5. Hukuk Dairesi 2016/13474 E. , 2017/25892 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın hazine adına tescili istemine ilişkindir.
Arazi niteliğindeki ... ilçesi ... Köyü 113 parselden ifraz 2302 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Fen bilirkişi raporuna göre ;dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan “9,15,22,23,28,26,27,39” ve “20,21,29,35,34,33,32,38,24,25” köşe noktaları ile sınırlı kısımların yüzölçümü ve geometrik durumu dikkate alındığında kullanılamaz hale geldikleri anlaşıldığından bu kısımların tüm bedeline hükmedilmesi gerektiği düşünülmediği gibi, geri kalan -arta kalan- kısım içinse; kamulaştırma planında dava konusu taşınmaz türbin alanı ve yol olarak ayrıldığı, ancak kamulaştırma nedeniyle yapılan 1/5000 ölçekli nazım imar planında sağlık bandı sınırı emniyet mesafe alanı ve yol olarak düzenlendiği gözetildiğinde, davacı idareye dava konu taşınmaza rüzgar enerji santrali dikilip dikilmeyeceği sorulup, dikilmişse veya kamulaştırma kapsamında dikilecekse rüzgar enerji santralinin taşınmazın içerisinde bulunduğu konumu, büyüklüğü, çıkardıkları sesler ile oluşturdukları rüzgar dalgalarının taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan bölümünde önceki durumuna kıyasla tarımsal faaliyete engel oluşturup oluşturmayacağı, ürünlerden alınan verimin etkilenip etkilenmeyeceği ve bu sebeplerle taşınmazda değer azalışı olup olmayacağı olacak ise oranının belirlenmesi ve bu durumdan taşınmazın ne kadarlık kısmının etkileneceği hususlarının tespiti için ziraat, inşaat, çevre, ekoloji ve makine mühendislerinin katılımı ile oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde mahallinde yeniden keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile (9,15,22,23,28,26,27,39” ve “20,21,29,35,34,33,32,38,24,25”köşe noktaları ile sınırlı kısımlar hariç) değer kaybı olmayacağını değerlendiren bilirkişi kurulu raporu esas alınarak karar verilmesi,
2-Eski 113 parselden ifrazla oluşan 2302 parsel hakkında tescil hükmü kurulması gerekirken eski parsel hakkında hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 23/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.