Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1007
Karar No: 2022/5762
Karar Tarihi: 10.05.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1007 Esas 2022/5762 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/1007 E.  ,  2022/5762 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 9. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 1. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 17.01.2018 tarihli ve 2016/1146 Esas, 2018/44 Karar sayılı ilâmı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 26.12.2018 tarihli ve 2018/453 Esas, 2018/2656 Karar sayılı kararı ile hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde çalışmakta iken On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi Ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik Yapılmasına Dair 6360 Sayılı Kanun
    (6360 sayılı Kanun) ile İdarenin kapatılması üzerine bu Kanun'un geçici 1 inci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca sürekli işçi ve geçici işçi pozisyonlarında çalışmakta olanların mevcut kadro ve pozisyonları ile Büyükşehir Belediye Başkanlığına devredildilmesi sebebi ile Belediyeye, buradan da Belediyenin bildirimi ile şu an görev yaptığı GAP Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürlüğüne atandığını, davacının önceki çalıştığı yerlerindeki görev ünvanının atölye ustası olmasına rağmen son işyerinde bu unvanın verilmediğini, atama işlemlerinin hiçbirisinin davacının kendi iradesi ile gerçekleşmediğini, davacının temelde Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünden geldiğini, buradaki çalışmaları yok sayılarak İl Özel İdaresinde ilk defa işe başlayan işçi gibi değerlendirildiğini, intibakı İl Özel İdaresindeki toplu iş sözleşmesi hükümleri kapsamında yapılmakla birlikte, Yol İş Sendikasına üyelik tarihine kadarki hizmet sürelerinin yok sayıldığını, toplu iş sözleşmesine göre aynı hizmet süresine sahip işçilerin yevmiyeleri arasında fark olduğunu, işçinin bordrosunda gösterilen kal. işçi zammının 20 gün ve %11 üzerinden değil 30 gün ve %15 üzerinden hesaplanmasını, önceki toplu iş sözleşmesinin süresinin 28.02.2015 tarihinde bitmesi üzerine işyerinde yeni uygulanan toplu iş sözleşmesi gereğince ödenmesi gereken %6 zam tutarının beher ay için faizi ile birlikte ödenmesini, davacının devredilirken mevcut pozisyon ve görev unvanı ile devri gerektiğini istediklerini bu talebin reddedildiğini, ayrıca Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı İşyerleri için Tarım İş Sendikası ile İdare arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinin geçici 3 üncü maddesine göre kamu kurum ve kuruluşlarından kanunla Bakanlığa devredilen işçilerin; taraf işçi sendikasına üye oldukları tarihten itibaren bu toplu iş sözleşmesinin tüm hükümlerinden (ek madde 1 ve ek madde 2 hükümleri hariç olmak üzere) yararlanacaklarının belirtildiğini, ilgili maddede ayrıca "... Devirle gelen işçilerin gündelikleri işe alındıkları grubun Hak kademe ücretinden düşük ise ilk kademe ücretine (A Kademesine), yakın lehte kademe üçretine intibak ettirilir. Gündelikleri ücret skalasının dışında kalan işçiler ise kendi gündelikleri esas alınarak toplu iş sözleşmesindeki dönemlere göre uygulanan ücret zamlarından yararlanırlar...” hükmü bulunduğunu, davacının Kuruma "Köy Tes.Tek.” olarak atandığını beyanla, ücretinin ve ücrete esas ek ödemelerinin tutar ve oranlarının ne olacağının tespitine ve bundan sonra ödenmesi gereken ücretin ne kadar olacağının tespit edilmesi, bu tespit neticesinde davalı Kuruma atanmasından itibaren varsa eksik ödenen tutarlarının belirlenmesine ve bu tutarların hak edildiği tarihten itibaren faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin İl Özel İdaresi ile ilgili olduğunu, davalı İdarenin 6360 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (d) bendine göre nakledilen davacı ile ilgili nakil tarihinden önce doğmuş borçlardan sorumlu tutulamayacağını, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yöneltilmesi gerektiğini, aynı maddenin onuncu fıkrasına göre de devredilen veya nakledilen işçilerin ücret ve diğer mali sosyal haklarının toplu iş sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir veya nakil işleminden önce tabi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre toplu iş sözleşmesi bulunmayan işçiler bakımından ise 2012 yılının Eylül ayında geçerli bireysel iş sözleşmelerine göre belirleneceğinin düzenlendiğini, buna göre davacının tabi olduğu toplu iş sözleşmesinin süresi sona erse de yenisi yürürlüğe girinceye kadar iş sözleşmesi olarak devam ettiği için ücret ve diğer haklarının Türkiye Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) ile Tarım İş Sendikası arasındaki 16. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin geçici 2 ve geçici 3 üncü maddeleri gereğince ödenerek hak kayıplarının engellendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    06.04.2021 tarihli son rapor hükme esas alınmıştır.
    İşçi ücretlerinin ödenmesi başlıklı 33. Maddesinde aynen “ işçi ücretleri kanuni ödeme tarihinde veya bu tarihten itibaren üç iş günü içinde ödenir yazılı olduğu için faiz bu tarihten başlatılmıştır.
    Davalı Bakanlık harçtan muaf olduğu anlaşıldığı için hüküm ona göre kurulmuştur.
    Davacının, Tarım İş Sendikası üyesi olduğunun bildirildiği 03/07/2015 tarihinden önce, maaş artışları ve derece kademe ilerlemesi Yol İş Sendikası'nın 4. Dönem TİS'ine göre yapılmış olup sendika üyesi olduktan sonra Tarım İş Sendikasının 16. Dönem TİS'ine göre yapıldığı işyeri şahsi sicil dosyasından anlaşılmıştır. Davacının 01/07/2015 zammı yapılırken de işverenlikçe 01/03/2015 tarihli ücreti yerine işçi yararına uygulama yapılarak, 01/01/2015 tarihinde 16. Dönem zammı oranları da dikkate alınarak uygulama yapıldığı görülmüştür.
    Bilirkişice fark Ücret Alacağında davacının tespit edilen ücreti ile kendisine fiilen ödenen ücretine dair farklar raporda gösterilmiştir.
    Yine aynı bilirkişi tarafından fark Akdi İlave Tediye Alacağında nakil öncesi döneme dair 01/03/2013-28/02/20215 döneminde yürürlükte olan 4. Dönem TİS'inin 104. Maddesine göre kanuni ilave tediye harici, akden yılda 60 çıplak gündelikleri tutarında başka ödemeleri etkilememek ve müktesep hak sayılmamak kaydı ile ek ödeme yapılacağı ve bu ödemelerin Mayıs ve Eylül aylarının ilk haftası içerisinde yapılacağı kararlaştırılmıştır. Nakil sonrası döneme dair 01/01/2015-31/12/2016 döneminde yürürlükte olan TİS'in 34/b maddesine göre kanuni ilave tediye harici, akden yılda 60 çıplak gündelikleri tutarında başka ödemeleri etkilememek ve müktesep hak sayılmamak kaydı ile ek ödeme yapılacağı ve bu ödemelerin Temmuz ve Kasım aylarının ilk haftası içerisinde yapılacağı kararlaştırılmıştır. Bu kapsamda, belirlenen ücret ve fiilen ödenen ücret üzerinden hesaplanan akdi ilave tediye farkı raporda hesaplanmıştır. Hesaplamada davacının Tarım İş Sendikasına üye olduğu 03/07/2015 tarihi TİS'lerin uygulanmasında dikkate alınmıştır.
    Fark Kanuni İlave Tediye Alacağında belirlenen ücret üzerinden hesaplanan 6772 saylı yasa gereğince ödenen ilave tediye ile fiilen ödenen ücret üzerinden ödenen ilave tediye farkı hesaplanmıştır. Son dönem ödemesi için katsayı kıst usulünce hesaplanmıştır. 2015 Ocak dönemine dair ilave tediye ödeme bordrosu dosya kapsamına alınmıştır.
    Fark Sorumluluk Primi yönünden davacının tespit edilen ücreti üzerinden hesaplanan primi ile fiilen ödenen ücret üzerinden ödenen primi alacağının farkı hesaplanmış, davacının atandığı dönemde yürürlükte bulunan TİS'e göre davacıyla söz konusu primin %15 olarak ödendiği, Tarım İş Sendikasına üye olduğu 03/07/2015 tarihi itibariyle sözleşmenin 36.Maddesi gereğince %11 olarak ödendiği anlaşılmıştır. Davalı açıklamalarına göre primin bordro tahakkuklarında "Yıpranma" ve/veya" Kal. İ.Z." olarak gösterildiği de dikkate alınmış, bordroların kontrolü sonrası davalı tarafça iddia edildiği gibi Yol İş Sendikası döneminde fiilen çalışılan saat üzerinden prim tespiti yapılmadığı, primlerin aylık ücrete hak kazanılan gün sayısı üzerinden tespit edildiği görülmüş, ayrıca Tarım İş Sendikası döneminde de primlerin sadece fiilen iş başı yapılarak ücrete hak kazanılan günlerin dikkate alınması suretiyle tespit edilmiş, davacının 2015 aylık dönemine dair bordrosu dosya kapsamına alınmıştır.
    Dosya mevcuduna göre dava tarihine kadar, davacının maaşı tespitinin yürürlükte bulunan TİS'ler uygun olarak yapıldığı, davacının nakilden sonra Yol İş Sendikası üyesi olduğu zamana dair yevmiyesinin, Tarım İş Sendikası üyesi olduğu dönemden önce yapılan bireysel iş sözleşmesinde dahi muhafaza edildiği, Tarım İş Sendikası üyesi olduktan sonra da yürürlükte bulunan TİS zamlarının ücretine muhafaza edildiği, Tarım İş Sendikası üyesi olduktan sonra da yürürlükte bulunan TİS zamlarının ücretine yansıtıldığı görülmüştür. davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

    B. İstinaf Sebepleri
    1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların doğru olmadığını, aynı durumdaki birçok işçinin dosyasında hükmedilen miktar ile bu dosyada davacı lehine hükmedilen miktarın çok farklı olduğunu, itirazlar ve bildirilen emsal kararların dikkate alınmadığını, ... 1. İş Mahkemesinin 2015/691 Esas, 2017/780 Karar sayılı ile dosyasında lehe verilen kararın 20.01.2021 tarihi itibarıyla istinaf ve temyiz aşamalarından geçerek kesinleştiğini, bu dosyadaki rapora ve hesaplama biçimine niçin itibar edilmediğinin açıklanmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sorunun anlaşılamadığını, hâlbuki meselenin ilk intibak işleminin hatalı olmasından kaynaklandığını, bu durum çözülmeden yapılan tüm hesaplamaların hatalı olacağını, bu sebeple dosyanın emsal dosyada rapor düzenleyen bilirkişiye verilmesi gerektiğini, müvekkilinin kanuni düzenleme karşısında gelmek zorunda kaldığı davalı İdarede; işe başlama, unvan, yaptığı iş, pozisyon vb. kriterler ölçüsünde muadili olan bir kişi ile aynı maaş, ücret ve ek ödemeleri alıp almadığının belirlenmesinin şart olduğunu, Mahkemece belirlenecek baz yevmiyeye göre ikramiyeler, yıpranma ve diğer talep edilen haklarda ödenen ile ödenmesi gereken arasında bir fark çıkacağının açık olduğunu, davanın açılmasında önce düz işçi olarak bordroya yazılan unvanların bir anda geçişte bildirilen unvana getirildiğini ve fakat Tarım İş toplu iş sözleşmesinde muadili olmadığı veya varsa bile yüksek olduğu için derecenin intibakının yapılmadığını, baz yevmiye bağlamında muadil çalışana oranla 9-15 lira arasına değişen farklar bulunduğunu, bunun için Tarım İş Sendikasından, çalışmaya başlama, çalışma süresi ve unvanlarına göre baz yevmiye tutarının ne olacağına dair bir yazı veya liste alınmasının mümkün olduğunu, talep edilen hususların hiç ödememeye değil, fark talebine ilişkin olduğunun dikkate alınması gerektiğini, öte yandan hesap unsurlarının bazılarının hatalı uygulandığını, ödeme hesap parametresi olan gün sayılarının eksi uygulanmasının sonucu değiştirdiğini, karşı taraf lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı ve fahiş olduğunu, emsal işçi Bülent S.'nin dosyasında bir diğer bilirkişinin dosyayı anlayıp çözümlediğini, bu davadaki bilirkişi raporunun ise hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

