Esas No: 2022/3529
Karar No: 2022/5124
Karar Tarihi: 30.05.2022
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/3529 Esas 2022/5124 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı-davacı erkek ile davacı-davalı kadın arasındaki katkı payı alacağı ile ilgili dava sonuçlanmıştır. Mahkeme kararında, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle katkıda bulunulduğunun kabul edileceği belirtilmiştir. Bu doğrultuda, evlenme tarihinden malın edinildiği tarihe kadar eşlerin çalışma süreleri ve gelirlerinin belgelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Her bir eşin tasarruf miktarı ayrı ayrı tespit edilerek katkı oranları belirlenmiş ve malların dava tarihi itibarıyla belirlenecek sürüm (rayiç) değerleri ile çarpılmıştır.
Kararın bir diğer bölümünde ise davacı-davalı erkeğin birleşen davaya yönelik temyiz itirazları değerlendirilmiştir. Bahçe vasıflı taşınmazın davacı-davalı erkek adına boşanma dava tarihinden sonra tescil edildiği ve yapının ise evlilik birliği içinde taraflarca inşa edildiği belirtilmiş, bu nedenle yalnızca evlilik birliği içinde inşa edilen yapı nedeniyle davalı-davacı kadın lehine katkı payı alacağına hükmedilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Kararda, katkı payı alacağına ilişkin düzenlemelerin yer aldığı 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152. maddesi ve 6292 sayılı Kanun'a atıfta bulunulmuştur.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı - Katılma Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından davacı vekilinin süresinden sonra verdiği dilekçe ile temyiz incelemesini duruşmalı yapılmasını istediği anlaşıldığından duruşma isteminin reddine karar verilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Asıl dava ve birleşen dava katkı payı alacağı istemine ilişkindir.
1-Davacı-davalı erkeğin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir.
Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olmasına rağmen, bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmelidir. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM'nin 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır.
Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Tasfiyeye konu birden fazla malın bulunması durumunda, her biri için aynı yöntem uygulanır.
Somut olayda, davaya konu 6072 ada 1 parselde kayıtlı arsanın 8/120 hissesinin 21.06.2001 tarihinde, 34 BH 387 plakalı aracın 19.09.1996 tarihinde davalı-davacı kadın adına tescil edildiği, tarafların evlilik birliği içinde tekstil işinde çalıştıkları, mahkemece, evlenme tarihinden malların edinim tarihine kadar olan gelirleri toplamı üzerinden katkı oranının belirlendiği, aracın edinim tarihinin taşınmazdan daha önce olduğu, aracın edinimine kadar hesaplamada dikkate alınan taraf gelirlerinin, aynı zamanda taşınmaz alımında da hesaplamaya dahil edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, dava konusu malların edinim tarihleri ve o tarihe kadarki gelirleri ve aracın taşınmazdan daha önce edinildiği dikkate alınarak her bir mal için ayrı ayrı katkı oranı belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacı-davalı erkeğin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda, birleşen davaya konu 216 ada 2 parselde kayıtlı bahçe vasıflı taşınmazın davacı-davalı erkek adına 12.03.2014 tarihinde boşanma dava tarihinden sonra tescil edildiği, belediyeden gelen kayıtlara göre , davacı-davalı erkeğin zemin+1 normal katlı yapı inşa etmek suretiyle zilyedi olduğu öncesinde Hazine adına kayıtlı bu taşınmazı boşanma dava tarihinden sonra 01.03.2014 tarihinde yapılan taksitli satış sözleşmesiyle 6292 sayılı yasa gereği satın aldığı, taşınmaz üzerindeki yapının ise 01.01.2002 tarihi öncesinde, evlilik birliği içinde taraflarca inşa edildiği, boşanma dava tarihinden sonra davalı tarafça ödenen bedelin taşınmazın arsa değerine ilişkin olduğu, buna göre yalnızca, evlilik birliği içinde inşa edilen yapı nedeniyle davalı-davacı kadın lehine katkı payı alacağına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde arsa değeri de dikkate alınarak katkı payı alacağına hükmedilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan sebeple temyiz edilen kararın BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 30.05.2022 (Pzt.)