Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2020/10846
Karar No: 2021/14301
Karar Tarihi: 22.12.2021

Danıştay 6. Daire 2020/10846 Esas 2021/14301 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/10846
Karar No : 2021/14301

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … - …
VEKİLİ :… Genel Müdürü … 2- … Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Samsun İli, Atakum İlçesi, … Mahallesi, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlar ile … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların, kent merkezinde yer alan … Sanayi Sitesinin taşınmasına yönelik projenin ivedilikle hayata geçirilmesi amacıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 09/05/2020 tarih ve 31222 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 08/05/2020 tarih ve 2498 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, acele kamulaştırma kararının alınabilmesi için gerekli olan acelelik halinin ve olağanüstü koşulların somut olayda gerçekleşmediği, acele kamulaştırma işleminde kamu yararı bulunmadığı, dava konusu işlemin iptali ve yürütülmesinin durdurulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMASI : Samsun il merkezinde yer alan mevcut sanayinin günün koşullarında ihtiyacı karşılayamamasının yanı sıra gerek ekonomik, çevresel gereke sağlık yönüyle şehir hayatına olumsuz etkilerinin her geçen gün artmaya başladığı, bunun önlenebilmesi için bu olumsuz durumun ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar kapsamında belirlenen yeni sanayi bölgesine taşınmasında üstün kamu yararının bulunduğu ve bunun ivedilikle hayata geçirilebilmesi için öncelikle yeni belirlenen sahanın acele kamulaştırılmasının zorunlu olduğu, yeni sanayi bölgesi olarak belirlenen alanda yapılaşmaya bir an önce başlanabilmesi için bölgenin tamamında idarenin tasarrufunun bulunmasının zorunlu olduğu savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinin birinci fıkrasında; “3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir.” hükmü yer almaktadır. Madde gerekçesinde, acele ve istisnai hallerde, kanunun önceki hükümlerine uyulmasının çeşitli sakıncalar yaratabileceği göz önüne alınarak, kamunun büyük zararlara uğramasının önüne geçebilmek amacıyla acele kamulaştırma kurumunun getirildiği belirtilmiştir.
Kamulaştırma Kanununun "Acele kamulaştırma" başlıklı 27. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanına tanınan yetki acele kamulaştırma kararı alma yetkisi değil, kamulaştırma sürecinin olağan yöntemler dışında gerçekleşebilmesine yönelik “acelelik” kararı alma yetkisidir. Zira kamu hizmetlerinin yerine getirilebilmesi amacıyla kamulaştırma işlemini tesis etmesi gereken makam Cumhurbaşkanı değil, kamu hizmetini yerine getirmekle yükümlü olan idaredir. Cumhurbaşkanı yalnızca, kamulaştırma kararının yerine getirilmesinin olağan dışı bir şekilde, acele yöntemlerle yapılmasının gerekliliğini ortaya koyan bir karar almaktadır.
Bu bağlamda, her şeyden önce, her ne kadar 09/05/2020 tarih ve 31222 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/05/2020 tarih ve 2498 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla, kararın ekinde yer alan kroki ve kamulaştırma koordinat listesindeki taşınmazların Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılması şeklinde karar alınmış ise de, bu kararın, taşınmazların kamulaştırılmasında acelelik halinin varlığını ortaya koyan bir karar niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Zira taşınmazın kamulaştırılma kararı ile taşınmazın kamulaştırılmasında acelelik halinin bulunduğunu ortaya koyan karar iki ayrı karardır. Bu kapsamda, dava konusu işlem, taşınmazların kamulaştırılmasında acelelik halinin varlığını ortaya koyan bir karar niteliğinde olduğundan, yapılacak yargısal denetimin de acelelik haline ilişkin olarak 2942 sayılı Kanun'da aranan özel ve istisnai koşulların bulunup bulunmadığı yönünden yapılması gerekir.
Dava konusu işlem, dava konusu alanın bütün olarak değerlendirilmesi, kamulaştırma işlemlerinin ve devamındaki yapım sürecinin kül halinde yürütülmesinin proje bütünlüğü açısından önemli olduğu, yeni sanayi bölgesi olarak belirlenen alanda yapılaşmaya bir an önce başlanabilmesi için bölgenin tamamının idarenin tasarrufunda bulunması gerektiğinden bahisle tesis edilmiştir.
Bu durumda, acele kamulaştırma işleminin tesis edilebilmesi için 2942 sayılı Kanun'un 27. maddesinde öngörülen özel ve istisnai koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından, dava konusu Cumhurbaşkanı kararında isabet bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, uyuşmazlığa konu taşınmazların kamulaştırılmasında acelelik halinin bulunduğuna ilişkin 09/05/2020 tarih ve 31222 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 08/05/2020 tarih ve 2498 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının ekinde kamulaştırılmasında acelelik hali bulunan taşınmazların listesinin bulunmadığı, yalnızca krokiye ve kamulaştırma sırını koordinat listesine yer verildiği görülmektedir.
Bilindiği üzere, İdarenin, “olağan dışı” birtakım durumlar karşısında, kamulaştırmaya konu taşınmazlara daha acil olarak ihtiyaç duyması, anılan taşınmazları bir an önce kullanmaya başlamaya muhtaç olması, bir başka ifadeyle, kamu yararının daha baskın bir hale gelmesi durumunda, olağan usulden ayrılması söz konusu olabilir. Bu doğrultuda, Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde, “olağan dışı” hallerde, belli şartların varlığına bağlı olarak, olağan usuldeki bazı işlemler sonradan tamamlanmak üzere, idarenin kamulaştırmaya konu taşınmaza el koymasına izin verilmiş ve bu istisnai yöntem özel olarak düzenlenmiştir. Acelelik kararının alınması ve ardından kamulaştırma usulü tamamlanmadan idarenin taşınmaza el koyması; taşınmazın çıplak mülkiyetinin malikte kalmak kaydıyla, idareye, taşınmazı kullanma, ondan yararlanma ve üzerinde birtakım tasarrufta bulunma yetkisi veren, kamu hukuku statüsüne dayalı bir işlemdir. Bu işlem, malikin mülkiyet hakkı üzerinde hakkın kullanımının kısıtlanmasına yönelik somut bir sonuç doğuracağından, malikin mülkiyet hakkının korunabilmesi için malike sağlanan güvenceler ve taşınmaza el koyulmasında amaçlanan kamu yararı ile malikin mülkiyet hakkı arasındaki dengenin korunması önem arz etmektedir. Bu nedenle, kamulaştırılmasında acelelik hali bulunan taşınmazların acelelik halinin varlığı bakımından ayrı ayrı incelenmesi, her bir taşınmaz bakımından acelelik arz eden bir hususun bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, Yasa hükümlerinde aranan şartların bulunup bulunmadığı yönünde gerekli tespitlerin yapılması, değerlendirilme sonucunda acelelik halinin varlığına karar verilen taşınmazların da tek tek belirtilmek suretiyle somutlaştırılması gerekmektedir. Dava konusu edilen 08/05/2020 tarih ve 2498 sayılı Cumhurbaşkanı kararında bu şekilde bir belirleme yapılmadığından dava konusu işlemde bu yönden de hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ :
Dava Samsun İli, Atakum İlçesi, … Mahallesi, … ada, … ve …parsel sayılı taşınmazlar ile …ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların, kent merkezinde yer alan ... Sanayi Sitesinin taşınmasına yönelik projenin ivedilikle hayata geçirilmesi amacıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 09/05/2020 tarih ve 31222 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 08/05/2020 tarih ve 2498 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 13. ve 35. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasaya uygun olarak yasayla sınırlandırılması mümkündür. Bu hükümlerden hareketle bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) ancak kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır.
Anayasanın "Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma" başlıklı 90. maddenin 1. fıkrasında: "Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır." son fıkrasında ise: "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 07.05.2004 günlü, 5170 sayılı Yasanın 7. maddesi) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır." kuralıyla usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası andlaşmaların iç hukuk sistemine yansıtılma yöntemi belirlenerek, bu andlaşmalardan temel hak ve özgürlüklere ilişkin olanlarla yasaların aynı konuda farklı hükümler içermesi durumunda uluslararası andlaşma kurallarının esas alınması anayasal gerekliliktir.
