10. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/4848 Karar No: 2013/5161
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/4848 Esas 2013/5161 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2012/4848 E. , 2013/5161 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, iş kazası sonucu yaralanan sigortalıya yapılan ödemelerin yasal faizi ile birlikte toplam 1.552,34 TL’nin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece; ilamında belirtildiği şekilde, 1.386,20 TL alacak yargılama aşamasında ödendiğinden bu miktar ilişkin davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin asıl ve işlemiş faiz alacağının reddine dair 21.06.2011 günlü karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun; katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2011 yılı için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427.maddesindeki (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesinde yer alan 1086 sayılı Kanunun temyizi ilişkin hükümlerinin uygulanmasının gerektiğine ilişkin düzenleme gereğince) temyiz (kesinlik) sınırını 1.540 TL olarak değiştirmiştir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde alacağın tamamının gözetilmesi; tamamı dava edilen bir alacağın kısmen kabulünde ise, temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde, kabul ve reddedilen miktarların esas alınması, HUMK"nun 427. maddesi hükmü gereğidir. Somut olayda, reddedilen 166,14 TL’lik alacak tutarı, yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğundan, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması hükmolunan miktar itibariyle mümkün değildir. Hal böyle olunca, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir. S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, 19.03.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.