1. Hukuk Dairesi 2018/2052 E. , 2020/5022 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin verilen karara karşı davalının istinaf başvurusu Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi tarafından esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 13.10.2020 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakan anneannesi Mualla Kurtuldu’nun 16 parsel sayılı taşınmazını 05/06/2006 tarihinde davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiğini, davalının sonradan taşınmazı mirasbırakana iade ettiğini, mirasbırakanın bu kez 09/06/2008 tarihinde ölünceye kadar bakma akdiyle taşınmazı davalıya devrettiğini, ayrıca dava dışı 19 parsel sayılı taşınmazı da davalıya bağışladığını, temlik edildiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak gerçekleştirildiğini ileri sürerek, 16 parsel sayılı taşınmazda davalı adına olan tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payı oranında adına tescilini istemiştir.
Davalı, temlikin muvazaalı olmadığını ve bakım borcunu yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen karara karşı davalının istinaf başvurusu Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).
Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18)). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 01.04.1974 gün ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda, uygulama yeri bulur.
Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan Mualla Kurtuldu’nun 20.05.2016 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı torunu ile davalı oğlunun kaldıkları, miras bırakanın 16 parsel sayılı taşınmazını 05.06.2006 tarihinde önce satış suretiyle davalı oğluna devrettiği, davalının 25.03.2008 tarihinde taşınmazı miras bırakana devrettiği, mirasbırakanın bu sefer 09.06.2008 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya devrettiği, mirasbırakan adına kayıtlı başkaca bir taşınmaz olmadığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ispat külfeti davacı tarafa aittir.
Somut olayda, mirasbırakan 1930 doğumlu olup, yaşı ve hastalıkları nedeniyle bakıma muhtaç olduğu, dinlenen tanık beyanlarından davalının mirasbırakanla maddi ve manevi yönden ilgilendiği, miras bırakanın davalı oğlunun bu ilgisinden memnun kaldığı için taşınmazı ölünceye kadar bakma akdi ile devrettiği, davacı ile mirasbırakan arasında aralarında herhangi bir küskünlük ya da kırgınlık olmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, taşınmazın önce satış işlemiyle devredilip geri alındıktan sonra bu kez ölünceye kadar bakım akdi ile devredilmiş olması tek başına muvazaa iddiasını destekleyen bir olgu sayılamaz.
Hal böyle olunca; temlikin mal kaçırma ve muvazaalı yapıldığı iddiasının davacı tarafından HMK"nın.190. ve TMK"nın 6. maddeleri uyarınca usulünce kanıtlanamadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Trabzon 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 02.01.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.540.00. TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.