15. Ceza Dairesi 2017/13534 E. , 2020/1287 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılık, iftira, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : A- Sanık hakkında Ziraat Bankası Varto Şube Müdürlüğüne yönelik eylemi nedeniyle;
1- TCK 158/1-j-son, 43/1, 168/1, 52, 53 maddeleri gereği mahkumiyet
2-TCK 204/1, 43/1, 53 maddeleri gereği mahkumiyet,
3-TCK 268 mad. delaletiyle 267/1, 53 maddeleri gereği mahkumiyet
B- Sanık hakkında ... Muş Şube Müdürlüğüne yönelik eylemi neden
1- TCK m. 158/1-j-son, 52, 53 maddeleri gereği mahkumiyet
2- TCK 204/1, 53 maddeleri gereği mahkumiyet,
Sanık hakkında banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılık (iki kez), resmi belgede sahtecilik (iki kez), iftira suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri, sanık ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın Ziraat Bankası Varto Şubesi"ne müşteki ..."nın kimliği ile müracaat ederek ... adına düzenlenmiş ... Devlet Hastanesi"nden maaş aldığını gösterir sahte maaş bordrosu ve özel rehabilitasyon merkezinde çalıştığına dair personel belgesi ile 13.10.2010 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında 12.000 TL ve 26.10.2010 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında 8.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL kredi çektiği, sanığın soruşturma aşamasında bu bankanın zararını giderdiği, yine sanığın ... Muş Şubesi"ne ..."nın kimliği ile müracaat ederek ... adına düzenlenmiş ... İlköğretim Okulu"ndan maaş aldığını gösterir sahte maaş bordrosu ile 22.10.2010 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında 12.000 TL kredi çektiği, bu suretle atılı suçları işlediği iddia edilen olayda;
A-Sanık hakkında İş Bankası Muş şubesine yönelik eylemi nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık savunması, müşteki beyanı, banka yazıları ile dosya kapsamına göre, atılı suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin mahkumiyet yönündeki kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ve sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
B- 1) Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan (iki kez) mahkumiyet hükümleri ve Ziraat Bankası Varto şubesine yönelik eylemi nedeniyle nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a-Ana dosya ile birleştirilmesine karar verilen Muş Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/332 Esas sayılı dosyada sanığın Ziraat Bankası Varto Şube Müdürlüğüne yönelik eylemleri nedeniyle ek savunmasının alınması için yazılan talimat ve eklerinin incelenmesinde sanığın ... Muş Şube Müdürlüğüne yönelik dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından dava açılan ana dosyaya ait iddianamenin gönderildiği, bu haliyle sanığın Ziraat Bankası Varto Şube Müdürlüğüne yönelik eylemleri nedeniyle açılan davalara yönelik savunmasının alınmaması karşısında, CMK"nın 226. maddesi uyarınca sanığın savunma hakkının ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Belgede sahtecilik suçunun oluşabilmesi için sahte olduğu iddia edilen belgelerin iğfal kabiliyetinin bulunması gerektiği, eğer iğfal kabiliyetleri yoksa resmi belgede sahtecilik suçunun yasal unsurları oluşmayacağı, suça konu belgelerdeki sahteciliğin iğfal kabiliyetine haiz olup olmadığının tespit edilmemiş olması ve yapılan sahtecilikte aldatma yeteneği bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu dikkate alınarak, maaş bordoları ile özel belge niteliğindeki personel belgesi ve kredi sözleşmesi asıllarının duruşmaya getirtilip mahkeme heyeti tarafından incelenip özellikleri zapta geçirilerek, sahtecilikte aldatma kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
2)-Sanık hakkında iftira suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nın 268. maddesinde işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimsenin, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılacağı, aynı Kanun’un 267. maddesinde de yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişinin cezalandırılacağının hüküm altına alındığı, bu kapsamda, somut olayda, sanığın, başkasına ait kimlik bilgilerini adli veya idari bir makam önünde kullanmadığı, başkasının kimlik bilgilerini kullanması eyleminin dolandırıcılık suçunun hile unsuru olarak kullanıldığı, buna göre, dolandırıcılık suçunun yanı sıra ayrıca iftira suçunun yasal unsurlarının oluşmadığının anlaşılması karşısında, sanığın iftira suçundan beraati yerine, yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun"nun 326/son maddesi gereği ceza miktarları bakımından sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 03/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.