Esas No: 2022/5191
Karar No: 2022/5657
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5191 Esas 2022/5657 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/5191 E. , 2022/5657 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Karaman İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre ve diğer temyiz şartları yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 23.09.2008 tarihinden itibaren sürekli olarak 12 saat ve resmî tatillerde izin kullandırılmayarak çalıştırıldığını, primlerin tam olarak yansıtılmadığını, davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, sosyal yardımlar eklenerek kıdem tazminatının hesaplanması gerektiğini, yıllık ücretli izin kullanamadığını, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağını kısmi dava, diğer alacakları belirsiz alacak davası hükümlerine göre talep ettiklerini ileri sürerek kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, ulusal bayram ve genel tatil, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı definde bulunduklarını, davacının işyerinde 23.09.2008-20.06.2013 tarihleri arası asgari ücretle çalıştığını, 20.03.2012 tarihinde başka bir firmada çalışacağını belirterek istifa dilekçesi ve ibraname vermek suretiyle işten ayrıldığını, davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığını ve hiçbir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücret alacaklarının zamanaşımına uğradığı, davalı işveren tarafından sunulan yıllık izin talep dilekçelerinin işveren onayı olmadığından davacı asıldan sorulduğu ve asıl tarafından kullanıldığının beyan edildiği, dosya kapsamında bulunan istifa dilekçesinin de davacı asıla sorulduğu ve asıl tarafından istifa dilekçesinin kendisine ait olduğunun ve içeriğinin doğru olduğunun kabul edildiği, davacı beyanı ve tanık anlatımlarına göre davacının kendi isteği ile iş sözleşmesini sonlandırdığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davalı iş yerinde günlük 12 saat çalıştırıldığını ancak karşılığı ücretin ödenmediğini, bu çalışma düzenine dayanamayarak iş sözleşmesine davacı tarafından haklı sebeple son verildiğini, tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere davalı fabrikada okuma fırsatı verilmeden evrak imzalatıldığını, emsal dosyalarda da görüleceği üzere işçi kıdem tazminatını almak şartıyla haklı sebeple iş sözleşmesini feshetmek istediğinde davalı fabrika tarafından bu şekilde istifa dilekçesi imzalatıldığını, dilekçenin davacının iradesini yansıtmadığını, işçinin tazminat almadan istifa etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının fazla çalışma yaptığı ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığının dinlenen tanık beyanları ile doğrulandığını, davacının ücretinin asgari ücretten düşük ödendiği hususunun da Mahkemece kabul edilmiş bulunduğunu, yıllık ücretli izin defterinin tek başına yeterli olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı işyerinde 23.09.2008-20.06.2013 tarihleri arasında 4 yıl 8 ay 28 gün çalıştığı, davacı tarafından yazı, imza ve içeriği kabul edilen 20.06.2013 tarihli istifa dilekçesinde; davacının şahsi gerekçelerle kendi istek ve rızası ile hiç bir baskı olmadan ve haklı bir fesih nedeni bulunmadan 20.06.2013 tarihinde istifa ettiğini bildirdiği ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre de 26.06.2013 tarihinde başka bir iş yerinde çalışmaya başladığı, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, istifa dilekçesi, davacı beyanı, tanık beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde davacının iş sözleşmesini istifa ile sona erdirdiği, davacının dava açılmadan önce 13.03.2018 tarihinde arabulucuya başvurduğu, anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın düzenlendiği tarihin 18.04.2018, dava tarihinin ise 14.08.2018 olduğu, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesi gereğince arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen süre de dikkate alındığında dava tarihi itibarıyla fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının zamanaşımına uğradığı, dava dilekçesinin davalıya 17.09.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin yasal sürede sunduğu 26.09.2018 tarihli cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunduğu, Mahkemece zamanaşımına uğrayan fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, davacının toplam 56 gün yıllık ücretli izin hakkının bulunduğu, dosyaya sunulan ücretli yıllık izin formunda ise davacının 56 günlük iznini kullandığı, isticvabında da yıllık izin formundaki imzaların kendisine ait olduğunu, içeriğinin doğru olduğunu beyan ettiği; kaldı ki ücretli izin alacağının da zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davalı iş yerinde günlük 12 saat çalıştırıldığını ancak karşılığı ücretin ödenmediğini, bu çalışma düzenine dayanamayarak iş sözleşmesine davacı tarafından haklı sebeple son verildiğini, tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere davalı fabrikada okuma fırsatı verilmeden evrak imzalatıldığını, emsal dosyalarda da görüleceği üzere işçi kıdem tazminatını almak şartıyla haklı sebeple iş sözleşmesini feshetmek istediğinde davalı fabrika tarafından bu şekilde istifa dilekçesi imzalatıldığını, dilekçenin davacının iradesini yansıtmadığını, işçinin tazminat almadan istifa etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının fazla çalışma yaptığının ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığının dinlenen tanık beyanları ile doğrulandığını, davacının ücretinin asgari ücretten düşük ödendiği hususunun da Mahkemece kabul edilmiş bulunduğunu, yıllık ücretli izin defterinin tek başına yeterli olmadığını, davacının isticvabının usulüne uygun olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin kıdem tazminatını gerektirecek şekilde sona erip ermediği ve dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, hak kazanmış ise alacakların hesabı ile işverence ödenip ödenmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4857 sayılı İş Kanunu'nun 24/II-e, 32/8, 41, 42, 44, 46, 47, 53, 54, 56, 57 nci ve 120 nci maddeleri, mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi, 7036 sayılı Kanun'un 3/17 maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 126, 146 ve 147 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
Davacının davalı iş yerinde 23.09.2008-20.06.2013 tarihleri arasında 4 yıl 8 ay 28 gün çalıştığı, davacı tarafından yazı, imza ve içeriği kabul edilen 20.06.2013 tarihli istifa dilekçesinde; davacının şahsi gerekçelerle kendi istek ve rızası ile hiç bir baskı olmadan ve haklı bir fesih nedeni bulunmadan 20.06.2013 tarihinde istifa ettiğini bildirdiği ve Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre de 26.06.2013 tarihinde başka bir iş yerinde çalışmaya başladığı, uyuşmazlık konusu talepler için arabulucuya başvuru tarihinin ise 13.03.2018 olduğu, dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının iş sözleşmesini şahsi gerekçelerle istifa ile sona erdirdiği ve irade fesadının ispatlanamadığı, 14.8.2018 tarihi itibarıyla 13.3.2018-18.4.2018 tarihleri arasında arabuluculuk aşamasında geçen süre de eklendiğinde dahi dava tarihi itibarıyla fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının zamanaşımına uğradığı, davacının toplam 56 gün yıllık ücretli izin hakkının bulunduğu, dosyaya sunulan ücretli yıllık izin formunda ise davacının 56 günlük iznini kullandığı, isticvabında da yıllık izin formundaki imzaların kendisine ait olduğunu, içeriğinin doğru olduğunu beyan ettiği; kaldı ki ücretli izin alacağının da zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamına göre davacının temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.