Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/3118 Esas 2013/1724 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/3118
Karar No: 2013/1724

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/3118 Esas 2013/1724 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2013/3118 E.  ,  2013/1724 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, genel tatil, hafta tatili ve fazla mesai alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Sigortalılığa ilişkin “hizmet tespiti” davaları, Sosyal Güvenlik hakkına ilişkin olarak ortaya çıkan davalardır. Kanuni dayanağını 506 sayılı Kanun"un 6. ve 79/10. (5510 sayılı kanun açısından ise 86/9.) maddelerinden almaktadır. Sözü edilen 6. madde de çalıştırılanların, işe alınmaları ile kendiliğinden sigortalı olacakları, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamayacağı ve vazgeçilemeyeceği belirtilmiştir. Anılan Kanun"un 79/10. maddesinde ise, sigortalıların, çalışmalarının tespiti ile ilgili dava açabilecekleri hükme bağlanmıştır. Bu bakımdan, hizmet tespitine ilişkin davalar sosyal güvenlik hakkı ve kamu düzeni ile ilgili olup, kişi iradesi belirleyici etkiye sahip değildir.
    İşçilik haklarına ilişkin davalar ise, 4857 sayılı İş Kanunu"ndan kaynaklanmaktadır. Bu tür davalar, kişi iradesine önemli rol verilip, taraf anlaşmalarına geçerlilik tanınan, alacak ve tazminat türünde olan davalardır. Taraflar bu tür haklarından her zaman vazgeçebilir.
    Somut olayda davacı, işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yargılamanın 29.01.2009 günlü duruşmasında hizmet tespiti dosyasının sonucun beklenmesine karar verilmiş ve 25.09.2012 günlü duruşmasına kadar bu yönde ara kararlar verilmiş, ancak ara kararlar gereği sonucu beklenen hizmet tespiti davası ile ilgili bir karar verilmeden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve gerekçede de buna ilişkin bir husus belirtilmemiştir.
    Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"ndan farklı olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nda dava çeşitleri 105. ila 113. maddelerinde düzenlenmiş, eda davası (m. 105), tespit davası (m.106) ile belirsiz alacak ve tespit davası (m.107) ayrı ayrı maddelerde gösterilerek farklılıkları belirtilmiştir. Yine, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nda ön sorun, hadise olarak düzenlenmesine rağmen bekletici sorunu
    düzenleyen genel bir hüküm yoktu. Buna karşılık, 6100 sayılı Kanun"un bekletici sorun başlığı altında düzenlenen 165. maddesinin 1. fıkrasına göre, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.
    Dosya içeriğine göre, hizmet tespiti davası bu davaya göre öncelik taşıdığından ve sözkonusu tespit davasında verilecek kararın tarafları bağlayıcı özelliği dikkate alındığında davacı tarafından davalı aleyhine açılan ve mahkemece sonucunun beklenmesine karar verilen ve derdest olduğu anlaşılan hizmet tespiti davasının sonucu beklenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinin bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.