Esas No: 2022/2143
Karar No: 2022/5715
Karar Tarihi: 10.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/2143 Esas 2022/5715 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/2143 E. , 2022/5715 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 31. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Anadolu 6. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.05.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldiler.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 03.09.2005-19.07.2014 tarihleri arasında davalı Şirketin Afganistan'daki işyerinde mikser operatörü olarak çalıştığını, 2012 yılından itibaren ücretinin bir kısmının fazla çalışma adı altında ödenmeye başlandığını, bunun davalı aleyhine açılan davalar neticesinde davalı yanca yapılan bir uygulama olduğunu, müvekkilinin ücretinin hep aynı kaldığını, müvekkilinin bu durumdan haberi olmadığını, buna göre müvekkilinin 2012-2013-2014 yılları ücretlerinin eksik ödenmiş olduğunu, iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini, müvekkilinden tazminat ve ücretlerinin ödeneceği taahhüt edilerek ibraname alındığını, tazminatına ilişkin kısmi ödeme yapıldığını, diğer alacaklarının ise hiç ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının müvekkili Şirkette 26.08.2005-25.12.2010 ve 24.05.2011-18.07.2014 tarihleri arasında çalıştığını, bu dönemlerde hak ettiği kıdem ve ihbar tazminatlarının eksiksiz olarak ödendiğini, davacı da dâhil olmak üzere müvekkili firmanın birçok çalışanının şantiye çalışma koşulları ve yapılan işin niteliğine göre fazla çalışma gerçekleştirdiğini, ay sonunda fazla çalışma sürelerinin belirginlik kazandığını, ücretinin ve yaptığı bu mesailerin banka hesabına yatırıldığını, davacının hafta tatillerinde çalışmadığını, bunun dışında dinî bayramlar ve Nevruz Bayramı'nda da çalışmadığını, Irak ülkesindeki iklim koşulları gereği haziran-eylül ayları arası yaz döneminde 15.00-18.00 saatleri arasında çalışma yapılmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının aylık ücret tutarının brüt 800,00 USD olarak belirtildiği, bordro bedellerinin banka hesabına yatırılmış olduğu, bunun dışında davacıya her ay değişen tutarlarda olacak şekilde 600,00 -800,00 USD daha maaş adı altında ödemelerin yapıldığı, davacının aylık net 1.700,00 USD ücret aldığı, davacı asılın tanık olarak verdiği beyanında, işten ayrıldıktan sonra ücret alacakları ile kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarını aldığını beyan ve kabul ettiği, emsal dava dosyalarının fotokopilerinin sunulduğu, tetkikinde davalı Şirketin Irak ve Afganistan'da görev yapan işçilerinin haftanın altı günü 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığının kabulü ile tespit olunan haftalık on sekiz saat fazla çalışma üzerinden hesaplama yapıldığı, emsal dava dosyalarında ayda iki hafta tatilinde çalışıldığının kabulü ile hesaplama yapıldığı, emsal dava dosyalarında düzenlenen bilirkişi raporlarında da işçilerin dînî bayram günlerinin birinci günü dışında kalan genel tatillerde çalıştığının kabulü ile hesaplama yapıldığı, bu hükümlerin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kesinleşen dava dosyaları emsal alınarak hesaplama yapılmasına ve yapılan bu hesaplamalara göre de hüküm kurulmasına itiraz ettiklerini, husumetli tanık beyanlarına dayanarak hükme bağlanan fazla çalışma ücreti, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarını kabul etmediklerini, davacının ücretinin yanlış tespit edildiğini, davacının ücretinin resmî yazılı iş sözleşmesinde belirtildiği gibi olduğunu, davacının Türkiye'de bulunduğu sürelerin fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil hesaplamalarından dışlanması gerekirken dışlanmadan hesaplama yapıldığını, davacının fazla çalışma alacaklarını eksiksiz aldığını, Irak ve Afganistan'daki iklim şartları gereği yaz aylarında fazla çalışma yapılmadığını, davacı hafta tatilinde veya ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmış ise alacaklarını eksiksiz aldığını ve yasal izinlerini kullandığını, işin yapıldığı yerde cuma günlerinin resmî tatil günü olduğunu ve hiçbir şekilde çalışma yaptırılmadığını, davacının Ramazan ve Kurban Bayramı ile Nevruz Bayramı'nda da izin kullandığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının yaptığı işin niteliği, çalıştığı ülke ve tüm dosya kapsamı ile davacı tanığı ...'ın verdiği bilgiye itibar edilerek, adı geçen tanığın ifade ettiği ücret miktarlarının ortalaması alınarak davacı işçinin 1.500,00 USD ücret aldığı, davacı işçiye 570,00 USD üzerindeki ödenen tutarların fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ödemelerine ilişkin olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı, davacı işçinin Türkiye'de bulunduğu tespit edilen dönemler dışlanarak, bilirkişi tarafından yeniden yapılan hesaplama hükme elverişli olup bu yönde karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili, davacının net 1.700,00 USD ücret aldığını ve buna dair kesinleşmiş emsal kararlar bulunduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.
2.Davalı vekili; davacının brüt 600,00 USD ücret aldığını, ücretin netten brüte çevrilirken hata yapıldığını, aylık 570,00 USD'nin üzerinde ödeme var ise bu ödemelerin içinde fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin bulunduğunu ve alacaklardan davacının Türkiye'de bulunduğu sürelerin dışlanmadığını belirterek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının ücreti, dinlenen tanık beyanları ve bu doğrultuda ispatlanmış kabul edilen fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili alacağı ve bu alacaklara uygulanan indirim oranında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun ) 32, 41, 44, 46, 47, 63 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. 4857 sayılı Kanun'un 63 üncü maddesinde çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiştir. Ancak tarafların anlaşması ile bu normal çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine günde on bir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ilkesi benimsenmiştir. Kanun'un 41 inci maddesine göre fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalardır.
2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
4. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması hâlinde Yargıtayca son yıllarda uygun bir indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama hâlini almıştır.
5. Aynı ilkeler, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.
6. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
7. Yukarıda yapılan açıklamalar ile dosya kapsamındaki deliller bütün olarak değerlendirildiğinde; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ve kararın gerekçesinin dosya kapsamına uygun olduğu görülmüştür.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı ve davalı vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Davacı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine ,
10.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.