    2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının doğrudan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünden Bakanlığa geçmediğini, kapanan İl Özel İdaresinden Büyükşehir Belediyesine, oradan da Bakanlığa geçtiğini, davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödendiğini, ikramiye ile ilgili olarak Yol İş Sendikası toplu iş sözleşmesinin de Tarım İş Sendikası toplu iş sözleşmesinin de aynı hükümleri içerdiğini, ağır hizmet, tehlike ve sorumluluk primi farkının davacıya ödendiğini, davacının Tarım İş Sendikası üyesi olmasından önceki dönemde Yol İş Sendikasının toplu iş sözleşmesinden yararlandırıldığını, zamanaşımı def'i ileri sürdüklerini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
    "...
    Taraflar arasında ücret farkı, yasal ilave tediye farkı, akdi ilave tediye farkı, sorumluluk prim farkı (I. Dönem) ve sorumluluk prim farkı (I. dönem) alacakları uyuşmazlık konusudur.
    Davacının 03.07.2015 tarihinde Tarım-İş Sendikasına üye olmadan önce Yol-İş Sendika Üyesi olduğu, köy hizmetlerinin kapatılması ile il özel idaresine, il özel idaresinin kapatılması üzerine, büyükşehir belediyesine ardından ihtiyaç fazlası personel olarak davalı idareye 6360 sayılı kanun gereği geçtiği, belediyeye geçerken yevmiyesinin 114.8 TL olduğu, belediyeden davalı idareye geçerken yevmiyesinin 119.14 TL olduğu, yeni yevmiyesinin 119.89 ile geçirildiği atölye ustası olarak derece kademesi uyarınca 120.48 e yükseltildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda; Dairemiz kaldırma kararına uyan ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucu aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda fark yıpranma primi 7.87 TL ve fark ücret alacağının 80.40 TL olarak tespit edildiği ve hüküm kurulduğu anlaşıldığından, vakıa ve hukuki değerlendirme ile gerekçede ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün taraf istinaf itirazlarının reddi ile usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan davacı ... davalı vekili istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Aynı mahkemece verilen Somut uyuşmazlığa emsal olabilecek (... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin) 2021/158 Esas ve 2021/401 Karar sayılı dosyasında ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı davalı ... davacı istinaf başvurusunun ... Bölge Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi ilamıyla esastan reddine karar verilmiş ve bu hüküm Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 01.07.2021 tarihli, 2021/6653 esas 2021/11219 Karar sayılı ilamıyla onandığı anlaşılmıştır..." gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek özetle emsal davalarda hüküm altına alınan alacak miktarları ile bu davada hükmedilen miktar arasında büyük farklılık bulunduğunu, hukuki güvenlik ilkesinin ihlal edildiğini, Mahkemece talebin anlaşılamadığını, dosyaya sunulmasına rağmen emsal dava dosyalarındaki bilirkişi raporlarının dikkate alınmamasının sebebinin de anlaşılamadığını beyanla Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, 6360 sayılı Kanun gereği davalı Kuruma nakledilen işçinin intibak işlemlerinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı, ücret miktarının doğru şekilde belirlenip belirlenmediği, nakil tarihinden sonra davacının yararlanması gereken toplu iş sözleşmesinin belirlenmesi ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenip ödenmediğine ilişkindir.

    2. İlgili Hukuk
    6360 sayılı Kanun, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (6356 sayılı Kanun), 4857 sayılı İş Kanunu.

    3. Değerlendirme
    1.Somut uyuşmazlıkta, davacı ilk olarak Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde çalışmaya başladığını, buradan İl Özel İdaresine nakledildiğini, İl Özel İdaresinin kapatılması üzerine 6360 sayılı Kanun gereği ... Büyükşehir Belediyesine devredildiğini, Belediyeden de yine aynı Kanun gereği davalı Kuruma atandığını beyan ederek gerek ilk çalıştığı Kurumda intibak işlemlerinin hatalı yapılması nedeniyle hak kazandığı ücret farkı alacaklarının gerekse son görev yaptığı Kurum tarafından toplu iş sözleşmesinin uygulanmaması sebebiyle mahrum kaldığı toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

    2. İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı sonrasında yeniden yargılama yapılarak bilirkişi S. Önder tarafından düzenlenen ek rapor doğrultusunda hüküm kurulmuş ise de aynı bilirkişi tarafından düzenlenen kök raporda dosya kapsamında toplu iş sözleşmelerinin ve dosyanın herhangi bir ekinin mevcut olmadığının belirtildiği, ek raporda ise Yol İş Sendikasının 4. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin bulunmadığı, bu toplu iş sözleşmesine göre yapılan ücret zamlarının denetlenemediği ifade edilmiştir.

