Esas No: 2022/1732
Karar No: 2022/5733
Karar Tarihi: 10.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1732 Esas 2022/5733 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/1732 E. , 2022/5733 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 41. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 18. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.05.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat Melis Genç ile davacı vekili Avukat ... Üstünar gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Şirketin Aşkabat/Türkmenistan adresinde faaliyet gösteren işyerinde 04.05.2009 tarihinden 20.11.2017 tarihine kadar satın alma sorumlusu olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı Şirket tarafından haksız ve bildirim sürelerine uyulmaksızın feshedildiğini, davacının son aylık ücretinin net 3.000,00 USD olduğunu, ücretin 1.750,00 USD'sinin bankadan kalan 1.250,00 USD'sinin elden ödendiğini, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini, davacının haftanın her günü 08.00 ile 21.00 saatleri arasında çalıştığını, davalı Şirkette işçilerin on beş günde bir pazar günü olmak üzere ayda iki pazar izin kullandığını ancak davacı satın alma sorumlusu olarak çalışması ve biriminde tek çalışan olması sebebiyle ayın her günü çalıştırıldığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, ulusal bayram genel tatil günlerinin tamamında çalışmış olduğunu karşılığı ücretlerin ödenmediğini, kullandırılmayan yıllık ücretli izinlerinin karşılığının ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak ikamesinde hukuki yarar olmadığını, net ve brüt ücretinin aynı olduğunu, davacının 04.05.2009-20.11.2017 tarihleri arasında Türkmenistan' da ilk olarak bekçi, daha sonra güvenlik görevlisi, son olarak ise satın alma sorumlusu olarak görev yaptığını ve Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü nezdinde imzalanan iş sözleşmesi ile ilk ücretinin 555,00 USD olarak son ücretinin ise 1.667,00 USD olarak belirlendiğini, davacıya tüm ödemelerin banka kanalı ile yapıldığını, banka dekontları ile davacının ücretinin belirtilen gibi olduğunun sabit olduğunu, davacının bakiye ücret alacağı olduğu yönündeki iddialarını kabul etmediklerini, tüm hak ve alacaklarının banka kanalı ile eksiksiz ödendiğini, davacının aylık 1.667,00 USD ücreti kıdem tazminatı tavanı olan 4.732,48 TL'yi aştığından 10.416,52 USD kıdem tazminatı ücretinin 05.01.2018 tarihinde banka hesabına yatırıldığını, 3.485,25 USD ihbar tazminatının 05.01.2018 tarihinde yatırıldığını, müvekkili Şirketin Türkmenistan'daki işyerinde çalışma saatlerinin 08.00-18.00 arasında olduğunu, davacının hiçbir itirazı hiçbir şikayeti yokken iş sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin afâki ve gerçeğe aykırı beyanlar ile hak elde etmeye çalıştığını, satın alma sorumlusu olarak çalışan davacının görevi gereği fazla çalışma yapmasını gerektirecek bir durum olmadığını, çalışma saatlerinin serbest olup kendi mesaisini kendisinin belirlediğini, ayrıca çıkış işlemleri sırasında bazı aylara ait hesaplamalarda eksiklik olduğunun tespit edilmesi üzerine 10.517,13 USD fazla çalışma alacağının 05.01.2018 tarihinde banka hesabına yatırıldığını, davacının hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil günlerinde daimi olarak çalışıldığı iddiasını kabul etmediklerini, fazladan çalışmayı gerektiren hâllerde bu çalışmalara ait tüm hak edişlerin banka kanalı ile ödendiğini, iddia edilen çalışma saatlerinin hayatın olağan akışına aykırı olmakla beraber Yargıtay İçtihatları gereğince de günlük üç saatin üzerinde çalışma yapılmış olmasının da kabul edilebilir olmadığını, bu halde davacının fazla çalışma yaptığını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, davacının 136 gün izin hakkı olduğunu, kendisine 93 günlük izin ücreti ödenmesi gerekirken sehven 126 gün üzerinden hesaplanan 7.001,82 USD izin ücretinin ise iş sözleşmesinin feshi ile hesabına yatırıldığını, aleyhe kabul anlamına gelmemekle beraber davacıya hak edişi olmamasına rağmen sehven fazladan izin ücreti ödenmiş olmakla fazladan ödenen 1.833,70 USD bir hesaplamadan takas ve mahsubunu talep ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından sona erdirildiği ve davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmakla bu hususun da iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini gösterdiği, bilirkişi raporunda davacının aylık net ücret miktarının 3.000,00 USD olarak hesaplanmasına itibar edildiğini, davacının yıllık izin kullandığının veya karşılığının ödendiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, davacının fazla çalışma yaptığının, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığının davacı tarafça görgüye dayalı bilgisi bulunan beyanlarına itibar edilebilir tanık beyanları ile ispatlandığı, davacının bu çalışmalarının karşılığının ödendiğinin de ispat yükü üzerinde olan davalı tarafça ispat edilemediği sonucuna varılarak kıdem tazminatı alacağı dava tarihinden sonra ödendiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, diğer alacaklar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ücret tespitinin emsal ve esasa aykırı olmakla hatalı olduğunu, ihbar tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacının ihbar tazminatı alacağı bulunmadığını, davacının fazla çalışma yaptığı iddiasının yerinde olmadığını, yapılan hesaplamaya itiraz ettiklerini, davacı ile çalışma süreleri aynı olmayan ve husumetli tanık beyanlarına dayanılarak karar verilmesinin mümkün olmadığını, alacaklardan yapılan indirimin yetersiz olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının Dairece benimsenmiş maddi deliller ve hukuksal gerekçelere dayandığı, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, somut olayda Türkmenistan hukukunun uygulanması gerektiği, belirsiz alacak davası şartlarının bulunmadığı ve istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri istinaf sebepleri ile kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ücret miktarının ispatı, davacının ihbar tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili alacağı alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 17, 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. 4857 sayılı Kanun'un 63 üncü maddesinde çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiştir. Ancak tarafların anlaşması ile bu normal çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ilkesi benimsenmiştir. Kanun'un 41 inci maddesine göre fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalardır.
2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
4. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması hâlinde Yargıtayca son yıllarda uygun bir indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama hâlini almıştır.
5. Aynı ilkeler, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.
6. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
7. Yukarıda yapılan açıklamalar ile dosya kapsamındaki deliller bütün olarak değerlendirildiğinde; iş sözleşmesinin işverence 4857 sayılı Kanun'un 17 inci maddesine aykırı olarak feshedildiği ve davacının ihbar tazminatına hak kazandığı anlaşılmaktadır. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ve kararın gerekçesinin dosya kapsamına uygun olduğu görülmüştür.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücreti ile aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.