Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/1957 Esas 2014/4546 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1957
Karar No: 2014/4546
Karar Tarihi: 19.02.2014

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/1957 Esas 2014/4546 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2014/1957 E.  ,  2014/4546 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : Erzurum 1. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 05/12/2013
    NUMARASI : 2013/121-2013/393

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    İİK"nun 170/3. maddesine göre icra mahkemesi aynı kanunun 68/a maddesine göre yapacağı inceleme sonunda inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığı kanaatine varırsa itirazın kabulü ile birlikte takibin durdurulmasına karar verir. Mahkemece borçlunun imzaya itirazı kabul ediliğine göre İİK"nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durdurulması yerine iptaline karar verilmesi doğru değil ise de; aleyhe bozma yasağı nedeni ile bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    İİK"nun 170/4. maddesinde; "İcra mahkemesi, itirazın kabulüne karar vermesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder."
    Somut olayda icra takibi, dayanak bonoların lehtarı alacaklı C.. A.. tarafından aval veren borçlu Ş.. P.. aleyhine yapılmaktadır. Lehtar bonolardaki imzanın aval veren borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonolardaki imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan senedi alan alacaklı, imzaya itirazı kabul edilen aval veren borçluya karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edilmelidir. Bu durumda, İİK"nun 170/4. maddesi gereğince borçlunun imzaya itirazının kabul edildiği senetler yönünden alacaklının takip konusu alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10"u oranında para cezasına mahkum edilmesi gerekirken bu yöndeki istemin reddi isabetsizdir.
    Öte yandan borçlunun işlemiş faize ve işleyecek faiz oranına itirazı hakkında Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle hesaplama yapıldıktan sonra, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile bu yöndeki istemin reddine karar verilmesi de doğru değildir.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.