![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2022/1727
Karar No: 2022/5728
Karar Tarihi: 10.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1727 Esas 2022/5728 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/1727 E. , 2022/5728 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 41. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 31. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.05.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat Ayşegül Öztaş gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalıya ait yurt dışındaki şantiyelerde 07.09.2012-30.10.2017 tarihleri arasında elektrik formeni olarak net 2.600,00 USD aylık ücret karşılığı çalıştığını, bir hafta altı gün bir hafta yedi gün 07.00- 21.00 saatleri arasında çalışarak fazla çalışma yaptığını, iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini belirterek ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 24.12.2013-17.04.2016 tarihleri arasında Türkmenistan'da bilgi işlem sorumlusu olarak çalıştığını, son ücretinin 889,00 USD olduğunu, brüt ve net ücretin aynı olduğunu, emsal ücretin araştırılması gerektiğini, sözleşmenin feshinde 1.244,46 USD ihbar tazminatının davacının banka hesabına ödendiğini, herhangi bir alacağının bulunmadığını, çıkış işlemleri sırasında belirlenen 1.148,54 USD eksik fazla çalışma ücretinin de hesabına yatırıldığını, davacının 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, iddia edilen çalışmanın hayatın olağan akışına aykırı bulunduğunu, fazla çalışma yapıldığında ücretinin ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile emsal ücret araştırması yapıldığı, taraf tanıkları dinlendiği; tüm bu deliller doğrultusunda davacıya yapılan ödemeleri gösterir banka kayıtlarında davacıya her ay 1.500,00 USD civarında ödemenin yapılmış olduğu, dinlenen tanıkların da yurt dışında belli bir miktar avans ödemesi yapıldığını ifade ettiği, esasında bu durumun hayatın olağan akışına uygun olduğu ve yurt dışında çalışan davacıdan iş sözleşmesinde yazılı miktarla çalışmasının beklenemeyeceği de göz önüne alınarak davacının ücretinin net 2.600,00 USD olduğu, bilirkişi raporunda hesaplanan, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili alacaklarının davacı tarafça tanıkla ispatlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından indirim yapılması için sadece tanık beyanlarına göre hüküm kurulması gerektiğini, ancak sadece tanık beyanlarına dayanılmadığını, yaklaşık 600 sayfa delil sunulduğunu, hem davacı işçiye ait şahsi deliller hem davalı Şirket nezdinde çalışan diğer işçilere ilişkin emsal delillerin sunulduğunu, bu nedenle belirtilen alacaklardan indirim yapılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, ücret tespitinin emsal ve esasa aykırı olmakla hatalı olduğunu, ihbar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini, davacının fazla çalışma yaptığı iddiasının yerinde olmadığını, yapılan hesaplamaya itiraz ettiklerini, davacı ile çalışma süreleri aynı olmayan ve husumetli tanık beyanlarına dayanılarak karar verilmesinin mümkün olmadığını, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından yapılan indirimin yetersiz olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının Dairece benimsenmiş maddi deliller ve hukuksal gerekçelere dayandığı, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirtilen sebepleri tekrar ederek ayrıca somut olayda Türkmenistan hukukunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ücret miktarının ispatına, davacının ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 17, 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. 4857 sayılı Kanun'un 63 üncü maddesinde çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiştir. Ancak tarafların anlaşması ile bu normal çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ilkesi benimsenmiştir. Kanun'un 41 inci maddesine göre fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalardır.
2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
4. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması hâlinde Yargıtayca son yıllarda uygun bir indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama hâlini almıştır.
5. Aynı ilkeler, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.
6. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
7. Yukarıda yapılan açıklamalar ile dosya kapsamındaki deliller bütün olarak değerlendirildiğinde; iş sözleşmesinin işverence 4857 sayılı Kanun'un 17 inci maddesine aykırı olarak feshedildiği ve davacının ihbar tazminatına hak kazandığı anlaşılmaktadır. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ve kararın gerekçesinin dosya kapsamına uygun olduğu görülmüştür.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücreti ile aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.