22. Hukuk Dairesi 2013/3103 E. , 2013/1717 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, cezai şart alacağı ve davacı şirketin uğrayacağı zararın davalıdan talep etme haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davayı yetki yönünden reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı şirket vekili, davalının ihbar öneline uymaksızın iş sözleşmesini feshettiğinden bahisle ihbar tazminatı ile 01.03.2011 tarihli sözleşmeye aykırı davranış nedeniyle öngörülen cezai şarta konu olan alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, görev ve yetki itirazında bulunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yetki itirazının görev itirazından önce değerlendirilmesi gerektiği ve öncelikle yetki yönünden inceleme yapıldığı davalının ikametgahına göre yetki itirazının yerinde olduğu gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece oluşturulan gerekçeye göre, mahkemenin yetkisi uyuşmazlık konusu olduğundan görevli ve yetkili yargı yerinin belirlenmesi gerekeceği açıktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/1. maddesine göre mahkemenin görevi dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen ve öncelikle dikkate alınmalıdır. Zira, yetki hususunu inceleyecek olan davaya bakmaya görevli olan mahkemedir.
Diğer yandan, 5521 sayılı Kanun"un 5. maddesi ile, iş uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili iş mahkemelerini belirlenmiştir. Buna göre, “iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz”
5521 sayılı Kanun"un 5. maddesinin gerekçesinde düzenlemenin işçiyi korumak amacıyla yapıldığı ve kamu düzenine ilişkin olduğu belirtilmiştir. Maddenin son cümlesinde söz konusu yetki kuralına aykırı sözleşmelerin geçersiz olacağının belirtilmiş olması düzenlemenin mutlak emredici niteliğini ortaya koymaktadır. Yetkinin kamu düzenine ilişkin olduğu hallerde bu hususun dikkate alınması, davalı tarafın itiraz olarak ileri sürmesine bağlı değildir ve mahkemece re"sen yetkisizlik kararı verilebilir. Zira yetki konusunu mahkeme, yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurmak zorundadır.
İş Mahkemelerinde yetki kuralı; Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yetki kurallarına uygun olup buna ek olarak işin yapıldığı yer, yani işyeri mahkemelerini de yetkilı kılmaktadır. Yetkili mahkemenin belirlenmesinde önemli olan işin yapıldığı yer, bir başka anlatımla işyeri tanımına 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nda yer verilmemesine karşın 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinde işyeri, işveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birim olarak tanımlanmıştır.
Davacı şirketin davalıya tebliğ ettiği 23.01.2009 tarihli yazıda, İzmir adresinde kurulu faaliyetler ile gerçekleştirilen işlerin İzmir"de sona erdirildirildiği ve 02.02.2009 tarihinden itibaren Ankara adresinde bulunan merkezde yürütüleceğinin bildirildiği, davalının 01.03.2009 tarihli işe giriş ve 05.12.2011 tarihli işten ayrılış bildirgelerinde işyeri adresinin Ankara ilinde olduğunun belirtildiği; dosya içeriğine göre, davalının işini fiilen yaptığı yerin Ankara ilinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yukarıda belirtilen esaslara göre yargılamaya devam edilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.