Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4262
Karar No: 2020/5048
Karar Tarihi: 14.10.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/4262 Esas 2020/5048 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Tapu iptali ve tescil davasıyla ilgili olarak açılan davanın mahkemece açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı, dava konusu taşınmazlara yönelik olarak davalılar tarafından açılan dava devam ederken, 2. Noterliği'nin 1998 tarihli sözleşmesiyle çekişmeli taşınmazların kendisine devredildiğini belirterek dava açmıştır. Ancak davacı ilk duruşmaya gelmemiş ve yasal süresinde yenilenmeyince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Kanun maddelerine göre, tarafların usulüne uygun şekilde duruşmaya davet edilmesi gerekmektedir. Tebligat yapılması da iddia ve savunma hakkının tam olarak kullanılması ve adil bir yargılama yapılmasını sağlayan önemli bir araçtır. Mahkeme, dava dilekçesinde belirtilen adres ile tebligat yapılan adresin aynı olup olmadığı ve davacının çalışanının bulunup bulunmadığı konuları araştırmalıdır. Sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Kararda, 1086 sayılı HUMK'nın 409. maddesi konusunda açıklamalar yapılmıştır. Bu maddede belirlenen kuralların uygulanabilmesi için tarafların usulüne uygun şekilde duruşmaya davet edilmiş olmaları zorunludur. Ayrıca, mahkeme, tarafları dinlemeden, iddia ve savunmalarını bildirm
1. Hukuk Dairesi         2019/4262 E.  ,  2020/5048 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava; tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup mahkemece; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının, dava konusu 2574 ada 7-8-9 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davalılar tarafından açılan dava devam ederken, ... 2. Noterliği"nin 22 Ekim 1998 tarih ve 50432 yevmiye nolu sözleşmesiyle davalıların çekişmeli taşınmazları kendisine devrettiklerini, ikame ettikleri dava sonuçlanıp çekişmeli taşınmazların davalılar adına tescil edilmesine karşın aralarındaki temlikname gereğince tapuda devri yapmadıklarını belirterek eldeki davayı açtığı, davacının 05.02.2009 tarihli ilk duruşmaya gelmediği, mahkemece, duruşma gününden haberdar olunduğu halde duruşmaya gelinmediği ve mazeret de bildirilmediği gerekçesiyle dosyanın işlemden kaldırıldığı, yasal süresinde yenilenmeyince de davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmektedir.
    Bilindiği üzere, 1086 sayılı HUMK"nın 409. maddesinde (6100 sayılı HMK"nın 150.) belirlenen kuralların uygulanabilmesi için, anılan maddenin birinci fıkrasında vurgulandığı üzere, tarafların usulüne uygun şekilde duruşmaya davet edilmiş olmaları zorunludur.
    Hemen belirtilmelidir ki, yetkili makamlar tarafından bir takım hukukî işlemlerin, bunların hukukî sonuçlarından etkilenmeleri amaçlanan kimselere kanuna uygun şekilde bildirimi ve bu bildirimin de usulünce yapıldığının belgelenmesi olarak tanımlanan tebligat, Anayasa ile güvence altına alınan iddia ve savunma hakkının, daha da özelde hukukî dinlenilme hakkının tam olarak kullanılması ve bu suretle adil bir yargılamanın yapılmasını sağlayan çok önemli bir araçtır. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usul Kanunu"nun 27. maddesi (1086 sayılı HUMK" nun 73. maddesi) hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme, tarafları dinlemeden, onları, iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür.
    Öte yandan, tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun uygulanmasına dair yönetmelik hükümlerine göre tebligat, muhatabın bilinen adresine yapılır.
    Somut olaya gelince, dava dilekçesinde davacının açık adresinin "... Caddesi, No:176/1 .../..." olarak yazıldığı halde mahkemece ilk duruşma gününün tebliği için çıkarılan tebligatın "... Caddesi, No:176/1-2 ... Ticaret, .../..." adresine çıkarıldığı, tebliğin anılan adreste çalışan ... isimli şahsa yapıldığı anlaşılmaktadır. Ne var ki davacı sunduğu temyiz dilekçesinde, dava dilekçesinde belirtilen adrese tebligat çıkarılmadığını, yanında ... isimli bir şahsın çalışmadığını, dava dilekçesinin usüne uygun olarak kendisine tebliğ edilmeyerek savunma hakkının kısıtlandığını belirterek kararı temyiz etmiştir. Bu durumda temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddianın doğru olması halinde, davacıya duruşma gününün yöntemine uygun olarak tebliğ edilmediği ve bunun sonucu olarak da davacının eldeki davada savunma hakkını kullanamadığı açıktır.
    Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve gerekçeler doğrultusunda, öncelikle dava dilekçesinde bildirilen adres ile tebligat yapılan adresin aynı olup olmadığı ve davacı yanında ... isimli çalışanın bulunup bulunmadığı hususları araştılarak, anılan adreslerin aynı yer olduğu ve davacının ... isimli çalışanın bulunduğunun tespiti halinde; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, aksi halde davacı tarafa usulüne uygun olarak duruşma gününün tebliğ edilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların gösterecekleri kanıtların toplanması ve hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacının değinilen yönler itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi