
Esas No: 2022/5059
Karar No: 2022/5698
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5059 Esas 2022/5698 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/5059 E. , 2022/5698 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Sarayköy Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Belediyede 15.12.1998-14.11.2019 tarihleri arasında temizlik işlerinde çalıştığını, emeklilik nedeni ile işten ayrıldığını, davalı işyerinde toplu iş sözleşmesi uygulandığını, davacının sendika üyesi olduğunu, hak kazanılan kıdem tazminatı ile kullandırılmayan izin ücreti ve ikramiye alacaklarının ödenmediğini, işi gereği sürekli fazla çalışma yaptığını, hafta tatilleri ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalıştığını, ancak bu çalışmalarına ilişkin ücretlerinin ödenmediğini, toplu iş sözleşmesi ile hak kazandığı ikramiyelerin de ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının 09.03.1999 tarihinde daimi işçi olarak çalışmaya başladığını, kıdem tazminatının şartlarının oluşmadığını, davacının fazla çalışma yapmadığını, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatillerde çalışmasının bulunmadığını, yıllık izin ücreti, ikramiye alacağının da olmadığını, davalı Kurumun kamu kurumu olması sebebiyle ilgili iddiaların davalı kurum kayıtları ile ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporu ve diğer deliller dikkate alınmak suretiyle, davacının iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle sona erdiği sabit olduğundan kıdem tazminatına hak kazandığı, işveren tarafından yıllık izinlerin tamamının kullandırıldığının ya da karşılığının ödendiğinin ispatlanmadığı, tanık beyanlarına göre davacının beş saat fazla süreli çalışma yaptığı, altı haftada bir gün hafta tatilinde çalıştığı, ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığı, dinî bayramlarda ise nöbetleşe çalıştığının ispatlandığı; ancak bu çalışmalarının karşılığının işverence ödendiği hususunun ispatlanmadığı, davacının ödenmeyen ilave tediye ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ikramiye alacağı bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece zamanaşımı, husumet, hak düşürücü süre ve ıslah - harç tamamlama talebine ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, bir kısım alacak kalemleri açısından belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının çalışmalarını Kurum kayıtları ile ispatlaması gerektiğini, tanık beyanlarına dayanılarak hesaplama yapılmasını kabul etmediklerini, davacı tanığının beyanının davalı tanıklarının beyanlarından üstün sayılma gerekçesinin anlaşılamadığını, hizmet süresinin hatalı hesaplandığını, kıdem tazminatına hak kazanma koşullarının oluşmadığını, davacının hem toplu iş sözleşmesi kaynaklı hem de 6772 sayılı Kanun'dan kaynaklı ikramiye alacağının hesaplanmasının talep aşımı mahiyetinde olduğunu, söz konusu alacaklara hak kazanamadığını, dosyada ücret hesap hareketleri bulunmadan hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, ara dinlenmeye ilişkin olarak davacının sadece 20 dakika çay molası kullandığının kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ve davacının yıllık izin ücreti alacağı bulunmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacakları için belirsiz alacak, diğer talepler için kısmi dava açılmasında isabetsizlik bulunmadığı, davacının emeklilik nedeniyle fesih gerçekleştirilmekle toplu iş sözleşmesi ve tavan miktarı gözetilerek usulünce gerçekleştirilen hesaplama ile kıdem tazminatının kabulünde isabetsizlik görülmediği, davacının ikramiye talebini, ilave tediye ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ikramiye olarak açıkladığı, davalı kurumun 6772 sayılı Kanun kapsamında olduğu ve ilave tediye ödeme yükümlülüğünün davalı Kurumda olduğu, sendika üyesi olan davacının toplu iş sözleşmeleri hükümleri dikkate alınarak alacaklarının hesaplanmasında herhangi bir hata bulunmadığı, davacının bakiye izin ücreti alacağı bulunduğu yönündeki değerlendirmenin yerinde olduğu, tarafların iş yerindeki çalışma şekli ile ilgili olarak yazılı delil sunmadıkları görülmekle davacının yaptığı işin niteliği de dikkate alınarak tanık beyanları ile maddi vakıa niteliğinde olan genel tatil ve fazla çalışmaların tespitinde ve mahkemenin bu tespite göre uygulama yapmasında hata bulunmadığı belirtilmiştir.
