Esas No: 2022/4823
Karar No: 2022/5330
Karar Tarihi: 27.04.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/4823 Esas 2022/5330 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, geçici işçi olarak çalıştığı sürelerin kıdem hesabında değerlendirilmemesi nedeniyle Köy Hizmetleri Müdürlüğü'ne dava açtı. Mahkeme, davayı kısmen kabul etti ve davalı bu kararı temyiz etti. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi, sürekli işçi kadrosuna geçirilen geçici işçilerin ücretlerinin mevcut ücretleri üzerinden intibakı konusunda protokol olduğunu belirttiği için hükmün bozulmasına karar verdi. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, geçici işçilikte geçen sürelerin kademe ve derece intibakında dikkate alınması gerektiğini kabul etti. Bunun üzerine dava Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na iletildi. Daire, karar bozulsun diyerek direnme kararını reddetti ve geçici işçilikte geçen sürelerin sürekli işçi kadrosuna geçildikten sonraki dönemdeki kademe ve dereceye esas alınmaması anılan protokole uygun olduğundan bahisle yerel mahkemenin önceki kararı Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuş olmakla birlikte; Hukuk Genel Kurulunun kararına uyulması gerektiğini açıkladı. Temyiz konusu karar yönünden ise, davacının derecesinin toplu iş sözleşmesinde öngörülen üst sınırları aşmadan belirlenmesi gerektiği yönünde hü
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, müvekkilinin; mülga Köy Hizmetleri Müdürlüğünde işe başladığı tarihten itibaren... Sendikasına üye olduğunu, Köy Hizmetleri Müdürlüğünde işe başladığı tarihten kadrolu işçi statüsüne geçirildiği 2001 yılına kadar geçici işçi statüsünde çalıştırıldığını, 2001 yılında aynı yerde daimi işçi statüsüne geçirildiğini, ancak daimi işçi statüsüne alındığında geçici işçilikte geçen sürelerinin kıdem hesabında dikkate alınmadığını, 2005 yılında Köy Hizmetleri Müdürlüğünün lağvedilmesi ile tüm hak ve alacakları ile beraber İl Özel İdaresine devredildiğini, daimi kadroya geçirilirken Köy Hizmetleri Müdürlüğü nezdinde geçici işçi olarak işe başladığı tarihten daimi statüye geçtiği tarihe kadar ki hizmet süresinin toplamına göre belirlenecek derece ve kademesine göre ücret intibakının yapılması gerektiğinin tespiti ile eksik ödenen ücret, yıpranma primi, akdi ikramiye ve ilave tediye alacakları ile bunların dava tarihine kadar işlemiş faizlerinin hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti
Davalı vekili, geçici işçi olarak çalışan davacının sürekli işçi kadrosuna alınması sırasında yapılan ücret intibakında hata olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece, toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairenin Bozma Kararı
Davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesinde; Hükûmet ile Türk-İş Sendikası arasında imzalanan 26.10.2000 tarihli protokol uyarınca geçici işçilerin mevcut ücretleri üzerinden sürekli işçi kadrosuna geçirilecekleri açıkça ve özel olarak belirtildiğinden, isteğin reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki gerekçeyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Direnme ve Daire Kararı
Bozma sonrasında yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 24.03.2016 tarihli ve 2015/104 Esas, 2016/346 Karar sayılı kararı ile bozma kararına karşı direnilmiştir. 6352 sayılı Kanun'un 40 ıncı maddesi ile eklenen 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici 2 nci maddesi uyarınca Dairenin öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla direnme kararı Dairece incelenmiş ve geçici işçilikte geçen sürenin sürekli işçi kadrosuna geçildikten sonraki dönemdeki kademe ve dereceye esas alınmaması anılan protokole uygun olduğundan bahisle yerel mahkemenin önceki kararı Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuş olmakla birlikte; Hukuk Genel Kurulunun 11.11.2015 tarihli ve 2015/7-1115 Esas, 2015/2541 Karar sayılı kararında geçici işçilikte geçen sürelerin daimi kadroya geçişte kademe ve derece intibakında dikkate alınması gerektiği kabul edildiğinden uygulama birliği, hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri uyarınca Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 30.04.2014 tarihli ve 2014/10954 Esas, 2014/10548 Karar sayılı bozma ilâmının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. Temyiz konusu karar yönünden ise davacının derecesi tespit edilirken toplu iş sözleşmesinde öngörülen üst sınırlar aşılmadan derece ve kademenin belirlenmesi ve buna göre dava konusu alacakların yeniden değerlendirilmesi gerektiği yönündeki gerekçe ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Temyiz
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca imkan bulunmamasına ve özellikle ileri sürülen temyiz sebeplerine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ( keza mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda) "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Somut uyuşmazlıkta; dava konusu akdi ilave tediye farkı faizi ve yasal ilave tediye farkı faizi alacakları yönünden; bozmadan önceki karar davacı tarafından temyiz edilmemiş olduğundan, bozmadan önce hüküm altına alınan miktarların davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeksizin anılan alacaklar yönünden bozmadan önce hükmedilen miktarlardan fazlasına hükmedilmesi isabetsizdir. Belirtilen sebeple; dava konusu akdi ilave tediye farkı faizi ve yasal ilave tediye farkı faizi alacakları yönünden usuli kazanılmış hak ilkesine uygun şekilde hüküm tesis edilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Dava tarihi 01.08.2013 olmasına rağmen, gerekçeli karar başlığında 18.02.2015 olarak yazılması da hatalı olup bu husus, her zaman mahallinde düzeltilebilecek bir maddi hata niteliğindedir.
SONUÇ
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.