Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5024
Karar No: 2022/5670
Karar Tarihi: 09.05.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5024 Esas 2022/5670 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, Orman Fidanlık İl Müdürlüğü Tirebolu Orman İşletme Şefliğinde mevsimlik işçi olarak çalıştığını ve toplu iş sözleşmelerinde belirlenen ücret artışlarından yararlandırılmadığını iddia ederek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı ise davacının ücretinin ödendiğini savunmuştur. Mahkeme, davacının lehine karar vermiş, davalının temyizi üzerine Yargıtay, ilk kararı bozmuştur. Yapılan inceleme sonucu davacının ücret farkı alacağının 19.075,61 TL olduğu saptanmış ancak mahkemenin bu tutarı 28.167,34 TL olarak hükme bağlaması taleple bağlılık ve usuli kazanılmış hak ilkelerine aykırı görülmüştür. Kararda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesiyle usuli kazanılmış hak ilkesine vurgu yapılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi
9. Hukuk Dairesi         2022/5024 E.  ,  2022/5670 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    AVUKAT ...
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; davacının ... Orman Fidanlık İl Müdürlüğü Tirebolu Orman İşletme Şefliğinde 15.06.1993 tarihinde mevsimlik işçi olarak çalışmaya başladığını; 1995, 1996, 1997 ve 1998 yıllarında çalışması olmadığı gerekçesiyle 1999 yılında tekrar çalışmaya başladıktan sonra toplu iş sözleşmelerinde belirlenen ücret artışlarından yararlandırılmayarak aynı konumda olan işçilere oranla daha düşük oranda ücret belirlendiğini, davacının emsali olan işçilerin 2013 yılı günlük yevmiyeleri 77,66 TL iken davacının günlük yevmiyesinin 65,62 TL olarak hesaplandığını, aynı durumda olan bir başka işçi tarafından açılan davanın kabulüne karar verildiğini, davacının ücretinin tüm toplu iş sözleşmeleri ile yapılan ücret zamları dikkate alınmak suretiyle belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; davacıya ücretinin eksiksiz ödendiğini ve davacının bakiye bir alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararı, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 04.11.2020 tarihli ve 2011/42122 Esas, 2012/25309 Karar sayılı kararı ile özetle denetime elverişli bilirkişi raporu alınması ve faiz başlangıç tarihleri yönünden bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; toplanan kanıtlara göre ve aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

    Temyiz:
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

    Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına temyiz edenin sıfatına ve temyiz nedenlerine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

    2- Taraflar arasında taleple bağlılık ve usuli kazanılmış hak ilkelerine uygun karar verilip verilmediği uyuşmazlık konusudur.
    Dairemiz kararlarında usuli kazanılmış hak ilkesine yer verilmektedir. Örneğin Dairemizin 23.03.2022 tarihli ve 2022/2607 Esas, 2022/4015 Karar sayılı kararında bu ilkeden “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun’da "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, bu kurum davaların uzamasının önüne geçmek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Yargıtay'ın vermiş olduğu bozma kararına uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur.” şeklinde söz edilmiştir.
    Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
    “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”

    Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece Dairemizin 2011/42122 Esas, 2012/25309 Karar sayılı kararı ile bozulan hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının ücret alacağı farkı 19.075,61 TL olarak hesaplanmış olup bu rapor doğrultusunda Mahkemece ikramiye ve ilave tediye alacakları dahil toplam 28.167,34 TL hüküm altına alınmıştır.

    Dairemizin 2011/42122 Esas, 2012/25309 Karar sayılı bozma ilâmı sonrasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının ikramiye ve ilave tediye fark alacağı bulunmadığı ancak ücret farkı alacağının 38.263,53 TL olduğu belirlenmiştir. Bunun üzerine hükümde davacının ilave tediye ve ikramiye alacağı bulunmadığı açıklanıp taleple bağlı kalındığı ifade edilerek 28.167,34 TL tutar, ücret farkı olarak hüküm altına alınmıştır. Oysa bu tutar, Dairemizin 2011/42122 Esas, 2012/25309 Karar sayılı bozma ilâmından önceki kararda ücret, ikramiye ve ilave tediye alacağı olarak hüküm altına alınan toplam miktardır.

    Gerek bozma öncesi gerekse bozma sonrası hükmün sadece davalı tarafından temyiz edildiği ve Dairemizin 2011/42122 Esas, 2012/25309 Karar sayılı bozma kararı öncesi ücret farkı alacağının 19.075,61 TL olarak hesaplandığı dikkate alındığında; 19.075,61 TL yerine 28.167,34 TL’nin hüküm altına alınması taleple bağlılık ve usuli kazanılmış hak ilkelerine aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, 09.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi