Esas No: 2021/4341
Karar No: 2022/5050
Karar Tarihi: 16.02.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/4341 Esas 2022/5050 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kararın tarihi 2022 yılına ait olup, bir asliye ceza mahkemesi tarafından verilmiştir. Suç, tehdit olarak belirtilmiş ve sanık hüküm giymiştir. Temyiz isteği reddedilmiştir ve kararın gerekçesi incelendiğinde, mahkeme kararlarının açık ve gerekçeli olması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, sanığın suçun gerçek faili olup olmadığı tespit edilmeden mahkumiyet kararı verilmesi yanlış bulunmuştur. TCK'nın 51/1-b maddesi gereği, suçu işledikten sonra pişmanlık göstermiş olan sanığın durumu değerlendirilmeden hapis cezasının ertelenmesine karar verilmemiştir. Kararda ayrıca CMK'nın 232/2. maddesi ile ilgili bir aykırılık da belirlenmiştir. Kanun maddeleri olarak ise Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 141, 5271 sayılı CMK’nın 34/1, 230 ve 1412 sayılı CMUK’nın 308/7. maddeleri yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 141, 5271 sayılı CMK’nın 34/1, 230 ve 1412 sayılı CMUK’nın 308/7. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtayın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilinin ve bunların nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden gerekçesiz hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a- Sanığın 23/02/2015 tarihli talimat duruşmasında; “Bana okumuş olduğunuz iddianamede anlatılan olayla benim hiçbir ilgim ve alakam yoktur. Ben 10 yıldır İstanbul dışına çıkmış dahi değilim. Benim hakkımda yine Silifke’de farklı davalar açılmış. Muhtemelen biri kimlik bilgilerimi kullanmaktadır. Bu dosyadaki suçu da ben işlemedim, keza sanıkları da tanımam” şeklindeki savunması, dosya kapsamında sanığa ait nüfus cüzdanı onaylı örneğinin bulunmaması, dinlenen tanıklar ve katılanın beyanlarında sanığın “Sabri” ismini kullandığını belirtmeleri, UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemede sanığın “Sabri” isminde ve kendisiyle aynı tarihte doğan kardeşinin olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın suçun gerçek faili olup olmadığı hususunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça tespit edildikten sonra hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
b- Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olan sanık hakkında, TCK'nın 51/1-b maddesi gereğince "suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaat oluşup oluşmadığı" hususu değerlendirilmeden, “sonuç cezasının vasfı nedeniyle” biçimindeki kanuni ve yeterli olmayan gerekçeyle hapis cezalarının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,
c- Karar başlığında sanığın kimlik bilgileri gösterilemeyerek CMK'nın 232/2.maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı ve sanık ...’in temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.