Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2619
Karar No: 2022/5710
Karar Tarihi: 10.05.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/2619 Esas 2022/5710 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/2619 E.  ,  2022/5710 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

    Davalılar vekillerince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.05.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

    Duruşma günü davalılar vekili Avukat ...ile davacı vekili Avukat ... ... geldiler.

    Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

    Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalılardan ... Isı San. Tic. Ltd. Şti.’ne ait işyerinde 01.06.1998 tarihinde çalışmaya başladığını, 2007 yılında diğer davalı ....’nin ... Grup bünyesine katıldığını, davacının da 2008 yılından itibaren yeni bir iş sözleşmesi yapılmamasına rağmen .... bölge sorumlusu olarak çalışmaya devam ettiğini ve en son .... bölge müdürü olarak görev yaptığını, kayden... Şirketi işçisi olarak göründüğünü, ...Şirketi için çalışmaya başladığında...Şirketinden kaynaklı çalışmaları için davacıya ilave ücret ödeneceğinin sözlü olarak söylendiğini ancak herhangi bir ilave ücret ödemesi yapılmadığını, ödenen en son brüt ücretinin 3.920,00 TL olduğunu, yaptığı fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının karşılığının da ödenmediğini, yıllık izinlerinin tam olarak kullandırılmadığını ve iş sözleşmesinin 30.12.2013 tarihinde işverence haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek ihbar tazminatı ile izin, ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

    II. CEVAP
    Davalılar vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı definde bulunduklarını, iddia edilen ücretin doğru olmadığını, davacının...Şirketine ait işyerinde çalışması bulunmadığından...Şirketi aleyhine açılan davanın husumet yokluğu sebebi ile reddine karar verilmesi gerektiğini, iş sözleşmesinin 31.12.2013 tarihinde feshedildiğini ve fesih anında davacıya tüm tazminat ve haklarının karşılığı olarak 66.938,38 TL ödendiğini, fesihle birlikte ayrıca 10.389,26 TL tutarında ek ödeme yapıldığını, davacının yıllık izinlerini kullandığını ve ödenmeyen hiçbir işçilik alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin 24.05.2018 tarihli ve 2014/323 Esas, 2018/264 Karar sayılı ilâmı ile toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının ...Şirketinde yaptığı çalışmalar için brüt 6.993,88 TL ücret alması gerektiği,... Şirketinden aldığı brüt 3.920,00 TL’nin de ilave edilmesiyle toplam brüt ücretinin 10.913,88 TL olduğu kabul edilerek bu ücret üzerinden yapılan hesaplamaya itibar edilmiş ve her iki davalının davacının alacaklarından birlikte sorumlu oldukları gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin 16.09.2020 tarihli ve 2020/20 Esas, 2020/19 Karar sayılı ilâmı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, ayrıca davacının aylık ücretinin net 5.000,00 TL olduğu şeklindeki tespitin doğru olduğu ve alacakların hesaplanmasında kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
    A. Bozma Kararı
    1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    2. Dairemizin 01.04.2021 tarihli ve 2021/173 Esas, 2021/7350 Karar sayılı ilâmı ile özetle, davacının her iki Şirketten ayrı ayrı ücrete hak kazandığı iddiasının ispatlanamadığı, toplam ücretinin net 5.000,00 TL olduğunun kabulünün dosya içeriğine daha uygun düşeceği, dava konusu alacak miktarlarının artırıldığı ıslah dilekçesinde, ıslah ile arttırılan tutarlar için dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi talep edilmesine rağmen, taleple bağlılık kuralına aykırı şekilde ıslah ile arttırılan miktarlar için de temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin de isabetsiz olduğu gerekçesi ile karar bozularak dosya kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmiştir.

    B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...davacının yılda 4 maaş miktarında ilaveten ikramiye ücret alacağı ispatlanmış olmakla, ücret alacağına ilişkin davacı tarafın itiraz edilen zaman aşımı öncesi ve de zaman aşımı dikkate alınmak suretiyle sonraki 01/01/2012-31/12/2013 tarihler arasındaki süreye ilişkin karşılandığı ispatsız, aylık fark 2.296,00 TL ücret farkından oluşan ücret alacağının senede 4, 6 ayda ise 2 fark aylık ücreti olarak ve neticeten bilirkişi raporundaki 6 aylık dönemsel fark ücretin 6 ay değil, 8 aylık miktarları karşılığı re sen hesabı gerektiği ve bu doğrultudaki izlenebilir davacı tarafın dosya içerisine sunulan 07/10/2021 havale tarihli ücret alacağına ilişkin hesaplama dökümüne de itibar edilerek, davacının, ücretinin, asgari ücretin 2,996 katı kabulü suretiyle tespit edilen fark ücretin, 8 aylık karşılığı olarak hesabı gerektiği ve tablo üzerinden sadeleştirilerek dönemsel olarak 01/01/2012-31/12/2013 tarihleri arasındaki eksik ödenen ücretin { 8 x [ 2,996 x (634,64 + 673,30 + 700,59 ) + 2.197,54 ]=} 66.720,76 TL olması gerektiği..." gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    VI. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur

