8. Ceza Dairesi 2019/993 E. , 2019/11054 K.
"İçtihat Metni" Mala zarar verme suçundan suça sürüklenen çocuk ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 151/1, 31/2, 62 ve 52/2 (2"şer kez). maddeleri gereğince 2 kez 1.320,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, aynı suçtan suça sürüklenen çocuk ..."in 5237 sayılı Kanun"un 151/1, 31/3, 62 ve 52/2 (2"şer kez). maddeleri uyarınca 2 kez 1.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Bakırköy 5. Çocuk Mahkemesinin 12.02.2014 tarihli ve 2012/492 esas, 2014/135 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocukların mala zarar verme suçu ile birlikte işledikleri iddia olunan hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarının temyizi üzerine Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 26.01.2016 tarihli ve 2014/36886 esas, 2016/1187 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmesini müteakip, Bakırköy 1. Çocuk Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda suça sürüklenen çocukların hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçları yönünden beraatlerine karar verilmiş olunması karşısında, suça sürüklenen çocukların müşteki ... ve katılan ..."a karşı hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarıyla birlikte işledikleri iddia olunan mala zarar verme suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 25.12.2018 gün ve 2018-12452 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.01.2019 gün ve KYB/2019-328 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Hükümlüler hakkında nitelikli hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından açılan kamu davasında mahkemece yapılan yargılama neticesinde her üç suçtan mahkumiyet kararı verildiği, hükümlüler müdafinin temyiz talebi üzerine Yargıtay 13. Ceza Dairesi"nin 26.01.2016 gün ve 2014/36886 esas ve 2016/1187 sayılı ilamı ile nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarının ‘‘1- Ceza yargılamasında mahkumiyetin kesin delillere dayanılarak verilmesi gerektiği, müşteki ...’e ait konuttan çalınan malzemelerden sadece bir adet cep telefonunun suça sürüklenen çocuk ...’ın da ikamet ettiği ailesinin evinde
yapılan aramada ele geçtiği, müştekinin suça sürüklenen çocukları hırsızlık yaparken görmediği, müşteki ...’ün evinde bulunan güvenlik kamera kaydından elde edilen görüntülerde suçu işleyen dört kişinin yer aldığı, 27.04.2012 tarihinde ... ve ...’ın kendiliklerinden Emniyete müracaat ettiklerinde düzenlenen yakalama tutanağının içeriğine göre, müşteki ...’in evinden hırsızlık yapıldığı sırada kendilerinin de olduğunu ve kamera kaydında görülenlerden ikisinin kendileri olduğunu beyan ettikleri belirtilmiş ise de, suça sürüklenen çocuklar ... ve ...’ın tüm aşamalarda görüntüde yer alan kişilerden biri olmadıklarını ve suçu işlemediklerini savunduklarının anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuklar ... ve ...’dan elde edilecek görüntü ile güvenlik kamera kaydındaki görüntülerin karşılaştırılması sağlanarak suçu işleyenler arasında ... ve ...’ın da bulunup bulunmadığı kesin olarak belirlendikten sonra suça sürüklenen çocuklar ... ve ...’ın hukuki durumunun takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, 2- Müşteki ...a ait konuttan çalınan malzemelerden sadece bir adet dizüstü bilgisayarın suça sürüklenen çocuk ...’ın da ikamet ettiği ailesinin evinde yapılan aramada ele geçtiği, müştekinin evinden suça sürüklenen çocukları hırsızlık yaparken gören tanık ya da başka bir maddi delilin elde edilemediği, suça konu dizüstü bilgisayarın ele geçtiği evde suça sürüklenen çocuklar ... ve ...’ın da ikamet ettiklerine dair bir delilinin dosya kapsamında bulunmadığının anlaşılması karşısında; ceza yargılamasında mahkumiyetin kesin delillere dayanılarak verilmesi gerektiği gözetilerek, yüklenen suçu işlediklerini kabul etmeyen suçun suça sürüklenen çocuklar ... ve ...’ın savunmasının aksine, atılı suçu işlediklerini gösteren delillerin neler olduğu karar yerinde gösterilmeden, tartışılmadan ve değerlendirilmeden yazılı şekilde hükümlülük kararı verilmesi, 3- Görevli Çocuk Mahkemesince suça sürüklenen çocuk ...’ın savunması alınmadan, yakalama emrinin Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesince 27.04.2013 tarihinde yerine getirilmesi sırasında tespit edilen savunmasıyla yetinilmek suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 7 ve 191. maddelerine aykırı davranılması, 4- Olay tarihinde güneşin saat 19.46"da batıp 06.26’da doğduğu, müşteki ..."un beyanında, saat 06.30’da evden ayrılıp saat 24.00’da geri geldiğinde hırsızlığın yapılmış olduğunu gördüğünü söylemesi ve suça sürüklenen çocukların da suç saati konusunda açıklamada bulunmadığından suçun işlendiği saat konusunda şüphe bulunduğunun anlaşılması karşısında; şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince hırsızlığın gündüz vakti gerçekleştirildiğinin kabulü gerekirken, 5237 sayılı TCK"nın 143/1 ve 116/4 maddesi ile uygulama yapılarak, sonuçta fazla cezaya hükmedilmesi, 5- 5271 sayılı CMK"nın 226. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuklara ve müdafilerine ek savunma hakkı tanınmadan her iki müştekiye yönelik olarak eylemleri nedeniyle iddianamede yer verilmeyen 5237 sayılı TCK"nın 143/1, 116/4 ve 119/1-c. maddelerinin
uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, 6- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 31/2. maddesi uyarınca işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin belirlenmesi konusunda adli tıp uzmanı tarafından düzenlenen raporda, hırsızlık suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmemiş olduğunun belirtildiği; buna karşılık 18.10.2012 tarihinde sosyal hizmet uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen sosyal inceleme raporunda ise işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olduğunun açıklandığının anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuğun işlediği bina içinde muhafaza altına alınan eşya hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarının hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu suçlarla ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı konusunda çelişkiyi gideren rapor ile tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 7- 5271 sayılı CMK"nın 150/2. maddesi uyarınca, 18 yaşından küçük suça sürüklenen çocukların savunmasını yapmak üzere zorunlu müdafi görevlendirilmesi nedeniyle, müdafilere ödenen ücretin, suça sürüklenen çocuklara Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye göre yargılama gideri olarak yükletilemeyeceğinin düşünülmemesi’’ gerekçeleriyle bozulduğu ve bozma üzerine yerel mahkemece hükümlülerin bu suçlardan beraatine karar verildiği ve bu kararların da kesinleştiğinin anlaşılması karşısında; hükümlülerin beraat ettiği suçlarla birlikte işlediği kabul edilen mala zarar verme suçundan da beraat etmeleri gerektiğinden,
Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden, Bakırköy 5. Çocuk Mahkemesi"nin 12.02.2014 gün ve 2012/492 esas, 2014/135 sayılı kararının 5271 sayılı CMK.nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, yüklenen fiilin hükümlüler tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle hükümlülerin mala zarar verme suçundan CMK.nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatlerine, hükmedilen cezaların infaz edilmemesine, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.