
Esas No: 2019/5553
Karar No: 2020/3725
Karar Tarihi: 23.06.2020
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/5553 Esas 2020/3725 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
No : 2018/2245-2019/978
İlk Derece
Mahkemesi : Trabzon 2. İş Mahkemesi
No : 2016/598-2018/119
Dava, 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılık süresi tespiti ve yaşlılık aylığı tahsisi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, Trabzon İnşaat Odasındaki üyelik kaydının 21.09.2000 tarihinde silindiğinin tespitine, iptal edilen bağkur günlerinin ihyasına, 25.01.2016 tarihli yaşlılık aylığı tahsis dilekçesini takip eden aydan itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına ve aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı ... adına yetkili, meslek odasının o dönemki yönetim kurulunun davacının üyelik kaydının silinmesine ve davacının eşinin üyelik kaydının tesisine karar vermesi gerekirken sehven davacı hakkında üyeliğin silinmesine dair karar almamış olabileciğini, ... formunda görünen 30.09.2000/9 sayılı üyelik kaydının silindiğine dair kararın ise kaybolmuş veya kayıtlara geçmemiş olduğunu belirterek, davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
SGK vekili, aleyhe hususları kabul etmeyerek, davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, “...Her ne kadar sunulan Oda kayıtlarında, davacının üyeliği 28.12.2012 tarih 14 nolu yönetim kurulu kararı ile 21.09.2000 tarihi itibariyle son verildiği anlaşılmakta ise de; davacının 21.09.2000 tarihinde işini terk ettiğini belirterek Oda kaydının silinmesini talep ettiği ve dilekçenin oda kayıtlarına girdiği sabit bulunmaktadır. Kaldı ki davalı Kuruma 03.10.2000 tarihinde verilen ... formunda Odanın mühür ve imzasını şekilde davacının 21.09.2000 tarihinde üyeliğinin sona erdiği belirtilmiştir.
1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde yapılan değişiklikler ile bağ-kur sigortalısı olmanın koşullarında farklı karineler öngörmesine rağmen, bir kimsenin bağ-kurlu sayılabilmesinin ön ve ana koşulu kendi nam ve hesabına çalışmanın varlığıdır. Belirtilen ana koşulun oluşmasından sonra ancak Yasa’nın öngördüğü diğer unsurların (Oda, vergi kaydı v.b.) bulunması halinde, zorunlu ve yasal statü kendiliğinden oluşmaktadır. Davacının ise vergiden muaf bir meslek icra etmediği, vergi kaydının ise 21.09.2000 tarihinde sona erdiği gözetildiğinde, Kurumca davacıya hizmet verilen sürelerde kendi nam ve çalışma olgusunun bulunmadığı, salt oda kaydına istinaden davacıya hizmet verilemeyeceği de dikkate alınmalıdır.
Davacının 21.04.2016 tarihli tahsis talebi değerlendirildiğinde, davacının son 7 yıllık fiili hizmet süresi içerisinde davacının 4/a kapsamında sigortalılığı baskın olduğundan davacıya 4/a statüsünde aylık bağlanması gerekmektedir.
81.Maddenin B/b fıkrası hükmünce, 52 yaşını ikmal etme, 20 yıl sigortalılık, 5825 gün prim ödeme şartlarına haiz bulunması ve yurtdışında çalışmaması, ikamete dayalı ödenek/sosyal yardım almaması nedeniyle, davacının tahsis talebini takip eden aybaşı olan 01.05.2016 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına bağlanmasına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle bilirkişi tarafından tanzim edilen 22/12/2017 tarihli rapor dosya muhteviyatına uygun ve karara dayanak teşkil edecek nitelikte görülmekle, davalı kurumun aksine işleminin iptali ile davacının oda kaydının 21.09.2000 tarihinde sona erdiğinin kabulüne, 21.04.2016 günlü ilk tahsis talebini takip eden aybaşı olan 01.05.2016 tarihinden itibaren davacının yaşlılık aylığına bağlanmasına karar vermek gerekmiş aşağıda belirtilen hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile,
“...1-Davanın kabulü ile;
Davacı ..."ün Trabzon İnşaatçılar Odası Kaydının 21/09/2000 tarihinde sona erdiğinin Tespiti ile 21/04/2016 tarihli tahsis talebini takip eden aybaşı olan 01/05/2016 tarihinden itibaren 4/a kapsamında yaşlılık aylığı bağlanmasına, aksi yöndeki kurum kararının iptaline,...”karar vermiştir.
B-BAM KARARI
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi, “...Dosyadaki yazılara,hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan hükme yönelik SGK vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK "nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile, “...1-İlk derece mahkemesinin kararının yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından SGK vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK "nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine,...” karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
SGK vekili, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 19.09.1995-21.09.2000, 06.09.2004-11.10.2010 tarihleri arasında vergi kaydı, 18.03.1996 tarihinde başlayan Trabzon İnşaatçılar Odası kaydının bulunduğu, 19.09.1995 tarihinden itibaren başlayan 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığının 5510 sayılı Yasanın Geçici Mad.63’e istinaden 31.03.2005 itibariyle sona erdirildiği, 25.10.2010 tarihinde hizmet akdi ile işe girdiğini gösterir ilk işe giriş bildirgesinin aynı tarih itibariyle Kuruma verildiği, davalı Kurumun yerel denetim sonucu Trabzon İnşaatçılar Odası kaydının ... formunda belirtildiği gibi 28.09.2000 tarihinde değil, 28.12.2012 tarih 14 sayılı yönetim kurulu kararı ile sona erdiğinin tespiti üzerine, davacıyı 4/1-a kapsamındaki sigortalılığın başlangıç tarihine kadar 4/1-b kapsamında sigortalılığını devam ettirdiği ve 21.04.2016 tarihli yaşlılık aylığı tahsis talebinin 506 sayılı Kanunun Geçici 81/B-M maddesi kapsamında değerlendirerek, sigortalılık süresi ve yaş olarak koşulları taşıyan davacının 5825 prim ödeme gün sayısı olması gerekirken 5254 prim ödeme gün sayısının bulunması nedeni ile tahsis talebinin reddedilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Yapılan yargılama sonunda İlk derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir ancak karar eksik araştırma ve incelemeye dayanmaktadır.
Davanın yasal dayanağı, 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanun"un 24 ve 25. maddelerinin 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanun ile yapılan değişik hali olup düzenlemeye göre, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; “gerçek ve götürü usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar, Esnaf ve Sanatkarlar Siciline kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıtlı bulunanlardan” gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyetin başlangıç tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanlar da Esnaf ve Sanatkarlar Siciline veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt oldukları tarihten itibaren kendiliğinden sigortalı sayılmışlardır.
Eldeki davada öncelikle Mahkemece, davacının iptal ve ihya istediği bağkur sigortalılık süreleri ile hangi kanun kapsamında yaşlılık aylığı bağlanmasını talep ettiği hususları açıklığa kavuşturulmalıdır.
Davacının sigortalılığına esas kabul edilen İnşaatçılar odası kaydının ise geçmişe yönelik olarak silinmesine karar verilemiyeceğinden, davacının bağkur sigortalılığı kapsamında kendi nam ve hesabına çalışmasının ne zaman başlayıp ne zaman sonlandığının araştırılması, kendi nam ve hesabına çalışma yok ise oda kaydına itibar edilemeyeceği, çalışmanın devam ettiğinin tespiti üzerine ise davalı Kurum tarafından oda kaydının 28.12.2012 tarih 14 sayılı yönetim kurulu kararı ile sona erdiğinin tespitine dair işleminin yerinde olduğu gözetilmeli ve varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesine, 23.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.