    3. Taraflar arasında çözümü gereken ilk uyuşmazlık, davacının geçici işçilikten sürekli işçi kadrosuna geçirildiği tarihte geçici işçilikte geçen çalışma süresinin derece ve kademesinin belirlenmesinde dikkate alınıp alınmadığı, çalıştığı pozisyona göre davacının bulunması gereken derece ve kademenin ve bu derece ile kademeye isabet eden ücret miktarının doğru belirlenip belirlenmediğidir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporlarından bu belirlemenin ne şekilde yapıldığı denetlenememektedir. Bilirkişi tarafından davacının olması gereken derece ve kademe konusunda bir önceki bilirkişi tarafından düzenlenen rapora atıf yapıldığı ve oradaki tespite göre sonuca gidildiği görülmektedir. Ancak İlk Derece Mahkemesinin 17.01.2018 tarihli kararı, Bölge Adliye Mahkemesinin 26.12.2018 tarihli kararı ile yeniden yargılama yapılmak üzere ortadan kaldırılmış olup Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesi 17.10.2017 tarihli bilirkişi raporuna karşı itirazların dikkate alınmamış olmasıdır. Hâl böyle olunca hükme esas alınan (ikinci bilirkişi tarafından düzenlenen) raporda, davacının olması gereken derece ve kademesine ilişkin değerlendirmenin Mahkemeye ait olduğu gerekçesi ile yeniden önceki rapora atıf yapılarak sonuca gidilmesi yerinde değildir. Davacının iddiası ve davalının savunması ile dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek denetime elverişli biçimde davacının intibak tarihinde alması gereken ücreti belirlenmeli, daha sonra davalı Kurum bünyesinde yararlandığı toplu iş sözleşmelerine göre ödenmeyen alacağı olup olmadığı belirlenmelidir.

    4. Diğer taraftan davacının davalı İdareye 29.08.2014 tarihli makam oluru ile nakledildiği, nakil tarihinden önce Yol İş Sendikasının taraf olduğu 01.03.2013-28.02.2015 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmesinden yararlandığı uyuşmazlık dışıdır. Davalı İdarenin üye olduğu TÜHİS ile Tarım İş Sendikası arasında 25.06.2015 tarihinde imzalanan toplu iş sözleşmesi ise 01.01.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dosyada Yol İş Sendikasının 4. Dönem Toplu İş Sözleşmesinin mevcut olmadığı, bu nedenle davacıya işçinin hangi toplu iş sözleşmesinden yararlandırıldığının anlaşılamadığı, davacıya muhtemelen 01.01.2015 tarihinden itibaren Tarım İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin uygulanmış olabileceği ifade edilmiştir. Varsayıma dayalı bir tespit çerçevesinde hesaplama yapılması ve bu hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulması yerinde değildir.

