Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/7966
Karar No: 2013/5304

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/7966 Esas 2013/5304 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2012/7966 E.  ,  2013/5304 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı ... vekili, davalı ...vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı Kurum, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin sermaye değerli gelirin tahsilini talep ve dava etmiş, mahkemece, benimsenen ikinci bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı ..."nin %40, davalı ..."ün %20, davalı ...nin %15, davalı ..."nın %15, sigortalının ise %10 kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
    1-Dosyadaki birinci bilirkişi raporunda, davalı ..."nin %80, davalı ..."ün %10, sigortalının da %10 kururlu olduğu belirtilmiş olup, her iki bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilmediği gibi, ceza dosyasının sonucu araştırılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi de yerinde değildir. Dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi (6098 sayılı Kanunun 74. maddesi) uyarınca hukuk hakiminin, kesinleşmiş ceza kararına konu maddi olgularla bağlı olup, ceza yargılaması sürecinde belirlenen kusur oranlarıyla bağlı olmadığı gözetilerek, ceza yargılamasının akıbeti araştırılıp, bu yargılamada hukuk hakimi yönünden bağlayıcı hal almış bulunan maddi olguların tespiti ile, bu bağlamda, ceza davasında kusurlu bulunarak mahkum olan/olanlara, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi tarafından yapılacak
    değerlendirmede az da olsa bir miktar kusur verilerek, dosyada mevcut her iki bilirkişi raporu arasındaki çelişki de giderilecek şekilde usulünce rapor alınmalı ve varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmelidir.
    2-Yine zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalıyı çalıştıran davalı ... ile davalı ... arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin, bir başka ifade ile, asıl işveren-alt işveren (taşeron) ilişkisi olup-olmadığı araştırılıp tartışılmamıştır.
    506 sayılı Kanunun 87. maddesi hükmüne göre aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişidir. Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için, öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
    İşin belirli bir bölümünde değil de, tamamının bir bütün halinde, ya da, bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
    Aracı sıfatının kazanılmasında, diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da, işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
    Bu nedenle; davalı ...’nin davaya konu iş kazasının meydana geldiği inşaat işinde sigortalı çalıştırıp-çalıştırmadığı; işin tamamından el çekerek, anahtar teslimi şeklinde davalı ...’e yaptırıp-yaptırmadığı, davalı ..."ün alt işveren mi, davalı ...’nin işçisi mi olduğu hususları ayrıntılı olarak araştırılarak, varsa taraflar arasındaki sözleşmelerin bir sureti celp edilip, taraflar arasındaki asıl işveren-taşeron ilişkisi irdelenmelidir.
    3-Diğer taraftan ise, daha geniş bir sorumluluk esasına dayanan 506 sayılı yasanın 10. maddesinine göre sorumluluk şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında bir araştırma yapılmadan karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
    506 sayılı Yasanın 9. maddesi - (Değişik : 25.08.1999 - 4447 / 12 md. Y.T. 08.09.1999) ""İşveren çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce örneği Kurumca hazırlanacak işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlüdür. İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı gün Kuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç bir ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgeleri de süresi içinde verilmiş sayılır.(Ek : 14.07.1999 - 4410 / 1 md.) Dışişleri Bakanlığının sigortalı olarak yurtdışı göreve atanan personeli
    için işe giriş bildirgeleri ise, Kuruma en geç üç ay içinde gönderilir. "" düzenlemesini öngörmektedir.Anılan yasanın 10. maddesine göre ise 9. maddede öngörülen işe giriş bildirgesini süresinde Kuruma intikal ettirmeyen işverenler hakkında 26. maddede öngörülen sorumluluk halleri aranmaksızın, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle Kurum tarafından bağlanan gelir ve harcamanın işverenden tahsil edileceğini düzenlemiştir.Yani, davalı işverenin 506 sayılı Kanunun 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanunun 2.maddesiyle değiştirilen ve 08.09.1999 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 9 ve 10.maddesi hükmüne göre rücu alacağından sorumluluğu için;işe giriş bildirgesinin sigortalının, işe başlatılmasından önce verilmemiş olması ve zararlandırıcı sigorta olayının da işe giriş bildirgesinin kuruma verilmesinden önce meydana gelmesi gerekir.
    İşyerinin hangi tarih itibarıyla 506 sayılı Yasa kapsamına alınması gerektiğinin belirlenmesi,bu kapsamda verilmesi gereken işyeri bildirgesinin tarihinin ve sigortalıya ait işe giriş bildirgesi ve Kuruma intikal tarihinin belirlenerek somut olayda 506 sayılı Yasanın 9. ve 10.maddesi hükmündeki koşulların oluşup oluşmadığı tespit edilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Mahkemece, açıklanan maddî ve hukukî esaslar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ... vekili, davalı ...vekili ve davalı ... vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..., ... Elektrik Dağ. A.Ş. ve ..."na iadesine, 19.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi