12. Ceza Dairesi 2019/11440 E. , 2020/3555 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dairemizin 02/03/2017 tarihli, 2016/920 Esas ve 2017/1653 Karar sayılı ilamı ile, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulunun 12/041975 tarih ve 8328 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli taşınmazda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesindeki Koruma Uygulama Denetim Müdürlüğünce 01/12/2011 tarihinde yapılan kontrolde, bodrum katta kazı yapıldığı, bağdadi iç sıvaların, döşeme tahtalarının ve iç doğramaların söküldüğü ve bahçede hafriyat çalışması yapıldığının tespit edildiği, 28/03/2011 tarihinde tescilli taşınmazı satın alan sanığın aşamalardaki savunmasında, taşınmazı restore edip, kafetarya ya da restaurant olarak işletmek istediğini, köşkte temizlik yaptırdığı sırada gelen belediye görevlilerinin izin almadan çalışma yapamayacağını söylediklerini, bunun üzerine hazırlattığı projeyi Anıtlar Kuruluna sunduğunu ve projenin onaylandığını beyan ettiği, İstanbul V Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 30/11/2012 tarih ve 829 sayılı kararı ile dava konusu taşınmaza ilişkin hazırlanan röleve ve restitüsyon projelerinin uygun olduğuna, uygulamaların izinsiz yapıldığına, restorasyon projesinin ise restitüsyon projesine uygun şekilde hazırlanarak iletilmesi halinde değerlendirilebileceğine karar verildiği anlaşılmakla, mahallinde yeniden keşif yapılması yönünden hükmün bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden keşif yapıldığı ancak,
Bozma ilamı öncesi inşaat bilirkişinin 15/08/2014 havale tarihli raporunda, yapının bağdadi sıvalarının söküldüğünün, bodrum katta hafriyat yapıldığının, döşeme tahtalarının söküldüğünün, sayılan eylemler nedeniyle basit tadilat izni aşılarak esaslı inşai uygulama yapıldığının, faaliyetlerin ruhsat kapsamı dışında olduğunun belirtildiği, bozma ilamı sonrası yapılan keşfe katılan aynı inşaat bilirkişinin dosyaya sunduğu 25/10/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda, “yapıya ruhsat alındığının belirtilmesi üzerine doğrudan yetkili olan Koruma Kurulundan uygun yazılarının alınmasıyla suçun unsurlarının ortadan kalkacağına ve yapıdaki müdahalelerin sit şartlarına uygun yapılmış sayılacağına” dair kanaat bildiren, yine sanat tarihçi bilirkişi tarafından dosyaya sunulan ve “yapının 23/07/1983 tarihli, 18113 sayılı 2. grup yapıların yönetmeliğine aykırı olduğu, ancak projenin Koruma Uygulama Denetim Bürosu yönetmeliğinin 4. maddesine uygun olarak düzenlendiği” şeklindeki, teknik verilerden ve bilimsel açıklamalardan uzak, kişisel kanaat bildiren ve hüküm kurmaya elverişli olmayan, raporlara itibar edilmek suretiyle sanığın beraatine karar verildiği anlaşılmakla,
Mahallinde, konusunda uzman ve mahkemece daha önce yapılan keşiflere iştirak etmemiş olan inşaat mühendisi ve sanat tarihçi bilirkişiler heyeti refakatinde, iddianameye konu edilen eylemlerle (bodrum katta kazı yapılması, badadi sıvaların ve döşeme tahtalarının sökülmesi, bahçede hafriyat çalışması yapılması) sınırlı olarak yeniden keşif yapılarak, anılan eylemlerin tespiti sağlanıp, sanık tarafından onaylattırıldığı belirtilen proje/projelere uygun olup olmadıkları, onaylı proje/projelere uygun yapıldıklarının tespiti halinde, suçun manevi unsuru oluşmayacağından sanığın beraatine; aksi takdirde, proje/projeler kapsamında bulunmayan uygulamalardan dolayı kültür varlığının zarar gördüğünün tespiti halinde, 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-1. cümlesi, zarar görmediğinin tespiti halinde ise, suç tarihi itibariyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunduğundan, aynı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4. maddesi uyarınca sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 16/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.