
Esas No: 2022/3893
Karar No: 2022/5643
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/3893 Esas 2022/5643 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/3893 E. , 2022/5643 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 8. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 12. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 10.07.1995-14.02.2017 tarihleri arasında ... Büyükşehir Belediyesi Eğitim ve Kültür Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen ... kurslarında usta öğretici olarak çalıştığını, emeklilik sebebiyle iş sözleşmesine son verdiğini, davacının haftanın 6 günü çalıştığını, davalı Belediyenin etkinlikleri nedeni ile resmî bayram günlerinde de gece geç saatlere kadar çalıştığını, 4857 İş Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) göre işverenin çalışılmayan hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günleri için ücret ödemesi gerekirken ödemediğini, Sosyal Güvenlik Kurumu prim bildirimlerinin günlük 7,5 ders saatine göre 22-26 gün üzerinden yapıldığını, bu suretle işveren tarafından ücretinin eksik ödendiğini, müvekkiline ilave tediye ödenmesi gerekirken ödenmediğini, yıllık izinlerinin bir dönem hiç kullandırılmadığını, bir dönem de ücretli izinli oldukları söylenerek belge imzalatılmasına rağmen o günlere ait ücretinin ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, yıllık izin, ilave tediye ve eksik ödenen ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; yargı yolunun caiz olmadığı, dava konusu olayda idari yargının görevli olduğu yönünde itirazda bulunmuş, davacı taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının emeklilik nedeni ile işten ayrıldığını, usta öğreticilerin görevlendirilmesi, ücretlerin hesaplanmasına ilişkin olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda (657 sayılı Kanun) ve sigortalı sayılma ve sigorta primlerine dair 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda özel düzenlemeler bulunduğunu, usta öğretici olarak çalışanların sosyal haklar bakımından 4857 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanacağına dair herhangi bir düzenleme yapılmadığını, davacı devlet ve ona bağlı müesseselerde çalışan statüsünde olmadığından ilave tediye talebinin yerinde olmadığını, davacının çalışma karşılığı olmayan hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebinin de yerinde olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;
"... Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2015/22-68 E.- 2017/157 K. sayılı ve 25.01.2017 tarihli ilamında belirtildiği üzere, tüm memurlar hakkında genel kanun niteliğinde olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 46 ve devamı maddelerinde "Devlet Memurluğuna Alınma"nın usul ve esasları düzenlendiği gibi 5393 sayılı Belediye Kanununun "Norm Kadro ve Personel İstihdamı" başlıklı 49. maddesinde de "Belediye personeli, belediye başkanı tarafından atanır." düzenlemesi bulunmaktadır. Bu düzenlemeye paralel şekilde 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun "Personel İstihdamı " başlıklı 22. maddesinde de "Büyükşehir belediyesi personeli büyükşehir belediye başkanı tarafından atanır." hükmü mevcuttur. Görüldüğü üzere, davacı hakkında bu usullere göre yapılmış bir atama tasarrufu ya da Belediye Başkanlığınca yapılan bir görevlendirme bulunmamaktadır. Kamu hukuku kural ve mevzuatı çerçevesinde gerçekleşmeyen bir çalışma nedeniyle davacının kamu personeli statüsünde sayılması ve statü hukukuna tabi kılınması mümkün değildir. Davacı ile idare arasındaki ilişki, özel hukuk alanında tanımını bulan bir hizmet sözleşmesi niteliğindedir. Davalının yargı yoluna ilişkin itirazlarına bu nedenle itibar edilmemiştir" gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacıya son 12 aylık dönemde yapılan ücret ödemesinin ortalamasının 2.101,63 TL olduğunu, buna göre hak kazanabileceği ilave tediye alacağının da 299,41 TL olup 2.401,04 TL üzerinden kıdem tazminatı hesaplandığında 46.046,24 TL' ye hak kazanabileceğini, meslek edindirme kurslarının 15 Eylül – 15 Haziran tarihleri arasında açık olduğunu, davacı mevsimlik işçi olarak çalıştığından yıllık izne hak kazanamayacağını, işçi olarak çalışmadığından ilave tediye alacağına da hak kazanamayacağını, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil alacağı hesabı yapılmasının hatalı olduğunu, hesaplama yapılırken davacının çalıştığı dönemdeki ücretlerin dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini ve Mahkemece eksik ücret alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı yanında usta öğretici olarak 10.07.1995 -14.02.2017 tarihleri arasında ek ders saat ücreti ile en son aylık brüt 2.702,08 TL ücretle çalıştığı, iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle sona erdiği, davacının kıdem tazminatına hak kazandığı, davalı ... 6772 sayılı Kanun kapsamında kaldığından davacının ilave tediye alacağına hak kazandığı, çalışma süresi boyunca davacıya yalnızca girdiği ders saati üzerinden ücret ödendiğinden davacının hak ettiği hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günleri dikkate alınarak eksik ödenen ücret alacağının hüküm altına alınmasında bir hata bulunmadığı, davacının 410 gün yıllık izne hak kazandığı ve 144 gün izin kullandığı, bakiye 266 gün kullanmadığı yıllık izni bulunduğu, davalı tarafın dava ve ıslaha karşı yaptığı zamanaşımı savunmalarının dikkate alındığı, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrarla kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ücret miktarı ve buna bağlı olarak yapılan hesaplamalar noktasında bulunmaktadır.