20.03.1952 günü kabul edilen İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye Ek 1 Nolu Protokol Türkiye tarafından 19.03.1954 tarihinde onaylanmıştır. Anılan Protokolun "Mülkiyetin korunması" başlıklı 1. maddesinde ise: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." kuralı yer almıştır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun "Acele kamulaştırma" başlıklı 27. maddesinde ise; 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, hükme bağlanmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda ,Samsun İli, Atakum İlçesi, …Mahallesi ile İlkadım İlçesi ,…Mahallesi sınırları içerisinde Samsun Büyükşehir Belediyesince ilan edilen sanayi sitesi gelişim alanı kapsamında bulunan taşınmazların ,kent merkezinde yer alan … Sanayi Sitesinin taşınmasına yönelik projenin ivedilikle hayata geçirilmesi, bu kapsamda anlaşma yapan hak sahiplerinin de kamulaştırmadan kaynaklanan gecikme nedeniyle mağduriyet yaşamaması amacıyla Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 09/05/2020 tarih ve 31222 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 08/05/2020 tarih ve 2498 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının alınması üzerine anılan kararın iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu alanın bütün olarak değerlendirilmesi, kamulaştırma işlemlerinin ve devamındaki yapım sürecinin kül halinde yürütülmesinin proje bütünlüğü açısından önemli olduğu, yeni sanayi bölgesi olarak belirlenen alanda yapılaşmaya bir an önce başlanabilmesi için bölgenin tamamının idarenin tasarrufunda bulunması gerektiğinden bahisle dava konusu işlem tesis edilmiş ise de söz konusu hususlar kanunda aceleliğine karar alınacak haller arasında sayılmadığından tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin davacı taşınmazı yönünden iptali gerektiği düşünülmektedir

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Dava konusu 08/05/2020 tarih ve 2498 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile kent merkezinde yer alan … Sanayi Sitesinin taşınmasına yönelik projenin ivedilikle hayata geçirilmesi amacıyla ihtiyaç duyulan taşınmazların Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına karar verilmiştir.
Bakılan dava, dava konusu acele kamulaştırma kararının davacıya ait taşınmazları yönünden iptali istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolünün "Mülkiyetin korunması" başlıklı 1. maddesinde: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde ise; 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, bu Kanunun 3. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Özel mülkiyet hakkının korunması gereken temel insan hakları arasında öngörüldüğü, anayasa ve uluslararası sözleşmelerde mülkiyet hakkını korumaya yönelik düzenlemelere yer verildiği, bu düzenlemelerde mülkiyet hakkına müdahalelerin olabileceğinin öngörüldüğü, ancak bu müdahalelerde kamu yararı gerekçesi, kanuni düzenleme gereği ve ölçülülük yada orantılılık gibi uluslararası hukukun genel ilkelerinin varlığının dikkate alınması gerektiği, aksi durumda müdahalenin mülkiyet hakkı ihlaline neden olacağı kabul edilmiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesi kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla da bu hususların açık bir şekilde ortaya konulduğu görülmektedir.
Anayasa’nın 35. maddesinin ikinci fıkrasında mülkiyet hakkının ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği belirtilmek suretiyle mülkiyet hakkına yönelik müdahalelerin Kanunda öngörülmesi gereği ifade edilmiştir Acele kamulaştırma usulü idareye kamulaştırma işlemlerinin neticelenmesini beklemeden kamulaştırılan taşınmaza el koyma imkânı tanıyan olağanüstü bir kamulaştırma usulüdür. Acele kamulaştırmada, kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile Mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın kanunda belirtilen usule göre bilirkişilerce tespit edilecek değeri idare tarafından mal sahibi adına bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir. Acele kamulaştırma usulü, olağan kamulaştırmada malik lehine getirilen usule ilişkin güvenceleri bertaraf etmemekte; yalnızca bu usullerin işletilmesinden önce idareye, kamulaştırılacak taşınmaza el koyma imkânı tanımaktadır. Taşınmaza el konulduktan sonra idare tarafından öncelikle satın alma yolunun işletilmesi, bunun mümkün olamaması durumunda ise Asliye Hukuk Mahkemesinde bedel tespiti ve tescil davası açılması gerekmektedir. Kamulaştırılmasına karar verilen taşınmaza acele olarak ihtiyaç duyulması halinde, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca kamulaştırma acele usulle yapılmaktadır.
