19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4718 Karar No: 2017/2573 Karar Tarihi: 29.03.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/4718 Esas 2017/2573 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, davacı müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının tespiti ve davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi talep edilmiştir. Davalı ise protokol hükümlerinin çeke dayanak olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme, davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev nedeniyle reddine karar vermiştir. Ancak, davaya konu olan çek yönünden TTK'nın 4. ve 5. maddeleri uyarınca mutlak ticari dava olduğu ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu vurgulanarak, görevsizlik kararının bozulması gerektiği hükmedilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise TTK'nın 4. ve 5. maddeleridir.
19. Hukuk Dairesi 2016/4718 E. , 2017/2573 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü - K A R A R -
Davacı vekili,davalının müvekkili aleyhine çeke dayalı olarak takip başlattığını, müvekkilinin davalıya çek sebebi ile borcunun bulunmadığını, taraflar arasında alacak-verecek ilişkisi nedeni ile, dava dışı 3.kişilerle birlikte imzaladıkları protokolde belirtilen borç dışında davalıya borcunun olmadığının imza altına alındığını, buna rağmen protokol tarihinden önce keşide edilen çekin icra takibine konu edildiğini ileri sürerek, bu takibe dayanak olan çekten dolayı borçlu olmadığının tespitini,davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,söz konusu protokol hükümlerinin takibe dayanak çeki kapsamadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının gerçek kişi olup tacir olduğunun iddia ve ispat edilemediği,takibe dayanak çekin alım - satım temel ilişkisine dayanılarak düzenlendiği,senet metninden kaynaklanan bir uyuşmazlık da olmadığı,yapılan açıklamalar ışığında davanın Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava kambiyo senedi niteliğinde olan çeke dayalı olarak girişilen kambiyo senetlerine mahsus takip nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı savunmasında taraflar arasında düzenlenen protokolün dava konusu çeki kapsamadığını savunmuştur.Davalı tarafça dava konusu çek sebebe bağlanmamış olduğundan somut olayda çek yönünden TTK.’nunda düzenlenmiş olan kambiyo hukuku hükümlerinin tartışılıp değerlendirilmesi gereklidir.Hal böyle olunca somut olay bakımından davanın TTK.’nun 4. ve 5. maddeleri uyarınca mutlak ticari dava olduğu ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeden yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine, 29/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.