10. Hukuk Dairesi 2019/1172 E. , 2020/3732 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
No : 2017/2435-2018/1670
İlk Derece
Mahkemesi : Tekirdağ İş Mahkemesi
No : 2016/260-2017/354
Dava, 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalılık süresi tespiti ve yaşlılık aylığı tahsisi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, davalı Kurumun 15.03.2016 tarihli işleminin iptali ile, primleri tahsil edilen 2926 sayılı kanun kapsamındaki sigortalılık süresinin çakışan 211 günlük 506 sayılı Kanun ve 4/1-a kapsamındaki sigortalılık süresi haricinde kesintisiz devam ettiğinin tespitine, 01.11.2015 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
SGK vekili, aleyhe hususları kabul etmeyerek, davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, “...Davacının 01.06.1989 tarihli Bağ-Kur tescilinin bulunduğu, dinlenen tanık beyanlarına göre tarım faaliyetinde bulunduğu, geçimini bundan sağladığı, 4-a kapsamındaki çalışmalarının belli dönemlerde kısa süreli olduğu, dava konusu edilen dönemde ürün satışı nedeniyle tevkifat kesintilerinin bulunduğu, prim günlerinin borçlanılarak ödenildiği, 4-a kapsamındaki kısa çalışmaların dışlanarak bu dönemdeki çalışmalarının Tarım Bağ-Kur sigortalısı kapsamında olduğunun değerlendirilmesi gerektiği, davacının tahsis talep tarihi itibariyle emeklilik şartları için aranan sigortalık süresi, prim gün sayısı ve yaş şartına haiz olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile, “...1-Davanın kabulü ile
-Davacının 02.02.1990-14.01.1998 tarihleri arasında 7 yıl 11 ay 16 gün, 11.05.1998-03.06.2014 tarihleri arasında 16 yıl 22 gün süreyle, 04.03.2014-28.10.2015 tarihleri arasında 1 yıl 7 ay 24 gün süreyle Tarım Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğunun tespitine,
-Davacıya 01.11.2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine,...”karar vermiştir.
B-BAM KARARI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi “...Somut olayda 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihine kadar mevcut yasal düzenlemelere göre Tarım Bağ-Kur sigortalılığı ile çakışan sürelerde davacının SSK"lı çalışmaları geçerli ise de, Yasa"nın yürürlük tarihinden sonra 5754 sayılı Yasa"nın 33.maddesi ile değişik 53/1 maddesi uyarınca önceden başlayan sigortalılık 2926 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık olduğundan, davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığı geçerli olup; söz konusu yasal düzenlemeleri dikkate alarak sonuca giden bilirkişi raporuna istinaden verilen mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davalı SGK vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve buna dair aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası tesis kılınmıştır.” gerekçesi ile, “...1-Davalının istinaf başvurusunun esastan reddine,...” karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
SGK vekili, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının, muhtarlık beyanına göre 01.06.1989 tarihinde 2926 sayılı Kanun kapsamında re’sen sigortalılık tescilinin yapıldığı, zirai faaliyet nedeniyle ibraz edilen 15.02.1995, 15.04.1996, 15.12.1996, 15.11.1997, 15.09.1998 tarihli prim tevkifatlarının dosyasına işlendiği, 01.01.1988-03.07.2014 tarihleri arasında kesintili olarak toplam 557 gün 506 sayılı Kanun ve 4/1-a kapsamında hizmet akdine dayalı çalışmalarının bulunduğu, davalı Kurumun 15.03.2016 tarihli yazısı ile, 2926 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık başlangıcının çakışmadan dolayı ilk prim ödemesinin bulunduğu yıl olması hasebiyle 01.01.2006 tarihine çekildiğini ve bu nedenle 28.10.2015 tarihli tahsis talebinin yeterli prim ödeme gün sayısı bulunmadığından reddi gerektiğinin bildirilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir ancak karar eksik araştırma ve incelemeye dayanmaktadır.
Davacının 506 sayılı Kanun kapsamında, 01.01.1988 tarihinde ilk işe girişini gösterir bildirge ve bu döneme ait hizmetlerinin Kuruma bildirilmesi nedeniyle, 01.06.1989 tarihli 2926 sayılı Kanun kapsamındaki re’sen muhtarlık beyanına göre yapılan ilk tescil geçersizdir. Ancak davacının zirai faaliyeti nedeniyle dosya içerisinde, 15.02.1995, 15.04.1996, 15.12.1996, 15.11.1997, 15.09.1998 tarihli prim tevkifatları bulunduğundan, tevkifatların olduğu dönemler dikkate alınarak, 506 sayılı Kanun kapsamındaki hizmetlerin dışlanması suretiyle 2926 sayılı Kanun kapsamında sigortalılık süresinin tespitine ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesine, 23.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.