Bu çerçevede, 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile acele kamulaştırmada olağan kamulaştırmaya oranla özel koşulların varlığı aranmış ve üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Anılan hüküm uyarınca taşınmazların bir an önce kullanılmasına ihtiyaç duyulan, kamu düzenine ilişkin olarak acelilik halinin bulunduğu durumlarda Cumhurbaşkanınca, taşınmazların acele kamulaştırılmasına karar verilebilmektedir.
Acele kamulaştırma istisnai bir yöntem olduğundan, olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına dair şartlarının ortaya konulması gerekmektedir.
Acelelik koşulunun kamu düzenine ilişkin olması gerektiği ve kamu yararının ise, olağan kamulaştırma usulü ile sağlanması amaçlanan kamu yararından farklı olarak, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren, aceleliği zorunlu kılan bir yarar olduğu açıktır.
Dava konusu işlem, dava konusu alanın bütün olarak değerlendirilmesi, kamulaştırma işlemlerinin ve devamındaki yapım sürecinin kül halinde yürütülmesinin proje bütünlüğü açısından önemli olduğu, yeni sanayi bölgesi olarak belirlenen alanda yapılaşmaya bir an önce başlanabilmesi için bölgenin tamamının idarenin tasarrufunda bulunması gerektiğinden bahisle tesis edilmiştir.
Bu durumda; yukarıda belirtilen acele kamulaştırma gerekçesinin acele kamulaştırma yapılabilmesi için yeterli olmadığı, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararında 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının somut olarak ortaya konulamadığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemin uyuşmazlığa konu taşınmazlara ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Diğer taraftan, uyuşmazlığa konu taşınmazları da kapsayan alanda yapılan imar planı paftalarının incelenmesinden, … ada, … parselin kısmen ticaret alanı, kısmen taşıt yolu kısmen otopark alanında; … ada, … parselin kısmen küçük sanayi alanı, kısmen park alanı, kısmen yol alanında; … ada, …parselin kısmen cami alanı, kısmen taşıt yolu, kısmen park alanı, kısmen otopark alanında; … ada, … parselin park alanında; … ada, … parselin kısmen park alanı, kısmen taşıt yolunda; … ada, … parselin kısmen küçük sanayi alanı, kısmen taşıt yolu, kısmen park alanında; … ada, … parselin kısmen küçük sanayi alanı, kısmen taşıt yolunda; … ada, … parselin kısmen küçük sanayi alanı, kısmen taşıt yolunda; … ada, … parselin kısmen küçük sanayi alanı, kısmen taşıt yolunda; ... ada, ... parselin kısmen küçük sanayi alanı, kısmen taşıt yolu, kısmen park alanında; … ada, … parselin kısmen küçük sanayi alanı, kısmen taşıt yolu, kısmen park alanında; … ada, … parselin kısmen küçük sanayi alanı, kısmen taşıt yolu, kısmen yaya yolu, kısmen otopark alanında; … ada, … parselin kısmen küçük sanayi alanı, kısmen taşıt yolunda kaldığı görülmüştür.
Bu durumda, her ne kadar dava konusu acele kamulaştırılma kararı kent merkezinde yer alan …Sanayi Sitesinin taşınmasına yönelik projenin ivedilikle hayata geçirilmesi amacıyla tesis edilmiş ise de, uyuşmazlığa konu taşınmazların imar planlarında özel kullanım alanlarına da isabet ettiği görüldüğünden, dayanağı imar planlarına aykırı olan dava konusu acele kamulaştırma işleminde bu yönden de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu işlemin uyuşmazlığa konu taşınmazlara ilişkin kısmının İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4. Varsa posta avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacılara iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 22/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi