilen 2573 personele aylık 45,34 TL olmak üzere toplam 4.200.000,00 TL peşin ödenecek promosyon miktarı belirlendiğini, aynı madde de işten ayrılan personele yapılan peşin ödemeli promosyonun kıstelyevm usulü ile geri alınmasının kararlaştırıldığını, 4.5.maaddesinde protokol imzalanmasından sonra kuruma dahil olacak personele kişi başı aylık 45,34 TL üzerinden 6 ayda bir değerlendirilmek üzere kıstelyevm usulü hesaplama ile promosyon ödemesinin yapılacağının kararlaştırıldığını, 4.4. maddesinde ise kurum personelinin promosyon ödemeleri ile ilgili itirazlarında hukuki konulardan ve bu türden olabilcek dava sonuçlardından bankanın hiç bir sorumluluğu olmaycağının yine 7.2. madde ile bankanın peronele karşı muhatap olmayacağı ve tüm çozümün kurumda olacağının belirlendiğini, protokolün 11. maddesi ile sözleşmenin 3 yıllık olduğunu, 15.11.2018 tarihinde sonlacağını, 4.3. maddesinde kurum personeline protokol içeriğinin gerçekleşmesi ve 15.11.2015 tarihinden itibaren ilk maaş ödemesinin yapılması şartı ile kişi başı ödemenin başlayacağını, protokol imza tarihinden sonraki dönem 02.07.2015-31.12.2015 tarihleri arasında çalışacak ikinci grup içinde yer alan davacının ve 02.01.2016-30.06.2016 tarihlerinde çalıştırılacak olan birinci grup işçilerin de maaşlarının anılan protokol kapsamında aynı bankaya yatırıldığını ve aylık yararlanmasının kararlaştırıldığını, üyesi bulunulan sendikanın başvurusu üzerine davalı ... tarafından ilgili bankaya yazılan yazıya bankaca olmusuz cevap verildiğini ileri sürerek, belediye başkanlığının Halk Bankası ile ücretlerin kendi bankalarından ödenmesi karşılığında yapılan protokol dahilinde işçiler ve memurlara ödenmesi gereken promosyon paralarının çalışılacak süreyle orantılı olarak 18 aylık dönem için peşinen veya maaşlarının yatırıldığı her ay için protokolde belirtilen aylık promosyon bedelinin müvekkilin hesabına ay ay ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının her yıl 5 ay 29 gün çalışan mevsimlik işçi olduğun, belediye ile banka arasındaki protokolde "36 ay boyunca her ay düzenli olarak ödenmesi" şartının mevcut olduğunu, davacının mevsimlik olması nedeniyle bu şartın dışında kaldığını, davacının üyesi olduğu sendikanın başvurusu üzerine konunun bankaya iletildiğini, bankanın da şartlarının uygun olmadığını, promosyonla ililgi Başbakanlık genelgelerine göre 5620 sayılı Kanun ile her yıl 5 ay 29 gün çalışan işçilerin promosyon kapsamında olmadığını bildirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesi, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
Temyiz başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Gerekçe:
Dava arkadaşlığının hangi hâllerde mecburi olduğu genellikle maddi hukuka göre belirlenir. Dava konusu olan hukuki ilişki (hak veya borç) birden fazla kişi arasında ortak (iştirak hâlinde) olup da bu hukuki ilişki hakkında mahkemece bütün ilgililer (o kişiler) için aynı şekilde ve tek bir karar (hüküm) verilmesi gereken hallerde, dava arkadaşlığı maddi bakımdan mecburidir (HMK m. 59). Burada dava arkadaşları arasındaki hukuki ilişki çok sıkıdır; dava arkadaşları davada aynı şekilde ve hep birlikte hareket edebilirler. Yani, dava konusu hukuki ilişki (hak veya borç) üzerinde dava arkadaşlarının birbirlerinden farklı biçimde hareket etmelerine imkân olmadığı gibi mahkeme de dava arkadaşlarından biri veya bazısı hakkında diğerlerinden farklı bir karar veremez (Kuru, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, ... 2001, C. III, s.3286-3287).
Bazı durumlarda ise, birden fazla kişiye karşı birlikte dava açılmasında maddi bir zorunluluk olmadığı hâlde kanun; gerçeğin daha iyi ortaya çıkmasını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin doğru sonuca bağlanmasını sağlamak için birden fazla kişiye karşı dava açılmasını usulen zorunlu kılmıştır ki, bu durumda şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlığı söz konusudur ve bu tür dava arkadaşlığı sadece davalı tarafta söz konusu olur. Böyle bir davada, dava arkadaşları hakkında tek bir karar verilmesi veya dava arkadaşlarının hep birlikte ve aynı şekilde hareket etme zorunluluğunun varlığından söz edilemez (HGK, 03.07.2013 gün ve 2012/21-1699 E., 2013/1029 K. sayılı kararı).
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu yapılan personele ödenecek promosyona ilişkin davalı ... ile dava dışı Türkiye Halk Bankası A.Ş arasında imzalanan 19.10.2015 tarihli Protokol nedeniyle şekli (usuli) bakımdan mecburi dava arkadaşlığının mevcut olduğu kabul edilmelidir. Bu haliyle taraf teşkili doğru sağlanmamıştır.
Bu itibarla, mahkemece davanın, davalı olarak gösterilmeyen Türkiye Halk Bankası A.Ş 'ye yöneltilmesi için davacı tarafa süre verilmeli, verilen süre içinde davanın Türkiye Halk Bankası A.Ş'ye yöneltilmesi halinde davaya devam edilmeli, aksi durumda davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmelidir. Yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, dava dosyasının kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.