20. Hukuk Dairesi 2018/2180 E. , 2018/4361 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki TMK"nın 1007. maddesine dayalı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 05/06/2018 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ve duruşma talebinde bulunan davacılar vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı Hazine vekili Av....geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 22.11.2016 tarihli dilekçesiyle, ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, Nisan 1920 tarih, ... cilt, 65 sahife, 29 sıra nolu; Mart 302 yoklama, 92 cilt, 72 sahife, 5 sıra nolu; Ocak 1945 tarih, 125 cilt, 33 sahife, 63 sıra nolu; Şubat 1951 tarih, 125 cilt, 35 sahife, 69 sıra nolu taşınmazların müvekkillerinin murisi ... Bademlioğlu"na ait iken 1974-1975 yıllarında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tapulama harici bırakıldığını, daha sonra 20/06/1989 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu sırasında ise orman sınırları içine alınarak tescil harici orman olarak bırakıldığını, ... Bademlioğlu mirasçıları tarafından 03/08/1993 tarih ve 06395 yevmiye nolu; Mihriban Bademlioğlu mirasçıları tarafından 08/11/2010 tarih ve 12692 yevmiye nolu düzenleme şeklinde miras taksim sözleşmesi yapıldığını, söz konusu taşınmazların tapu kaydında toplam alanlarının 87.193 m2 olarak görülmekte ise de; gerçekte 216.322 m2 olduğunu, bu hususun ... Kadastro Mahkemesinin 1990/34 E.- 1993/42 K. sayılı ve bu davanın görevsizlikle aktarıldığı ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/153 E. - 2002/726 K. sayılı orman kadastrosuna itiraz davalarının reddine dair verilen karar ile de sabit olduğunu, müvekkillerinin murisi adına olan tapu kaydının iptali ile zarara uğranıldığını, tapu işlemleri kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşum aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün teşkil ettiğinden bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK’nın 1007. maddesi anlamında Devletin kusursuz sorumluluğunun söz konusu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 51.000,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle: ... Kadastro Mahkemesinin 1990/34 - 1993/42 ve ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/153 - 2002/726 sayılı dosyalarına dayalı olarak tapularının hükümsüz kalması nedeni ile açılan davada 10 yıllık zamanaşımı süresinin 22/12/2013 tarihi itibari ile tamamlandığını, Hazineye yöneltilebilecek bir kusur ya da sorumluluğun da bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmekle, ... Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK’nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, davacı tarafça, Mart 1302 tarihli sicilden gelen tapu kayıtlarının 1975 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında uygulanmayarak tescil harici bırakılması, daha sonra da 1989 yılında kesinleşen orman sınırı içinde kalması nedeniyle TMK’nın 1007. madde uyarınca tazminat istendiği, aynı tapu kayıtlarına dayanılarak açılan orman kadastro tespitine itiraz davasının, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/153-2002/726 sayılı kararıyla reddedilerek 22/02/2003 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 146. (... 818 sayılı Borçlar Kanunun 125.) maddesinde yazılı olan ve bu davada da uygulanması gereken 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtiği gibi; 4785 sayılı Kanun karşısında hukuki geçerliliği kalmayan tapu kayıtlarına dayalı olarak tazminat istenemeyeceği gözönünde bulundurularak yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 1.630,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ... verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 05/06/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.