11. Hukuk Dairesi 2019/3210 E. , 2019/5123 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 31/10/2017 tarih ve 2016/259-2017/728 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl davada, müvekkilinin ortağı olduğu davalı şirketin vergi borçlarını ödemek zorunda kaldığını, şirket müdürü ve ortak olan davalı ..."nin şirketi bilerek ve isteyerek zarara uğrattığını, davalı şirket müdürünün VUK 10. madde uyarınca sorumlu olduğunu ileri sürerek, müvekkili tarafından ödenen 39.128,20 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini; birleşen davada, 32.910,63 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; asıl ve birleşen dosyada davalı ... yönünden; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un, 22/07/1998 tarihli 4369 sayılı Kanun"un 21. maddesi ve 04/06/2008 tarihli 5766 sayılı Kanun"un 35. maddesi uyarınca, şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından ortaklar hisseleri oranında sorumlu tutulacağının anlaşıldığı, ticari defter ve belgelere göre borcu ödenen şirketin aktiflerinin pasiflerinden fazla olduğu, dolayısıyla şirketlerin özkaynaklarının mevcut olduğu, borçlarını ödeyebilecek sermayelerinin bulunduğu, kamu alacağının şirketten tahsil edilemeyeceği hususu ispatlamadığı gerekçesiyle asıl dosya ve birleşen davalarda şirketlerin müdürü davalı ... yönünden davaların ayrı ayrı reddine, asıl ve birleşen dosyada davalı şirketler yönünden ise; davalı şirketlerin vergi borcunu ödeyen ortağın, vekaletsiz iş görme hükümlerine göre ödediği miktarı şirketlerden isteyebileceği gerekçesiyle ve davacının talebiyle bağlı kalınarak, davaların şirketler yönünden kabulü ile, asıl davada 39.128,20 TL"nin 04/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, birleşen davada 32.910,63 TL"nin 29/04/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketlerden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen dosyada davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 57,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıdan alınmasına, 09/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.