    5. 6360 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesinin onuncu fıkrasında "...Devredilen veya nakledilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları; toplu iş sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir veya nakil işleminden önce tabi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, ... belirlenir.” hükmü yer almaktadır. Kanun hükmü dikkate alındığında davacının nakledildiği işyerinde toplu iş sözleşmesi düzenleninceye kadar nakil işleminden önce tabi olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması gerektiği kabul edilmelidir. Buna göre davacı, davalıya ait işyerinde uygulanan Tarım İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin düzenleme (imza) tarihi olan 25.06.2015 tarihine kadar Yol İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam eder. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus nakilden önce tabi olunan toplu iş sözleşmesi ile nakilden sonra tabi olunacak toplu iş sözleşmesinden yararlanma koşullarına ilişkindir. Davacının nakilden önce tabi olduğu toplu iş sözleşmesinden nakil sonrasında yararlanmayı sürdürmesi Kanun'un açık hükmünün gereğidir. Bu itibarla söz konusu toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam edebilmek için sendika üyeliğinin devamı şartı aranmaz. Aynı şekilde bir başka sendikaya üye olunması yahut işkolu değişikliği toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam etme bakımından herhangi bir etki yaratmaz. Esasen Kanun'da "nakledilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları ... toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, ... belirlenir" denilerek nakledilen işçilerin nakil olunan işyerinde yeni bir toplu iş sözleşmesi düzenleninceye kadar yaşayabilecekleri maddi kayıpların önüne geçilmek istenmiştir. Esasen Kanun'da nakledilen bir işçiye nakil öncesi tabi olduğu toplu iş sözleşmesinin uygulanmasına devam olunacağı değil; işçinin ücret, malî ve sosyal haklarının nakil öncesi toplu iş sözleşmesine göre belirleneceği vurgulanmaktadır. Açıklanan sebeplerle davacı, Yol İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin bitim tarihi olan 28.02.2015 tarihinden sonra da anılan toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam eder. Sözleşmeden yararlanma, nakledilen işyerinde yeni toplu iş sözleşmesinin düzenlendiği (imzalandığı) tarihe kadar devam eder. Buna göre somut olayda davacının Tarım İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden ancak sözleşmenin imza tarihi olan 25.06.2015 tarihinden itibaren yararlanabileceği kabul edilmelidir. Kanun'da açıkça " ...yenileri düzenleninceye kadar..." hükmüne yer verildiğinden, Tarım İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinin yürürlük süresinin geriye etkili şekilde 01.01.2015 olarak belirlenmesi de sonuca etkili değildir. Tarım İş Sendikası ile işveren arasındaki toplu iş sözleşmesinden, bu sözleşmenin yürürlük tarihinden itibaren değil, imza tarihinden itibaren yararlanılması Kanun hükmünün gereğidir. Böylece nakil olunan işyerinde yeni toplu iş sözleşmesi düzenleninceye kadar, mevcut sözleşmenin yürürlük süresi veya sendika üyeliği vb. gibi şartlar ile bağlı kalınmaksızın, önceki toplu iş sözleşmesinden yararlanmaya devam edilir.

    6.Diğer taraftan nakledilen işyerinde düzenlenecek yeni toplu iş sözleşmesinden yararlanmak için 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesindeki şartların gerçekleşmesi gerektiğinde tereddüt bulunmamaktadır. Dosya kapsamından davacının 03.07.2015 tarihinde Tarım İş Sendikasına üye olduğu ve üyeliğinin aynı tarih itibarıyla işverene bildirdiği anlaşılmaktadır. Şu hâlde, davacının Tarım İş Sendikasının taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden ancak 03.07.2015 tarihinden sonra yararlanabileceği kabul edilmelidir.

    7. Somut olayda açıklanan kanuni düzenlemelere göre davacının hangi dönemde hangi toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği belirlenmeli usuli kazanılmış haklar da gözetilerek davacının toplu iş sözleşmesinin hatalı uygulanmasından kaynaklanan alacaklarının bulunup bulunmadığı belirlenmelidir.

    8. Bölge Adliye Mahkemesince Dairemizin 01.07.2021 tarihli ve 2021/6653 Esas 2021/11219 Karar sayılı onama kararı emsal kabul edilerek tarafların istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir. Ancak anılan dosyanın tarafları, iddia ve savunma benzerlik göstermekte ise de her iki dosyanın hesap unsurları (davacıların çalışma süreleri, yevmiyeleri, derece ve kademeleri, sendika üyelik tarihleri, ödenen ücret miktarları vb.) birbirinden farklıdır. Yapılacak yargılama sırasında anılan dosya içeriğinden ve o dosyaya sunulan delillerden yararlanılabilir ise de salt o dosyada verilen kararın onandığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu sonucuna varılması isabetli değildir.

    9. İlk Derece Mahkemesince açıklanan ilke ve esaslara uygun bir değerlendirme yapılmadan denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da yerinde olmayan bir gerekçe ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi bozma sebebidir.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeplerle,

    1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

    2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

    Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

    10.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi