11. Hukuk Dairesi 2018/3692 E. , 2019/5128 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kars 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 22/06/2017 tarih ve 2016/453 E- 2017/585 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nce verilen 14/05/2018 tarih ve 2017/1075 E. - 2018/788 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkiline ait hesaplardan, müvekkilinin rızası ve bilgisi dışında başka hesaplara 08.09.2015 tarihinde toplamda 735.000,00TL aktarıldığını, işlemlere müvekkilinin rızasının bulunmadığını, şirket yetkilisince verilmiş yazılı bir talimatın bulunmadığını, müvekkilinin paranın gönderildiği şirket ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 735.000,00TL"nin paranın 08.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; konuya ilişkin Kars Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2016/982 Hazırlık nolu dosyasında cezai soruşturma açıldığını, soruşturma neticesinin davayı ilgilendirmesi nedeniyle bekletici mesele yapılması gerektiğini, banka çalışanlarının müşterinin yazılı talimatı uyarınca işlem yaptığını, paranın gönderildiği hesap sahibi ile davacı arasındaki ilişkinin müvekkilince bilinmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle paranın gönderildiği hesap sahibinin davaya dahili edilmesi gerektiğini, davacının hesabından rızası ve bilgisi dışında para çekildiğini altı ay sonra fark etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; havale talimatı işlemlerinden, davacı şirket yetkililerinin haberinin olmadığı, bankada para transferine ilişkin ıslak imzalı talimatların bulunmadığı, banka müfettişince yaptırılan grafoloji inceleme raporunda imzaların davacı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edilidiği, davacı şirket ile dava dışı Eray Döviz A.Ş. arasında ticari bir ilişkinin bulunmadığı, dosya kapsamında alınan bilirkişi kurulu raporu, tanık beyanları, dosya arasına alınan müfettiş soruşturma raporuyla sabit olduğu, bu durumda davalı bankanın adam çalıştıranın sıfatıyla kusursuz sorumlu olduğu, bankanın kendi personelinin usulsüz eylemi sonucu doğan zarara katlanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 735.000,00 TL"nin 08.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karar aleyhine, davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; dava konusu işlemlere dayanak gösterilen talimat evraklarının ıslak imzalı olmaması bizzat banka müfettişlerince yapılan idari soruşturma sırasında alınan 04.01.2017 tarihli bilirkişi raporu uyarınca mevcut evraklardaki imzaların davacı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edilmesi ve bu tespitin banka müfettişlerince kabul edilmesi karşısında mahkemece ıslak imza içermeyen (fotokopi) talimat evrakları üzerindeki imzaların davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığının tespitine yönelik ayrıca bir araştırma yapılmadan karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, dava konusu işlemlerin gerçekleşmesinde davacıya atfedilebilecek bir kusurun varlığının davalı tarafından ispatlanamadığı, taraflar arasındaki mevduat ilişkisi uyarınca davalı bankanın, davacıya ait parayı iade etmekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davalı banka vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 37.655,89 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 09/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.