5. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/24180 Karar No: 2017/26065 Karar Tarihi: 27.11.2017
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2016/24180 Esas 2017/26065 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2016/24180 E. , 2017/26065 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare ile davalılardan ... vd. vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekili ile davalılardan ..., ... ve ... vekilince temyiz edilmiştir. Arazi niteliğindeki ... Köyü 148 ada 39 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1- Hesaplama yapılırken, idarecilik giderleri ve sermaye faizinin eklenmesi sureti ile üretim gideri yüksek alınarak kamulaştırma bedelinin düşük tespiti, 2- 3561 sayılı MAL MEMURLARININ KAYYIM TAYİN EDİLMESİNE DAİR KANUN hükümleri uyarınca davalı ... ... payına isabet eden kamulaştırma bedelinin değerlendirilmek üzere davalı kayyımına ödenmesine ilişkin hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, 3- Tapu maliki ya da tapu maliklerinden birinin mirasçısı olmayan ancak hakkında dava açılan ... hakkındaki davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, 4- Gerekçeli kararda adı yazılı ..., ... ve ...’ ın kendileri ya da murisleri adına açılan bir dava olmamasına rağmen paylarını kapsayacak şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Bir kısım davalılar vekili ile davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 27/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.