2. Fazla mesai ücreti alacağı bakımından ise gün içerisinde çalışılan sürelerden sadece 20 dakika ara dinlenme mahsubu ile hesaplama yapılmasının hatalı olduğu; buna göre hafta içi günlük 8 saatlik çalışma süresinden 1 saat ara dinlenme düşürülerek günde 7 saat olmak üzere toplam 35 saat; hafta sonu bakımından ise tanık beyanlarına göre günlük 7 saatlik çalışmada yine bir saat ara dinlenmenin düşülmesi ile günlük 6 saat olacak şekilde davacının haftalık çalışma süresinin toplam 41 saat olduğu; hesaplama konusu dönemde işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükmüne göre haftalık çalışma süresi 40 saat olduğundan davacının haftada 1 saat fazla süreli çalışma yaptığının kabulü gerektiği, İlk Derece Mahkemesince haftalık 5 saat fazla süreli çalışma için belirlenen ve hükme esas alınan 16.932,85 TL hesabına göre 1 saat fazla süreli çalışma karşılığının 16.932,85/5 = 3.386,57 TL olarak düzeltilmesi gerektiği kanaati ile davalı vekilinin fazla çalışma ücretine dair istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece zamanaşımı, husumet, hak düşürücü süre ve ıslah - harç tamamlama talebine ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, bir kısım alacak kalemleri açısından belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacının çalışmalarını Kurum kayıtları ile ispatlaması gerektiğini, tanık beyanlarına dayanılarak hesaplama yapılmasını kabul etmediklerini, davacı tanığının beyanının davalı tanıklarının beyanlarından üstün sayılma gerekçesinin anlaşılamadığını, hizmet süresinin hatalı hesaplandığını, kıdem tazminatına hak kazanma koşullarının oluşmadığını, davacının hem toplu iş sözleşmesi kaynaklı hem de 6772 sayılı Kanun'dan kaynaklı ikramiye alacağının hesaplanmasının talep aşımı mahiyetinde olduğunu, söz konusu alacaklara hak kazanamadığını, dosyada ücret hesap hareketleri bulunmadan hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu ve davacının yıllık izin ücreti alacağı bulunmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın türü, husumet, fesih, hizmet süresi ve davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, hak kazanmış ise alacakların hesabı ve ödenip ödenmediği noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
Dairemizin yerleşik uygulaması gereği imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar ödenmesi gereken tutardan mahsup edilmelidir.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda, davacı davalıya ait işyerinde fazla mesai yaptığını, ancak yasal karşılıklarının ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise davacının fazla çalışma yapmadığını, davalı Kurumun kamu kurumu olması sebebiyle ilgili iddiaların davalı Kurum kayıtları ile ispatlanması gerektiğini savunmuştur. Tarafların işyerindeki çalışma şekli ile ilgili olarak yazılı delil sunmadıkları görülmekle davacının yaptığı işin niteliği de dikkate alınarak tanık beyanları ile maddi vakıa niteliğinde olan fazla çalışmanın ispatında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesince, davacının fazla mesai ücreti alacağı bakımından, gün içerisinde çalışılan sürelerden sadece yirmi dakika ara dinlenme mahsubu ile hesaplama yapılmasının hatalı olduğu; buna göre hafta içi günlük sekiz saatlik çalışma süresinden bir saat ara dinlenme düşürülerek günde yedi saat olmak üzere toplam 35 saat; hafta sonu bakımından ise tanık beyanlarına göre günlük yedi saatlik çalışmada yine bir saat ara dinlenme düşülmesi ile günlük 6 saat olacak şekilde davacının haftalık çalışma süresinin toplam 41 saat olduğu; hesaplama konusu dönemde işyerinde yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükmüne göre haftalık çalışma süresi 40 saat olduğundan davacının 1 saat fazla süreli çalışma yaptığının kabulü gerektiği, İlk Derece Mahkemesince haftalık 5 saat fazla süreli çalışma için belirlenen ve hükme esas alınan 16.932,85 TL hesabına göre 1 saat fazla süreli çalışma karşılığının 16.932,85/5 = 3.386,57 TL olarak düzeltilmesi gerektiği kanaati ile davalı vekilinin fazla çalışma ücretine dair istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne dair verilen karar hatalıdır.
Şöyle ki, İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınan fazla çalışma ücreti miktarı hesaplanan fazla mesai alacağına (26.542,52 TL) uygun oranda (%30) indirimin uygulandıktan sonra bulunan miktardan (18.579,77 TL) imzasız bordrolarda yer alan ödemelerin (1.646,91 TL) mahsubu ile ortaya çıkan miktar (16.932,86 TL) olup Bölge Adliye Mahkemesince doğrudan mahsuplu miktarın 1/5'i esas alınarak hesaplama yapılması hatalı olmuştur. Buna göre, davacının haftalık 1 saat fazla süreli çalışma yaptığının kabulü ile dosya kapsamına göre hesaplanan fazla çalışma ücreti alacağı 5.308,54 TL olup, uygun oranda (%30) indirim uygulandıktan sonra hak kazanılan fazla çalışma ücreti alacağı olan 3.715,95 TL'den imzasız bordrolarda yer alan 1.646,91 TL tahakkukun mahsubu ile 2.069,04 TL fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması gerekirken mahsuplu miktar üzerinden hesaplama yapılması hesap hatası mahiyetindedir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 1 inci maddesinin (e) numaralı bendinde yer alan;
“Brüt 3.386,57 TL fazla mesai alacağının kabulü ile 100,00 TL'sinin dava tarihi olan 09/03/2020 tarihinden, 3.286,57 TL'sinin tamamlama harcının yatırıldığı 26/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca vadeli hesaba uygulanan en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” ibaresinin çıkartılarak yerine;
“Brüt 2.069,04 TL fazla mesai alacağının kabulü ile 100,00 TL'sinin dava tarihi olan 09.03.2020 tarihinden, 1.969,04 TL'sinin tamamlama harcının yatırıldığı 26.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına;
Hüküm fıkrasının karar ve ilâm harcı, yargılama giderleri ve davacı lehine vekâlet ücretine ilişkin 2 inci, 3 üncü, 6 ıncı, 7 inci ve 8 inci bentlerinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine;
"2-) 492 sayılı Harçlar Kanunu'na göre alınması gerekli 13.925,66 TL harcın başlangıçta peşin alınan 54,40 TL ve ıslah ile alınan 4.075,71 TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.795,55 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-)Davacı kendini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesaplanan 22.719,76 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yargılama nedeni ile yapılan bilirkişi ücreti, tebligat gideri, posta ve dosya masrafı olmak üzere toplam 881,65 TL olmak üzere davanın kabul ve ret oranına göre 746,19 TL'sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davalı tarafından yapılan 19,95 TL yargılama giderinin 3,06 TL'sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-)7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 3/14.maddesi gereğince arabuluculuk gideri olarak yapıldığı anlaşılan 680,00TL nin 575,52 TL'sinin davalıdan; 104,48 TL'sinin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına" bentlerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.