10. Hukuk Dairesi 2013/342 E. , 2013/5042 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, murisi ... 1957 – 1968 tarihleri arasında yaptığı belediye başkanlığı nedeniyle (5434 sayılı Kanun kapsamında) sigortalılığın ve kendisine aylık bağlanması gerektiğinin tespitini istemiştir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı yasanın 5434 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümlerini düzenleyen geçici 4. maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçiliği sona erenlerden tahsis talebinde bulunacaklar ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsis talebinde bulunanlardan işlemleri devam edenler hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.
Bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanunun 4"üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.
Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır...” düzenlemesine yer verilmiştir.
İş mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. Davaya konu uyuşmazlık, dayanağı işlem ve olayın meydana geldiği tarih itibariyle, yürürlükte bulunan 5434 sayılı Kanun"dan kaynaklanmakta olup, görev alanına girmediğinden iş mahkemelerinde çözümlenmesi mümkün değildir.
Bir davaya hukuk mahkemesinde mi yoksa idare mahkemesinde mi bakılacağı sorunu yargı yolu sorunu olup, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle mahkeme, kendisine açılan bir davada yargı yolunun caiz olup olmadığını, yargılamanın her aşamasında, kendiliğinden (re"sen) gözetir. Çünkü yargı yolu dava şartıdır (6100 sayılı HMK. m.114/1,b).
Yapılan açıklamalara göre, eldeki davaya konu uyuşmazlığın 5434 sayılı Kanuna dayalı ve çözümünde idari yargının görevli olduğu gözetilerek “yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dava dilekçesinin reddine” karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıdan alınmasına, 18.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.