12. Ceza Dairesi 2017/2490 E. , 2020/3561 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 23/09/2014 tarihli ve 2014/2673 Esas sayılı iddianamesi ile, suç tarihinde sanık ...’nın evinin bahçesinde müze görevlilerince yapılan kontrollerde 4 adet küp ve 1 adet sütun parçasının bulunduğu, sanığın Muğla Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü denetiminde koleksiyoner olduğu, bahçede bulunan kültür varlıklarının sanık tarafından müze müdürlüğüne bildirilmediği ve kayıt edilmediği, bu itibarla sanığın 2863 sayılı Kanunun 73. maddesinde düzenlenen “özel müze ve koleksiyonculara ilişkin hükümlere aykırı hareket etme” suçundan cezalandırılmasının iddia ve talep edildiği, sanığın aşamalardaki tutarlı savunmalarında, suça konu kültür varlıklarının bulunduğu taşınmazı 1975 yılında satın aldığını, satın aldığında 4 adet küpün taşınmaz içinde olduklarını, sütun parçasından ise haberinin olmadığını beyan ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığın üzerine atılı “özel müze ve koleksiyonculara ilişkin hükümlere aykırı hareket etme” suçunun unsurlarının oluşmadığı ancak;
2863 sayılı Kanunun 4. maddesinde “haber verme zorunluluğu” başlığı altında “... malik oldukları veya kullandıkları arazinin içinde kültür ve tabiat varlığı bulunduğunu bilenler ... bunu 3 gün içinde en yakın müze müdürlüğüne veya köyde muhtara veya diğer yerlerde mülki idare amirlerine bildirmeye mecburdurlar” şeklindeki düzenleme karşısında, sanığın eyleminin, 2863 sayılı Kanunun 67/1. maddesinde hükme bağlanan “haber verme sorumluluğuna aykırı hareket etme” suçunu oluşturduğu, bu itibarla mahkemece, sanık hakkında anılan suçtan dava açılması sağlanarak, dava açılması halinde incelemeye esas dosya ile birleştirilmesi ve sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de,
Dava konusu eserler üzerinde, üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, mevcut durumları itibariyle bilim, kültür, din veya güzel sanatlarla ilgileri, tasnif ve tescile tabi, bildirim zorunluluğu olan, yani 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlıkları olup olmadıkları tespit edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, arkeolog bilirkişi tarafından dosyaya sunulan ve geç döneme tarihlendirilebilecek dava konusu eserlerin günümüze yakın bir tarihte tekrar kullanıldıkları, yani devşirme malzeme oldukları, bu nedenle 2863 sayılı Kanun kapsamına girmedikleri şeklindeki tespite dayanan ve hükme elverişli olmayan rapora itibar edilmek suretiyle sanığın beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 16/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.