10. Ceza Dairesi 2021/7455 E. , 2021/12360 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Denizli 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/12/2019 tarihli ve 2018/212 esas, 2019/942 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 16/03/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A- Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 17/11/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 05/04/2017 tarihli ve 2017/432 soruşturma, 2017/323 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 191/2.maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına, aynı Kanunun 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 28/04/2017 tarihinde MERNIS adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği, 16/11/2017 tarihinde infazı için Denizli Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Denizli Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, çağrı yazısı ve uyarı yazısı tebliğine rağmen müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 14/02/2018 tarihinde Denizli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 16/02/2018 tarihli, 2017/432 soruşturma, 2018/2285 esas ve 2018/1688 sayılı iddianamesi ile, sanığın TCK’nın 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle Denizli 12.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Sanığın 28/11/2017 ve 28/02/2018 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma eylemleri nedeniyle yapılan soruşturma sonucunda, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 21/06/2018 tarihli, 2017/7657 soruşturma, 2018/7300 esas ve 2018/5261 sayılı iddianamesi ile Denizli 5.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Denizli 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/10/2018 tarihli ve 2018/530 esas, 2018/675 sayılı kararı ile davanın Denizli 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/212 esas sayılı davası ile birleştirilmesine karar verildiği,
5- Denizli 12. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 02/12/2019 tarihli ve 2018/212 esas, 2019/942 sayılı kararı ile, sanığın 17/11/2016 ve 28/02/2018 tarihli eylemleri nedeniyle TCK’nın 191/1, 62 ve 58. maddeleri uyarınca ayrı
ayrı 2 kez 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 14/01/2020 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B- Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak ve kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/04/2017 tarihli ve 2017/432 soruşturma, 2017/323 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararı müteakip, sanığın çağrı kağıdının tebliği üzerine müracaatta bulunmaması sebebiyle denetim yükümlülüğünü ihlâl ettiğinden bahisle infaz kayıtlarının kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Denizli 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/12/2019 tarihli ve 2018/212 esas, 2019/942 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, somut olayda Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/04/2017 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair karar doğrudan şüphelinin mernis adresine mernis şerhli olarak 12/04/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesinde yer alan “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” şeklindeki düzenleme ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun"un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun"un 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, şüphelinin doğrudan mernis adresine 7201 sayılı Kanun"un 21/2. maddesine göre yapılan tebliğin usulsüz olduğu usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği cihetle, mahkemesince, açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden durma kararı verilerek, geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Denizli 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/12/2019 tarihli ve 2018/212 esas, 2019/942 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C- Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 17/11/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 05/04/2017 tarihli ve 2017/432 soruşturma, 2017/323 sayılı kararı ile, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, sanığın denetim yükümlülüğünü ihlâl ettiği gerekçesiyle infaz kayıtlarının
kapatılarak bildirimde bulunulması üzerine kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Denizli 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/12/2019 tarihli ve 2018/212 esas, 2019/942 sayılı kararı ile, sanığın 17/11/2016 tarihli ve birleştirilmesine karar verilen davaya konu 28/02/2018 tarihli eylemleri nedeniyle 5237 sayılı Kanunun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 2 kez 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 05/04/2017 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin karar doğrudan şüphelinin MERNİS adresine MERNİS adresi olduğu şerhi düşülerek 12/04/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup,
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2. maddesinde yer alan “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” şeklindeki düzenleme ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanunun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanunun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği,
Somut olayda, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca şüphelinin doğrudan MERNIS adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğu, usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği, bu nedenle tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, denetimli serbestlik müdürlüğünce çıkarılan tebligatların hukuki sonuç doğurmayacağı anlaşıldığından, kovuşturma şartının gerçekleşmediği gözetilmeden, durma kararı yerine mahkumiyet kararı verilmesi, kanuna aykırıdır.
D- Karar:
Açıklanan nedenlerle; kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca “kamu davasının durmasına” ve “şüpheliye kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve tedaviye tabi tutulmasına ilişkin kararın, usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi ve infazının sonucunun beklenilmesi için Denizli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan Denizli 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/12/2019 tarihli ve 2018/212 esas, 2019/942 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının ( a ) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
24/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.