22. Hukuk Dairesi 2012/11355 E. , 2013/1934 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ve genel tatil alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalı ..."nin ihale usulü ile hizmet alım sözleşmesi ile taşeron şirketler aracılığıyla bünyesinde çalıştırmak üzere işçi alımı yaptığını, müvekkilinin bu şekilde ..."nde taşeron şirket işçisi olarak sözleşmeli hizmetli personel sıfatı ile zabıta görevlisi olarak çalışmaya başladığını, ihalelerle işin her yıl farklı şirketlere verildiğini, haklı bir neden olmaksızın ... sözleşmesinin 31.....2010 tarihinde sona erdirildiğini belirterek, kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai ve genel tatil ücreti alacağı talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili, Belediye Zabıta Müdürlüğü"nün 2008, 2009, 2010 yıllarında yapmış olduğu personel destek hizmet alımı ihalesi ile zabıta müdürlüğü bünyesinde hizmetli personel olarak çalıştığını, müvekkil belediyenin asıl işveren olduğunu, alacaklar ve tazminatlardan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, husumet yönünden davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalılar arasında geçerli bir asıl işveren–alt işveren ilişkisinin kurulmadığını, belediyenin hizmet alımı değil işçi alımı yaptığını, Kamu İhale Kanunu"na aykırı olarak davacının eylemli olarak davalı belediyede çalıştırıldığını, davalılar arasındaki sözleşmenin geçerli olmadığını belirterek, davalı şirket yönünden davanın reddine, davalı belediye yönünden ise taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı belediye vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalılar arasındaki hukuki ilişkinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Alt işveren, bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik
nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde ... alan ve görevlendirdiği işçileri sadece bu işyerinde çalıştıran diğer işveren olarak tanımlanabilir. Alt işverenin ... aldığı işveren ise, asıl işveren olarak adlandırılabilir. Bu tanımdan yola çıkıldığında asıl işveren alt işveren ilişkisinin unsurları, iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan ... kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerekir. Alt işverene yardımcı ..., ya da asıl işin bir bölümü, ancak teknolojik nedenlerle uzmanlık gereken işin varlığı halinde verilebilecektir. 4857 sayılı ... Kanunu"nun .... maddesinde asıl işveren alt işveren ilişkisini sınırlandırılması yönünde kanun koyucunun amacından da yola çıkılarak asıl işin bir bölümünün alt işveren verilmesinde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler ölçütünün bir arada olması gerektiği belirtilmelidir. 4857 sayılı Kanun"un .... maddesinin .... ve .... fıkralarında tamamen aynı biçimde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler sözcüklerine yer verilmiş olması bu kararlılığı ortaya koymaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı belediyenin ihale ile hizmet alımı yaparak, davalı şirket ile konusu 2010 yılı personel destek hizmet alımı olan sözleşme imzaladığı, söz konusu sözleşmeye ve teknik şartnameye göre, işin niteliğinin ya da yapılacak işin, belediye zabıta görevlilerine görev ifasında yardımda bulunmak olduğu anlaşılmaktadır. Davacı da dava dilekçesinde açıkça, sözleşmeli hizmetli personel sıfatı ile zabıta görevlisi olarak çalıştığını beyan etmiştir. Her ne kadar, hükme dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda, davalı belediyenin hizmet alımı değil işçi alımı yaptığı ve davacının eylemli olarak belediye nezdinde çalıştırıldığından bahisle davalılar arasında geçerli bir asıl işveren–alt işveren ilişkisi bulunmadığı belirtilmiş ise de davacının hizmet alım sözleşmesi kapsamında ve tanımlanan ... doğrultusunda çalıştırıldığı açık olmakla, davalılar arasındaki hukuki ilişkinin muvazaaya dayandığı görüşü isabetli görülmemiştir. Hal böyle olmakla, davalıların birlikte sorumluluğu söz konusu olduğundan, davalı şirket yönünden davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 05.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.