2. İlgili Hukuk
657 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesi "Bu Kanunun 89 uncu maddesine göre kendilerine ders görevi verilenlere, ders saati başına gündüz öğretimi için 140, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında yarıyıl ve yaz tatillerinde, cumartesi ve pazar günleri ile saat 18.00'den sonra başlayan öğretim faaliyetleri için 150 gösterge rakamının bu Kanuna göre belirlenen aylık katsayısı ile çarpımından oluşan miktar üzerinden ek ders ücreti ödenir." düzenlemesini içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Dairemizce, usta öğreticiler bakımından uygulanan kriterlere göre öncelikle davacının bir ayda çalıştığı toplam ders saati süresi, o ayda fiilen çalıştığı toplam gün sayısına bölünerek, günlük ortalama çalışma saat süresi bulunmalıdır. Bulunan günlük ortalama çalışma saat süresinin, ders saati ücreti ile çarpılması neticesinde ulaşılan miktar nazara alınarak çalışma karşılığı olmayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günleri ücretleri hesaplanmalıdır. Bu hesaplama, her ay için ayrı ayrı yapılmalıdır. Örnek vererek açıklamak gerekirse ilgili ayda, toplam yüz kırk ders saati fiilen çalışan bir usta öğreticinin, o ay için aylık fiilen çalıştığı gün sayısının yirmi gün olduğu ve ders saati ücretinin ise 10,00 TL olduğu kabul edilirse bu ayda çalışılan toplam ders saatinin (140 saat), fiilen çalıştığı toplam gün sayısına (20 gün) bölünmesi neticesinde, günlük ortalama çalışma saat süresinin yedi saat olduğu sonucuna ulaşılacaktır. Söz konusu günlük ortalama çalışma saat süresinin (7 saat), ders saati ücreti (10,00 TL) ile çarpımı neticesinde ulaşılan 70,00 TL miktarı, çalışma karşılığı olmayan bir günlük hafta tatili veya ulusal bayram ve genel tatili ücretidir.
3. Taraflar arasında, akdi tatile ilişkin bir anlaşma olmadığından, usta öğretici olan davacının, 4857 sayılı Kanun hükümlerine göre, çalışma karşılığı olmadan ücreti ödenmesi gerekli hafta tatili gününün, haftada sadece bir gün olduğu kabul edilmelidir.
4. Aylık ücret miktarının belirlenmesine gelince; usta öğreticiye ilgili ay için, o ayda fiilen çalıştığı ders saati ile ders saat ücretinin çarpımı neticesinde bulunacak tutara, o ayda çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günleri için hesaplanan ücret tutarı eklenmeli ve ulaşılan sonuç aylık ücret miktarı olarak esas alınmalıdır. Örneğin, ilgili ayda, toplam yüz kırk ders saati fiilen çalışan ve ders saati ücreti 10,00 TL olan bir usta öğreticinin, fiili çalışması karşılığı hak kazandığı tutar, 140 x 10,00 TL =1.400,00 TL'dir. Yukarıdaki paragraftaki hesaplamaya göre, çalışma karşılığı olmayan hafta tatili gününün ücretinin 70,00 TL olduğu ve ilgili ay için çalışma karşılığı olmadan toplam dört günlük hafta tatili ücretinin bulunduğu kabul edilirse, bu ay için ödenmesi gerekecek toplam çalışma karşılığı olmayan hafta tatili günü ücreti 70,00 TL x 4 = 280,00 TL olacaktır. 1.400,00 TL ile 280,00 TL'nin toplamı neticesinde ulaşılan 1.680,00 TL miktarı, aylık ücret miktarı olarak tespit edilmelidir.
5. Diğer taraftan, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı hakların son ücret üzerinden hesaplanması gerektiği kuraldır. Ancak eldeki uyuşmazlıkta, davacının aylık maktu ücretle değil, ders saati ücreti ile çalıştığı kabul edilmiştir. Dolayısıyla, yukarıda açıklanan hesaplama yöntemine göre davacının aylık ücretinin aydan aya değişebilmesi durumu söz konusudur. Bu hâlde, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi feshe bağlı haklarda, son bir yıllık aylık ücret ortalamasının esas alınması gereklidir.
6. Ayrıca, ilave tediye alacağının hesaplanmasında, yukarıda açıklanan çalışma karşılığı olmayan hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günü için belirlenen günlük ücret hesap yöntemi esas alınarak Bakanlar Kurulunca tespit edilen ilave tediye ödeme tarihindeki işçinin bir günlük ücreti dikkate alınmalıdır.
7. Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda ücret, yukarıda belirtilen ilke kararına uygun olarak hesaplanmamıştır. Davacının talep ettiği alacakların hesabında dikkate alınan ücret Belediyede çalışan ve davacı ile aynı işi yaptığı iddia edilen emsal işçi ücretidir. Emsal işçinin aldığı ücret ile davacının aldığı ücret arasındaki fark bulunmak suretiyle fark ücret alacağı hesaplanmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince de bu karara karşı yapılan istinaf başvuruları, İlk Derece Mahkemesi kararına dayanak yapılan bilirkişi raporunda ücretin Yargıtay içtihatlarına uygun olarak hesaplandığı gerekçesiyle esastan reddedilmiştir. Belirtildiği gibi hükme esas alınan bilirkişi raporunda günlük ücret ile aylık ücrete dair kabuller ve dolayısıyla alacaklara yönelik hesaplamalar yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgulara uygun değildir. Anılan sebeple, yapılacak hesaplamalarda yukarıdaki paragraflarda açıklanan esaslar doğrultusunda ücretin belirlenmesi ve dava konusu tüm alacakların yeniden değerlendirilmesi gereklidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
09.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.