    B. Temyiz Sebepleri
    1.Davacı vekili, talep artırım dilekçelerinin Mahkemece ıslah olarak nitelendirmesinin hukuka aykırı olduğunu, ıslah olarak nitelendirilse bile bozmadan sonra ıslah yapılmasının önünde engel bulunmadığını belirterek kararı temyiz etmiştir.

    2. Davalılar vekili, Mahkemece davacının ıslah dilekçesi olarak sunduğu dilekçelerin doğru şekilde nitelendirilmediğini, davacının ücret alacağına ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğunu, bozma öncesi on iki aylık dönem üzerinden hesaplama yapıldığını, bu kararın davacı tarafından istinaf ve temyiz edilmediğini, bozma sonrası bozma konusu edilmeyen on altı aylık ücret alacağı olduğundan bahisle hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacının alacaklarından davalı Şirketlerin müşterek ve müteselsil olarak sorumlu olduğu şeklindeki kabulün hatalı olduğunu, faizin hatalı olarak tespit edildiğini, müvekkili Şirket lehine karşı vekâlet ücretinin doğru hesaplanmadığını, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesine rağmen yargılama gideri ve harç bakımından sadece davalıların sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık usuli kazanılmış hak ilkesinin ihlal edilip edilmediğine ve yargılama giderlerinin paylaştırılmasına ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    1.Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli, 1960/ 21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı).

    2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) "Yargılama giderlerinden sorumluluk" kenar başlıklı 326 ncı maddesi şöyledir:
    "(1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.
    (2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.
    (3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir."

    3. Değerlendirme
    1.Uyulan bozma kararı gereğince tesis edilmiş Bölge Adliye Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik olmamasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    2.6100 sayılı Kanun’da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.

    3. Somut olayda, Mahkemece davacının ücret farkı alacağı bakımından altı aylık dönemde altı ay üzerinden hesaplama yapılarak hüküm kurulmuştur. Bu kararın davalı tarafça temyizi üzerine, Dairemizce davacının ücretinin 5.000,00 TL olması gerektiği ve faiz bakımından ıslah ile artırılan miktarlar için dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi talebinin dikkate alınmamasının hatalı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, Mahkemece ücret farkı hesaplanan alt aylık dönemlerde ayrıca iki aylık ikramiye ödemesi bulunduğu, bu nedenle altı aylık dönemlerde sekiz aylık ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiği belirtilerek buna göre ücret farkı alacağı hüküm altına alınmıştır. Önceki kararın davacı tarafça temyiz edilmemesi davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturur. Mahkemece davalı yararına usuli kazanılmış hak ihlal edilerek ücret farkı alacağının altı aylık dönemlerde sekiz aylık ücret üzerinden hesaplanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

    4. Kabule göre de somut uyuşmazlıkta davacının dava ve ıslah dilekçelerindeki toplam dava değeri ile Mahkemece hükmedilen toplam alacak tutarına göre davalılar lehine hükmedilen vekâlet ücreti miktarı hatalıdır. Kabul şekline göre hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı olduğu tespit edildiğine göre, bozmadan sonra hüküm altına alınacak veya reddedilecek alacak miktarları yönünden vekâlet ücreti hakkında yeniden bir değerlendirme yapılması gerektiği gözden kaçırılmamalıdır.

    5. Ayrıca Mahkemece talep edilen alacakların kabul ve ret oranına göre davacı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bakımından davalıların sorumlu olduğu miktar belirtilmesine rağmen, davalıların yaptığı yargılama gideri bakımından davacı tarafın ret oranına göre sorumlu olduğu miktarın belirlenmemesi hatalıdır. Bu nedenle bozmadan sonra hüküm altına alınacak veya reddedilecek alacak miktarı yönünden yargılama gideri hakkında yeniden bir değerlendirme yapılması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.

    VII. KARAR
    Açıklanan sebeplerle,
    Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

    Davalı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

    Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,


    Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

    10.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi