Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2250
Karar No: 2022/5722
Karar Tarihi: 10.05.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/2250 Esas 2022/5722 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/2250 E.  ,  2022/5722 K.

    "İçtihat Metni"


    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 47. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 13. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

    Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.05.2022 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

    Duruşma günü davacı vekili Av.... ile davalı vekili Av. ... geldiler.

    Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

    Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 22.06.2010 tarihinde davalı Şirkette ekskavatör operatörü olarak Türkmenistan'da çalıştığını, müvekkilinin ücretinin Türkiye İş Kurumunda imzalatılan 22.06.2013 tarihli sözleşmede 500,00 USD olarak yazıldığını, ancak gerçek ücretinin 2010 ve 2011 yılında 1.800,00 USD, 2012 yılında 1.900,00 USD, 2013 yılında ise 2.200,00 USD olduğunu, ücretlerinin aylık 200,00 - 400,00 veya 500,00 USD tutarındaki kısmının harçlık olarak verildiğini, önemli bir kısmının banka hesabına yatırıldığını, müvekkilinin iş ve işyeri ile ilgili olmayan bir eyleminden dolayı gözaltına alınarak tutuklanmasının ardından sınır dışı edilmesi ile iş sözleşmesinin 24.09.2013 tarihinde sona erdiğini, müvekkilinin ücretinin eksik ödendiğini Türkiye'ye döndükten sonra fark ettiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 22.06.2011 tarihli yurtdışı hizmet akdi uyarınca ekskavatör operatörü olarak aylık 550,00 USD ile çalıştığını, davacının hiçbir zaman 2,200,00 USD ücret almadığını, davacının Türkmenistan'ın çok iyi bildiği yerel yaşam koşullarına uygun hareket etmediğini ve tutuklandığını, bir bayan ile 23.09.2013 tarihinde uygunsuz şekilde yakalanan davacının çalışma ve oturma izinlerinin iptal edildiğini, iş sözleşmesinin haklı neden ile feshedildiğini, davacıya tüm ücretlerinin ödendiğini, ödenmemiş işçilik alacağı bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı işçinin davalı işveren nezdinde 22.06.2010 ile 24.09.2013 tarihleri arasında brüt 2.050,00 USD ücret ile çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu' nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinde belirtilen zorlayıcı nedenlerle sona ermiş olduğunun kabul etmek gerekeceğini, bu haliyle davalının iş sözleşmesinin tazminata hak kazanılmayacak şekilde sona erdiğinin davalı işveren tarafından ispat edilemediği, davacının kıdem tazminatı alacağının bulunduğu ancak zorlayıcı nedenle feshedilmiş olması nedeniyle ihbar tazminatına hak kazanmadığı, tanık beyanlarına göre davacının haftada on beş saat fazla çalışma yaptığı ve hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı ve bu çalışmaların karşılığı olan ücretlerin ödenmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.


    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ihbar tazminatı taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, davacının gerçek ücretinin 2.200,00 USD olduğu tanık beyanlarıyla ve yazılı belgelerle ispatlanmasına rağmen emsal ücret araştırmasına göre ücretin belirlenmesinin hatalı olduğunu, ücret hatalı belirlendiği için fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının da hatalı hesaplandığını, fazla çalışma ve hafta tatili alacağı taleplerine ilk temerrüde düşürme tarihi olan 28.11.2013 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın talepleri gibi kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

    2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Türkiye İş Kurumu nezdinde imzalanan iş sözleşmesinde ücretin açıkça belirtildiğini, Türkiye İstatistik Kurumu verileri de göz önüne alındığında piyasa şartlarının çok üstünde ücret belirlenmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının tüm hak edişlerinin bordrolanarak banka kanalıyla ödendiğini ve davacının bu ödemelere herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediğini, ücret hatalı tespit edilerek hatalı hesaplama yapıldığını, davacıya yapılan fazla ödemelerin mahsup edilmediğini, husumetli tanık beyanlarına göre sonuca gidilmesinin yerinde olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile işçinin iş sözleşmesinin zorlayıcı nedenlerle 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 25 inci maddesinin (III) numaralı bendi uyarınca feshi hâlinde,  işverenin bildirim şartına uyma veya ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmadığından ihbar tazminatı talebinin reddinin yerinde olduğu, davacı vekili dava dilekçesinde taleplerine dava tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep ettiği anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince dava tarihi ve ıslah tarihi dikkate alınarak faize hükmedilmesinde hata bulunmadığı, davalı tarafça tanıkların gerçeği söylemediklerine dair ciddi ve inandırıcı delil dosyaya sunulmadığından ayrıca davalı tanıkları da çalışma saatleri konusunda davacı tanıklarıyla aynı yönde beyanda bulunduklarından, iş ve işletmenin gerekleri de göz önüne alınarak tanıkların beyanlarına itibar edilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı tanık beyanları, davacıya yapılan ödemeler ve elden ödemeleri de içeren ücret bordroları dikkate alındığında davacının son ücretinin net 2.200,00 USD olarak belirlenmesi gerektiği, davacının yurt dışı çalışan olması nedeniyle piyasa koşullarının üzerinde ücret almasının normal olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili, somut olayda Türkmenistan hukukunun uygulanması gerektiğini, kabul edilen ücretin hatalı olduğunu, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışması halinde ücretinin ödendiğini, ayrıca söz konusu alacaklardan yapılan indiriminin yetersiz olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, iş sözleşmesinin feshi, ücret miktarının, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ispatı ve bu alacaklardan yapılan indirimin oranı noktasında toplanmaktadır.


    2. İlgili Hukuk
    4857 sayılı Kanun'un 25, 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri.

    3. Değerlendirme
    1. 4857 sayılı Kanun'un 63 üncü maddesinde çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiştir. Ancak tarafların anlaşması ile bu normal çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ilkesi benimsenmiştir. Kanun'un 41 inci maddesine göre fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalardır.

    2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

    3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

    4. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması hâlinde Yargıtayca son yıllarda uygun bir indirim yapılması gerektiği istikrârlı uygulama hâlini almıştır.

    5. Aynı ilkeler, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.

    6. 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin üçüncü fıkrasında ise “işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması hali” ayrı birer fesih sebebi olarak düzenlenmiştir. Somut olayda işverenin iş sözleşmesini 4857 sayılı Kanun'un 25 inci maddesinin (III) numaralı bendine göre zorlayıcı sebeple feshettiği anlaşılmakta olup bu hâlde fesih haklı da olsa, işçi kıdem tazminatına hak kazanır.

    7. Yukarıda yapılan açıklamalar ile dosya kapsamındaki deliller bütün olarak değerlendirildiğinde; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ve kararın gerekçesinin dosya kapsamına uygun olduğu görülmüştür.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle;
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

    Davacı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

    Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,

    Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    10.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi